Başak Nur GÖKÇAM
Lactalis bünyesinde faaliyetlerini sürdüren ve endüstriye giden sütün yüzde 12’sini satın alan İçim Süt, yatırım yönünü yeşile çevirdi. 6 üretim tesisi ile faaliyet gösteren şirket, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma doğrultusunda yenilenebilir enerji yatırımlarının ilk fazını İzmir Tire’deki fabrikasında hayata geçirdi. Günlük 5 bin ton süt işleme kapasitesi bulunan İçim Süt, fabrikalarındaki yenilenebilir enerji yatırımlarını tamamladığında şebekeden aldığı elektriğin yaklaşık yüzde 40’ını güneş ve rüzgârdan sağlayacağını duyurdu. İlk etapta Tire fabrikasında güneş enerji santralini kuran İçim Süt, sonraki adımlarda ise Pamukova ve Karaman’daki fabrika sahalarında güneş enerjisi santrali, Lüleburgaz’daki fabrika sahasında ise rüzgâr türbini kurulumu planlıyor. Hedef ise fabrikalar dışındaki sahalarda yapılacak yatırımlarla 2050 yılına kadar yenilenebilir enerji kullanımı yüzde 100’e taşımak.
Dönüşümü daha ileri taşıyacağız
Karbon emisyonu azaltımı için sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar odağında ilerlediklerini belirten İçim Süt CEO’su Ali Sözen, “2033 yılına kadar karbon ayak izimizi yüzde 50 azaltmak, 2050 yılında ise tamamen bertaraf etmek istiyoruz. Bu amaçla ilk yatırımlarımızı yenilenebilir enerji tarafına yaptık ve Tire’deki fabrikamıza güneş enerjisi santrali (GES) kurduk. Tire fabrikamızda devreye aldığımız güneş enerji santraliyle geniş kapsamlı yenilenebilir enerji yatırımları hamlesini başlatmanın heyecanını yaşıyoruz. Buradaki GES ile 2 bin 835 MWh elektrik enerjisi üretilerek elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 15’i güneşten sağlanacak. Aynı zamanda yılda bin 500 ton karbon emisyonu da azaltılmış olacak. Yılda Fabrikalarımızdaki yatırımlarımızı tamamladığımızda da, şebekeden aldığımız elektriğin yaklaşık yüzde 40’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamış olacağız” dedi.
Gelecek dönemde sadece fabrikalarda değil, fabrikaların dışındaki sahalarda da güneş panelleri ve rüzgâr türbini kurarak enerji dönüşümümüzü daha da ileriye taşıyacaklarını belirten Sözen, “Bu yatırımlarımızın tüm fazları tamamlandığında yılda 80 bin MWh yenilenebilir enerji üretmeyi hedefliyoruz. Böylece şebekeden aldığımız elektriğin tamamını yeşil enerji kaynaklarından sağlamış olacağız” diye ekledi.
Fabrikalar dışında ayrıca başka arazilerde de güneş tarlaları oluşturacaklarının bilgisini veren Sözen, “Başka arazilerde yenilenebilir enerji üreterek karbon emisyonumuzu azaltmayı amaçlıyoruz. Bu süreçte ilgili diğer şirketlerle ortak çalışıyoruz ve yatırımları beraber gerçekleştirme hazırlığındayız. Devlet tarafından bizim için sağlanan kapasite alanı ile yenilenebilir enerji üretimimizi de sürdüreceğiz. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yurtdışındaki yatırımcıları çekmek için çok ciddi, agresif yenilenebilir enerji atılımı yapacağıyla ilgili bildirimler var. Biz bu kapasitelerin takibini de yapıyoruz. Bizim için eğer kapasite dağılımı olursa biz de anlaşmalar dahilinde projelendirmeye başlamış oluruz” diye konuştu.
Yılda 20 milyon euro yatırım
Yeniliğe odaklı bir şirket olduklarının altını çizen Ali Sözen, “İnovasyon kaslarımızı geliştirdik. Tüketici de bizi yenilikçi bir şirket olarak tanıyor. Kendimizi sektöre yön veren şirket olarak tanımlıyoruz. Her yıl yaklaşık 20 milyon euro yatırım yapıyoruz. Bu yatırımlar daha çok otomasyon niteliğinde oluyor. Amacımız, yeniliklerle tüketiciye daha faydalı ve yenilikçi ürünler sunmak” diye ekledi.
Yüzde 5-10 arası maliyet avantajı sağlanacak
Tire fabrikasındaki GES yatırımında toplam 4 bin adet güneş paneli kullanıldığını söyleyen İçim Süt CEO’su Ali Sözen, “Güneş enerjisi projelerimizin tamamında ise toplamda 15 bin adet güneş paneli kullanacağız. Tire’deki GES yatırımımızın bize yüzde 5 ila yüzde 10 arasında bir maliyet avantajı sağlayacağını öngörüyoruz. Yani bu sayede hem tasarruf edeceğiz hem de ekonomik kazanç elde edeceğiz. Projelerimizin de iki yılda hepsini tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.
“Almanya’ya ayran gönderiyoruz”
İçim Süt olarak 20 milyon doların üzerinde ihracat yaptıklarının bilgisini de veren İçim Süt CEO’su Ali Sözen, “Orada meyveli aromatik ayranların üretimi yapılıyor fakat sade ayranın otantik oluşu da ilgi topluyor. O nedenle biz Almanya’ya direkt ayran göndermeye başladık. Bu sayede ayranın Avrupa’daki içimini daha da yaygınlaştırmak istiyoruz” diye konuştu.