Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Arda Ermut, Boğaziçi Üniversitesinin ev sahipliğinde “Belirsizlik Çağında Finansal Dönüşüm” temasıyla düzenlenen Boğaziçi Üniversitesi Finans Zirvesi 2025’te konuştu.
Ermut, konuşmasında finansal dönüşümün yerel ve küresel ölçekteki etkilerine değindi.
Küresel ölçekteki bazı belirsizliklere ve dalgalanmalara işaret eden, Kovid-19 salgınının etkileri sürerken enerji krizleri, tedarik zinciri sorunları, iklim değişikliği, küresel enflasyon gibi pek çok faktör ve bunlara eklenen global ve bölgesel düzeydeki diğer etkenlerin günlük hayatta pek çok alanı etkilediğine dikkati çeken Ermut, şu ifadelere yer verdi:
“Bu nedenle yalnızca şirketlerin değil ya da özel sektör tarafındaki aktörlerin değil, kamu tarafındaki aktörlerin, devletlerin, kamu yapılarının da bu belirsizlik ortamında daha esnek, daha dirençli, daha öngörülü olması gerektiği, kendilerini buna göre dönüştürmeleri gerektiği bir dönemdeyiz. Türkiye olarak biz bu dalgalanmalara çok yabancı değiliz. Türkiye bu tip krizleri çok yaşadı ve bulunduğu bölge itibarıyla bu tip durumlarla baş etmeyi öğrenmesi, bu yetenek setini, başta özel sektör olmak üzere her kesiminde toplumun geliştirilmesi gereken bir topluluk olarak biz hayatta kalmayı başardık.Yatırımcılara da yıllarca bunu söyledik.”
Ermut, “Devamlı aynı soruları sorup durmak yerine bölgede bu anlamda oluşmuş olan tecrübeden, yeteneklerden istifade etmenin yolunu bulmanın, global şirketlerin özellikle fırsatlar barındıran bu bölgede başarılı olmaları açısından çok önemli olduğunun hep altını çizdik. Şu andaki durumda da baktığımızda artık bu problemlerin coğrafyamızda sınırlı bir durum olmadığı, tamamen global bir problem halinde bütün devletleri, ülkeleri, ekonomileri tehdit ettiğini görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
‘Stratejik adımları atmak artık ertelenemez bir gereklik’
Ermut, sürdürülebilir ve güçlü yatırımlara odaklanmanın önemine vurgu yaparak “Geleceği sağlam temeller üzerine inşa edebilmek için bu konuda başarılı olmamız, bu dönüşümü gerçekleştirmemiz lazım ancak bunların başında günümüz şartlarına uygun finansal ve dönüşümü destekleyecek yapıları oluşturmakla ilgili adımları da gecikmeden atmak gerekiyor. Bu süreçte ekonomik altyapımızı güçlendirecek stratejik adımları atmak artık ertelenemez bir gereklik halini aldı” ifadelerini kullandı.
Bugün finansal stratejilerin merkezine yerleşen bazı temel unsurlara dikkati çeken Ermut, sürdürülebilirlik, dijitalleşme, şeffaflık, sosyal fayda gibi kavramların sadece ekonomik getiriyi sağlayan projelerin ötesine geçtiğini, aynı zamanda çevresel ve toplumsal etkiyi de yaratmayı amaçlayan süreçlere dönüştüğü bir zamanda bulunulduğunu söyledi.
Ermut, şöyle devam etti:
“Ülkemiz süreçlere en hızlı uyum sağlayan ülkelerden kaçınılmaz olarak biri haline gelmeye aday. Bunu tam olarak gerçekleştirdiğimizi söylemek tabii ki iddialı olur ama bu konuda en büyük avantaja sahip, bunu yapabilecek ülkelerden biri olduğumuz da ortada. Yeşil finansman, dijital para sistemleri, yenilikçi ödeme altyapıları gibi unsurlar ülkemizin finansal geleceğinde gitgide daha etkin roller oynamaya başladı.”
‘Zorluklarla mücadele edebilme kabiliyetimiz DNA’mızda var’
Bu tür dönüşüm süreçlerinde sadece yeni finansal araçların değil, krizlere karşı geliştirilen reflekslerin de önemli olduğunu belirten Ermut, “Zorluklarla mücadele edebilme kabiliyetimiz hem devletimizin hem de milletimizin DNA’sında var.” dedi.
