Bugün: Şubat 22, 2025
Şubat 21, 2025
6 dk. okuma

 YEKAV Lideri Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar: Al, kullan ve geri dönüştür moduna geçmeliyiz

Mehmet Hanifi GÜLEL

YEKAV Başkanı Prof. Dr. Meh­met Emin Birpınar, “Biz dön­güsel ekonomiye geçmek zo­rundayız. Yani ‘al, kullan, at’ kültürü­nü bırakmamız onun yerine ‘al, kullan, geri dönüştür’ olmalı. Tasarruf eko­nomisine dönmemiz lazım. Tüketim ekonomisinden tasarruf ekonomisine dönmediğimiz sürece bu işleri çöze­meyiz. İkincisi de vahşi kalkınmadan sürdürülebilir kalkınmaya geçmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

Yeşil Kalkınma Vakfı (YEKAV) tarafından bu yıl ilki düzenlenen “Yeşil Finansman Zirvesi 2025” İs­tanbul’da gerçekleştirildi. Zirveye Sermaye Piyasaları Kurumu Baş­kanı İbrahim Ömer Gönül’ün ya­nı sıra birçok kurum ve kuruluştan yetkililer katılım gösterdi. Zirvede; Türkiye’de Yeşil Finansın Gelişi­mi- Hedefler, Ödevler, Kazanımlar, Sorunlar, Uluslararası Sermaye Pi­yasalarına Erişim ve ESG Finans­manı ve Yeşil Finans İhtiyacı- Sek­törler, Yatırımlar, Gelecek Vizyonu adında üç panel düzenlendi.

Zirvenin açılışında ‘Yeşil Dönüşü­mün Gelecekteki Politik Görünümü’ sunumu yapan Yeşil Kalkınma Vak­fı (YEKAV) Başkanı Prof. Dr. Meh­met Emin Birpınar, vakfı sanayici, sivil toplum örgütleri, bürokrasi ve uluslararası ilişkileri yıllarca yürüt­müş biri olarak tecrübeleri doğrul­tusunda kurduklarını aktardı.

Yeşil kalkınma meselesinden önce iklim değişikliğine değinmek gerektiğini kaydeden Birpınar, yeşil kalkınma­nın iklim değişikliği ile ortaya çıktı­ğını belirterek, “Son yüzyılda özellik­le sanayi devrimi süreciyle başladı. Dünyada ortalama sıcaklıkları yak­laşık 15 dereceyken son 100 yılda bu 16, 16,5 derece ve 17 derece doğru çık­tı. İnsan faaliyetleri sonucunda 100 yılda kömür, petrol ve doğal gibi fo­sil yakıtların tüketimi arttı. Bunların kullanımı arttıkça dünyanın ısısı da artmaya başladı ve bunlar atmos­feri olumsuz etkiliyor. Bir insanın ateşi 40’a çıkınca hastaneye gö­türüyorsunuz. İlaçlar veriyorlar, serumlar veriyorlar ve tedavi­si yapılıyor..

Eğer bunu tedavi etmez­seniz sonuçlarına katlanarak, her­hangi bir organa zarar verdim diye bakıyorsunuz. Türkiye’nin ve dünya­nın geldiği durum da şu anda tam bu­rası. Artık zararları araştırmaya baş­ladık. Ama biz bu hâle getirdik. Bu sa­nayi devrimi ile birlikte de inanılmaz bir şekilde hem insan gücünü hem de doğal kaynakların kullanımı artma­ya başladı. Bugün geldiğimiz noktada 50 yıl öncesine göre karbon salımı 3 misli, nüfus ise 2 misli artmış ve do­ğal kaynak kullanımı 3 misline çık­mış durumda” dedi.

“Artık döngüsel ekonomiye geçiş başladı”

Sanayinin gelişimiyle birlikte, üre­tilen malların satılması gerektiğini ve insanların tüketime teşvik edil­diğine değinen Birpınar, eskiden “al, kullan, at” ekonomisinin geliştiğini ve bu anlayışın hala devam ettiğini belirtti. Bugün, artık dünyada dön­güsel ekonomiye geçişin başladığı­na dikkat çeken Birpınar, “Al, kullan ve geri dönüştür’ moduna geçilme­miz gerekiyor.

Günümüzde artık çok fazla atık üretmeye başladığımızı ve bunların atık sahalarından atmos­ferde bulunan gazlardan bir tanesi olan metan gazı yaydığını, karbondi­oksite nazaran 70-80 kat daha fazla ısıyı yaydığını biliyoruz. İnsanoğlu­nun eliyle yapılan bu faaliyetlerin so­nucu dünyada iklim değişiyor. Böyle giderse sonuçlarına katlanmak zo­runda kalacağız. Telafi edecekleri­miz var ve telafi edemeyeceklerimiz var. Çare bulamadığımız işte en ba­sitiyle aniden yağan yağışlar, deniz sularındaki ısınmadan dolayı bazı balık türlerinin azalması ve Kızılde­niz’den gelen balon balığı gibi istilacı balıkların artması gibi telafi edilme­yecek boyutta sorunlar oluşturuyor.

