Bugün: Mayıs 31, 2025
Mayıs 30, 2025
4 dk. okuma

Ürettiğimiz ambalajların yarısını küresel pazara yollamak istiyoruz

Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki SARIBEKİR

Türkiye’nin dış ticaret fazla­sı veren sektörleri arasında en önlerde yer alan ambalaj sektö­rümüz 2024 yılını da olumlu bir tablo ile kapattı. Sektörün ihra­catı yüzde 1 artışla 6,95 milyar dolara çıkarken, ithalatı da yüz­de 7 düşüşle 4,26 milyar dolara geriledi.

Böylece ambalaj sektö­rünün dış ticaret fazlası 2024 yı­lında, bir önceki yıla göre yüzde 19 artışla 2,68 milyar dolara yük­seldi. Sektörün ihracatı yüzde 1 artışla 6,95 milyar dolara çıkar­ken, ithalatı da yüzde 7 düşüşle 4,26 milyar dolara geriledi. Böy­lece ambalaj sektörünün dış tica­ret fazlası 2024 yılında, bir önce­ki yıla göre yüzde 19 artışla 2,68 milyar dolara yükseldi. Zorlu bir yıl olmasına rağmen ambalaj sektörümüz 2024 yılını olumlu bir tablo ile kapattı. 2025’e ise da­ha umutlu bakıyoruz. Türkiye›­nin etrafındaki savaşların sona ermesi ile sektörün özelliklebu yılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir büyüme göstereceğine inanıyoruz.

Avrupa’da artan talebi kapasitemiz karşılar

Avrupa halen bizim en büyük pazarımız. Avrupa’da resesyo­nun etkilerinin azalmasıyla ar­tan talebi karşılayabilecek ka­pasitedeyiz. Henüz ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşıladığımız Avrupa ülkelerine daha fazla ih­racat yapabiliriz. Artık sadece fi­yat avantajı konuşulmuyor. Ka­liteli ürün talebi olan Avrupa, en hızlı şekilde ambalaja ulaşmak istiyor.

Bunun için ‘daha hızlı’ ol­mak gerekiyor. Avrupa’da oluştu­rulacak lojistik merkezlerine de­mir yolu, nehir yolu ve deniz yolu ile ulaşıp, ürünlerimizi bu mer­kezlerden Avrupa’ya dağıtabili­riz. Eğer bunu başarırsak ihra­catımıza etkisini çok hızlı bir şe­kilde görebiliriz. Ayrıca ABD’nin de Türkiye ambalaj sektörümüz için büyük fırsatlar barındırdığı­nı düşünüyoruz. 2025’te de ABD pazarına açılmayı sağlayacak ça­lışmaların içerisinde olacağız.

Çin’den hammadde ithal edip maliyeti düşürebiliriz

Dünya yeni bir ekonomik dö­nemece girmiş durumda. Özel­likle Çin’de çok uygun fiyata hammaddeler bulunuyor. Ora­dan ham madde ithalatı yapıp maliyetleri düşürebiliriz. Bizim ucuz ham maddeleri engellemek yerine teşvik etmemiz gerekti­ğini düşünüyoruz. Ham mad­deye yeni vergiler koymaktansa vergileri sıfırlamamız ve ucuz­latmamız lazım. Ucuz ham mad­deyle imalat yapıp bitmiş ürünü ihraç edersek önemli fırsatlar yakalar ve ülkemizin ihracatı­nı çok hızlı bir şekilde artırırız. Türkiye’nin önü açılır ve ihra­cattaki büyüme hedeflerimize daha çabuk ulaşabiliriz.

Ambalaj endüstrisinde faa­liyet gösteren firmalar olarak, 2025 ve sonrası için çevre dostu çözümler geliştirmek ve sürdü­rülebilirliği artırmak amacıyla yeşil dönüşüm alanında çeşitli hedefler belirliyoruz. Bu ajanda, döngüsel ekonomi, karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliği ve daha çevre dostu materyaller kullanımı gibi birçok alanda atıl­ması planlanan önemli adımla­rı içeriyor. Bu kapsamda şartlar el verdikçe bu alandaki yatırım­larımızı sürdüreceğiz. 2025 ve sonrasında ambalaj malzemele­rinin büyük bir kısmının geri dö­nüştürülebilir olmasını ve belir­li oranlarda geri dönüştürülmüş içerik kullanılarak üretilmesini amaçlıyoruz.

Kendi atığımızı kullanmalıyız

Çin’in yaptığı gibi kendi atığımızı kullanmayı teşvik etmemiz gerekiyor. Çin geri dönüşüm sanayisini geliştirmek için dünyanın plastik atığını satın alıp sanayisini geliştirip yavaşça sıfıra getirdi. Bunun için biz de ülkemizdeki toplamayı ve geri dönüşümü geliştirecek sistemlerle uğraşmalıyız.

Bu noktada Yeşil OSB konusunu destekliyoruz. Buralarda üretilen ürünlerin de önü açık olacak. İSO 9000 ilk çıktığında belgesi olmayanlar ihracat yapamıyordu. Gelecekte aynı şekilde karbon karnesi kötü olan ihracatçılar, ihracat yapamayacak hale gelecek. İhracatın artmasıyla bu durum birinci derecede paralel ilerliyor. Sürdürülebilirlik, çevreci üretim Türkiye’nin geleceği. Çevresel sürdürülebilirliği önceliğe aldığımız zaman hem lojistik hem üretim kalitesi hem de rekabet gücümüz gelişecek.

Bir yandan da tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen unsurların artık farklılaştığını da görüyoruz. Artık şirketler için sadece kar maksimizasyonunun hedeflendiği günler geride kaldı. Yeni dünya düzeninde şirketlerin kar elde etmesi toplumsal çıkarları gözetmesiyle paralel ilerlemeye başladı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında en önemli konulardan biri de ‘Sorumlu Üretim ve Tüketim’. Bu sebeple ambalaj sektörü olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliğe, teknolojiye, kaliteye ve ürün çeşitliliğine önem veren bir bilinç ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kullanımını arttırmak için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Gelişen teknolojiyle birlikte artık otomasyon ve endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha fazla yer alması için yatırım planlarımızı buna göre hazırlıyoruz. Örneğin, enerji tasarrufunu artırmak için daha verimli makineler ve sistemler kullanıyoruz. Dijital izlenebilirliğe de önem veriyoruz ve ambalajların nerede üretildiği, geri dönüştürülüp dönüştürülemediği gibi bilgilerin tüketiciyle paylaşılması gerektiğine inanıyoruz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

İZTO Başkanı Mahmut Özgener: İş dünyası, işlerini tertip içinde sürdürmekte problem çekiyor

Sonraki

“Sürdürülebilirlik ve döngüsel iktisat vizyonumuza taraf veriyor”

Son gönderi Blog

Don't Miss

Aselsan’ın temettü teklifi onaylandı: Kâr hissesi dağıtacak!

Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ASELS) Kamuyu Aydınlatma Platformu’na

Oluklu mukavva satışlarında maksat, 3 milyon tonu geçmek

Oluklu mukavva sektörü­nü tek çatı altında top­layan Oluklu Mukavva Sa­nayicileri