Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki SARIBEKİR
Türkiye’nin dış ticaret fazlası veren sektörleri arasında en önlerde yer alan ambalaj sektörümüz 2024 yılını da olumlu bir tablo ile kapattı. Sektörün ihracatı yüzde 1 artışla 6,95 milyar dolara çıkarken, ithalatı da yüzde 7 düşüşle 4,26 milyar dolara geriledi.
Böylece ambalaj sektörünün dış ticaret fazlası 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 19 artışla 2,68 milyar dolara yükseldi. Sektörün ihracatı yüzde 1 artışla 6,95 milyar dolara çıkarken, ithalatı da yüzde 7 düşüşle 4,26 milyar dolara geriledi. Böylece ambalaj sektörünün dış ticaret fazlası 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 19 artışla 2,68 milyar dolara yükseldi. Zorlu bir yıl olmasına rağmen ambalaj sektörümüz 2024 yılını olumlu bir tablo ile kapattı. 2025’e ise daha umutlu bakıyoruz. Türkiye›nin etrafındaki savaşların sona ermesi ile sektörün özelliklebu yılın ikinci yarısından itibaren hızlı bir büyüme göstereceğine inanıyoruz.
Avrupa’da artan talebi kapasitemiz karşılar
Avrupa halen bizim en büyük pazarımız. Avrupa’da resesyonun etkilerinin azalmasıyla artan talebi karşılayabilecek kapasitedeyiz. Henüz ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşıladığımız Avrupa ülkelerine daha fazla ihracat yapabiliriz. Artık sadece fiyat avantajı konuşulmuyor. Kaliteli ürün talebi olan Avrupa, en hızlı şekilde ambalaja ulaşmak istiyor.
Bunun için ‘daha hızlı’ olmak gerekiyor. Avrupa’da oluşturulacak lojistik merkezlerine demir yolu, nehir yolu ve deniz yolu ile ulaşıp, ürünlerimizi bu merkezlerden Avrupa’ya dağıtabiliriz. Eğer bunu başarırsak ihracatımıza etkisini çok hızlı bir şekilde görebiliriz. Ayrıca ABD’nin de Türkiye ambalaj sektörümüz için büyük fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz. 2025’te de ABD pazarına açılmayı sağlayacak çalışmaların içerisinde olacağız.
Çin’den hammadde ithal edip maliyeti düşürebiliriz
Dünya yeni bir ekonomik dönemece girmiş durumda. Özellikle Çin’de çok uygun fiyata hammaddeler bulunuyor. Oradan ham madde ithalatı yapıp maliyetleri düşürebiliriz. Bizim ucuz ham maddeleri engellemek yerine teşvik etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ham maddeye yeni vergiler koymaktansa vergileri sıfırlamamız ve ucuzlatmamız lazım. Ucuz ham maddeyle imalat yapıp bitmiş ürünü ihraç edersek önemli fırsatlar yakalar ve ülkemizin ihracatını çok hızlı bir şekilde artırırız. Türkiye’nin önü açılır ve ihracattaki büyüme hedeflerimize daha çabuk ulaşabiliriz.
Ambalaj endüstrisinde faaliyet gösteren firmalar olarak, 2025 ve sonrası için çevre dostu çözümler geliştirmek ve sürdürülebilirliği artırmak amacıyla yeşil dönüşüm alanında çeşitli hedefler belirliyoruz. Bu ajanda, döngüsel ekonomi, karbon ayak izini azaltma, enerji verimliliği ve daha çevre dostu materyaller kullanımı gibi birçok alanda atılması planlanan önemli adımları içeriyor. Bu kapsamda şartlar el verdikçe bu alandaki yatırımlarımızı sürdüreceğiz. 2025 ve sonrasında ambalaj malzemelerinin büyük bir kısmının geri dönüştürülebilir olmasını ve belirli oranlarda geri dönüştürülmüş içerik kullanılarak üretilmesini amaçlıyoruz.
Kendi atığımızı kullanmalıyız
Çin’in yaptığı gibi kendi atığımızı kullanmayı teşvik etmemiz gerekiyor. Çin geri dönüşüm sanayisini geliştirmek için dünyanın plastik atığını satın alıp sanayisini geliştirip yavaşça sıfıra getirdi. Bunun için biz de ülkemizdeki toplamayı ve geri dönüşümü geliştirecek sistemlerle uğraşmalıyız.
Bu noktada Yeşil OSB konusunu destekliyoruz. Buralarda üretilen ürünlerin de önü açık olacak. İSO 9000 ilk çıktığında belgesi olmayanlar ihracat yapamıyordu. Gelecekte aynı şekilde karbon karnesi kötü olan ihracatçılar, ihracat yapamayacak hale gelecek. İhracatın artmasıyla bu durum birinci derecede paralel ilerliyor. Sürdürülebilirlik, çevreci üretim Türkiye’nin geleceği. Çevresel sürdürülebilirliği önceliğe aldığımız zaman hem lojistik hem üretim kalitesi hem de rekabet gücümüz gelişecek.
Bir yandan da tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen unsurların artık farklılaştığını da görüyoruz. Artık şirketler için sadece kar maksimizasyonunun hedeflendiği günler geride kaldı. Yeni dünya düzeninde şirketlerin kar elde etmesi toplumsal çıkarları gözetmesiyle paralel ilerlemeye başladı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında en önemli konulardan biri de ‘Sorumlu Üretim ve Tüketim’. Bu sebeple ambalaj sektörü olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliğe, teknolojiye, kaliteye ve ürün çeşitliliğine önem veren bir bilinç ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kullanımını arttırmak için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Gelişen teknolojiyle birlikte artık otomasyon ve endüstri 4.0’ın sektörümüzde daha fazla yer alması için yatırım planlarımızı buna göre hazırlıyoruz. Örneğin, enerji tasarrufunu artırmak için daha verimli makineler ve sistemler kullanıyoruz. Dijital izlenebilirliğe de önem veriyoruz ve ambalajların nerede üretildiği, geri dönüştürülüp dönüştürülemediği gibi bilgilerin tüketiciyle paylaşılması gerektiğine inanıyoruz.