Yani suyun ısınmasına çare bulmak kısa vadede zor. Bioçeşitliliğik hem karada hem denizdeki canlıların yok olması anlamına geliyor. Bu da doğa­da ciddi bir afetler oluşturmaya ne­den oluyor” açıklamasını yaptı. İk­lim değişikliği ile mücadelede başta sivil toplum örgütleri olmak üzere, devlet ve millet olarak herkesin katkı vermesi gerektiğini ifade eden Birpı­nar, sadece ülke olarak katkı verme­mizin yetmediğini, dünyadaki bütün ülkelerin de aynı katkıyı vermesi ge­rektiğini ifade etti.

Bütün ülkelerin, siyasilerin hepsinin ortak çalışma­ları ve Birleşmiş Milletler çatısı al­tında bu işleri yapılması gerektiği­ni dile getiren Birpınar, “Biz bir kere döngüsel ekonomiye geçmek zorun­dayız. Yani al, kullan, at kültürünü bı­rakmamız onun yerine al, kullan, geri dönüştür olmalı. Yani tasarruf eko­nomisine dönmemiz lazım. Tüketim ekonomisinden tasarruf ekonomisi­ne dönmediğimiz sürece bu işleri çö­zemeyiz. İkincisi de vahşi kalkınma­dan sürdürülebilir kalkınmaya geç­memiz lazım” ifadelerini kullandı.

SPK, sürdürülebilirlik bağlantılı sermaye piyasası rehberi hazırladı

Günümüzde artık yeşil kalkınma­nın başka bir boyutta taşındığı ve bu alandaki çalışmaların yoğunlaştığını gördüklerini aktaran Sermaye Piya­sası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, ”Yeşil finansmana ulaş­mak, yeşilin tüm alanları ile birlikte mavi finansman şeklinde veya üçlü dönüşüm şeklinde baktığımızda artık tüm finansın kalbine oturan bir nok­ta.

Biz de kurumumuz adına bu çalış­malara oldukça önem veriyoruz. Artık karbon yakıtlarının yavaş yavaş piya­sadan çekilmeye başlaması gerekti­ği gerçeği birlikte sınırda karbon dü­zenlemeleri önemli noktalara gelmiş bulunmaktadır. Kurumumuz 2022’de yeşil borçlanma aracı, sürdürülebilir borçlanma aracı, yeşil kira sertifikası, sürdürülebilir kira sertifikası rehbe­ri yayınlanmıştı.

Bu rehberle birlikte 2022’de 4 milyar liranın üzerinde ye­şil sürdürülebilir borçlanma ihraca­tı gerçekleştirirken, 2023 yılında bu rakam 100 milyar lira ve 2024’te ise 240 milyar lirayı buldu. Böylece top­lamda 340 milyar liralık bir borç­lanma aracı gerçekleştirebildik. Öte yandan uluslararası sürdü­rülebilirlik bağlantılı tahvil ilkeleri esas alınarak sür­dürülebilirlik bağlantılı sermaye piyasası araç­ları rehberi taslağını hazırladık en kısa süre de değerlen­direceğiz” açık­lamasını yap­tı.

Gençlerin, yeşil kalkınma üzerinde çalışması gerekiyor

İklim değişikliği meselesinin sadece bir çevre meselesi olmadığını, bir kalkınma meselesi olduğunun da altını çizen YEKAV Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Bu trene Türkiye binecek mi, binmeyecek mi? Bütün mesele burada.

Kömür, petrol ve doğal gazın bir tanesi de bizde doğru düzgün yok. Ama yenilenebilir enerjiyi kullandığınız zaman elektrik üretiminde özellikle rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal gibi yenilenebilir enerjiyi çevre dostu, iklim dostu projeleri veya kalkınma modelini belirlediğiniz zaman enerji sistemlerini ülkenizin ekonomisi için de iyi olacak. Şu anda güneş enerjisi maliyetleri 10 sene evveline rağmen çok daha düşük. Belki 10’da 1 seviyesine kadar düştü…Türkiye’de satılan arabaların %15’i elektrikli olmaya başladı. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu %50 olacak.

Artık evinizin çatısına kurduğunuz bir panel ile evin elektriğini, ısınmasını, soğumasını, aydınlatılması ve arabanız şarj edebilir duruma geldik. Dolayısıyla elektrik, doğal gaz, benzin faturası olmayacak. Artık buraya doğru gidiyoruz. Gençlerin de bu yeşil kalkınma ile bunlara yatırım yapmaları, bunun gibi işler üzerinde çalışmaları gerekiyor. Burada startup’lar ve kurumlar bununla ilgili ilgili çalışmalar yapmalı. Her şey elektrikliye giden bir dünya var. Bu yolu takip etmek ve bu trene binmemiz ülkenin kalkınması ve büyümesi için önemlidir. Bir yandan yeşil finansman ülkemize nasıl getirebiliriz üzerinde düşünmemiz lazım” dedi.

Önceki

Endüstrici dönüşüm için yatırım odaklı ‘Eximbank’ istiyor

Sonraki

150 milyon yolcu taşıdı 15 yeni rotaya uçacak

Son gönderi Blog

Don't Miss

Endüstrici dönüşüm için yatırım odaklı ‘Eximbank’ istiyor

Yatırım malı ithalatındaki azalışa dikkat çeken ZÜCDER başkan adayı, PAGEV

Sabancı, Google ile birlikte kuantum bilişim şirketi Quera’ya yatırım yaptı

Sabancı Holding, kurumsal girişim sermayesi fonu Sabancı Ventures aracılığıyla, ABD