Ermut, bu anlamda Türkiye’de yapılan çalışmalar ve hayata geçirilen projeler hakkında bilgi vererek Varlık Fonu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi gibi yapıların kurulmasının, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hayata geçmesinin dönüşüme ihtiyaç veren cevaplar arasında yer aldığını anlattı.
“Bu finansal dönüşüm sürecinde Türkiye Varlık Fonunun üstlendiği rolü daha net ifade etmek gerekirse özellikle kamu kaynaklarının özel sektör mantığıyla yöneten bir modelle çalışan bir yapının oluşturulması, hem yatırım yapılan sektörlerde somut sonuçlar elde edilmesi hem de uluslararası ölçekte güven veren bir finansal aktörün ortaya çıkarılması adına ülkemiz adına önemli.” diyen Ermut, şunları kaydetti:
“Dünyada değişik Varlık Fonu modelleri var. Önemli bir kısmı ve çok bilinen modeli de bir ticari fazlaya dayanan bir nakit birikiminin kullanılması amacıyla kurulmuş, özellikle Körfez ülkelerinde modelini gördüğümüz fonlar ama daha sonra ,özellikle bu belirsizlik ortamında, stratejik yatırımların gerçekleştirebilmesi adına devletler bir çözüm olarak stratejik yatırımları yapacak varlığa dayalı fonların da oluşturması yolunda gitmeye başladılar. Dünyada bildiğiniz bazı başarılı örnekleri var. Ülkemiz de bu adımı ,biraz belki geç de olsa, muadillerine göre 2016’da atmış oldu ve şimdi özellikle Batı’daki bazı gelişmiş ekonomilerde de artık ulusal varlık konularının kurulmasına yönelik adımların atılmaya başladığını gördük.”
Ermut, “Şu anda Amerika’da bu ciddi bir gündem, İngiltere’de böyle bir adım atıldı. Tabii burada baktığımızda bu tartışmaların devam edeceğini öngörmek de zor değil ama en azından bir varlık fonu ülkede ne yapabilir, neden böyle bir şeye ihtiyaç vardır ve somut olarak nelere katkı sağlayabilir, baktığımızda, ülkemizde en azından bunun yavaş yavaş örneklerini başarılı örneklerini görmeye başladığımızı söyleyebiliriz. Bunun gururunu yaşıyoruz.” dedi.
‘At yarışlarında ciroyu bir senede neredeyse iki katına çıkardık’
Türkiye’de Varlık Fonunun kurulmasıyla birlikte yaşanan gelişmeler ve ilerlemeler ile bu çerçevede hayata geçirilen örnekler hakkında katılımcılara bilgi veren Ermut, Türkiye Sigortadan bahsetti.
Ermut, “Biz bunu 285 milyon dolarlık bir finansmanla bir işlemle kurduk. Bugün Türkiye Sigorta üç tane kamu bankamızın sigorta şirketini alıp birleştirerek şu anda 2,2 milyar dolar piyasa değerine ulaşmış, sektörünün en önde gelen şirketi olarak kamumuzun önemli bir değeri olarak ortaya çıkmış durumda.” diye konuştu.
“Yine enteresan bir başlık belki ama diğer varlık fonlarının da yavaş yavaş eğildiği ve başarılı bir şekilde işletmeye başladığı bir örnek olduğu için bizim için de enteresan.” diyen Ermut, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şans oyunlarında 2017’de devletimizin tamamına sağlanan toplam 600 milyon dolarlık bir ciromuz varken 2024’te Varlık Fonumuzun devralmasından sonra bu ciro yaklaşık 2,25 milyar dolara çıktı. Hem kamu tarafına, özellikle vergi anlamında, daha çok gelir sağlayan, aynı zamanda varlık konumuzun önemli projeleri için kaynak sağlayan bir yapıya getirmiş durumdayız. Aynısı şans oyunlarına benzer at yarışlarında da aynı şekilde. Neredeyse 900 milyon dolar olan bir ciroyu bir senede neredeyse iki katına, 1,8 milyar dolara çıkardık ve böyle devam etmek konusunda bir eğilim var.”
“Çok gurur duyulacak bir alan değil belki ama biliyorsunuz burada önemli nokta illegal tarafına karşı devletlerin verdiği savaş.” diyen Ermut şu noktalara dikkati çekti:
“Maalesef böyle bir ihtiyaç var, bu yapılıyor. Ne kadar çok rekabetçi olursanız o kadar çok rekabet etme imkanınız var ve maalesef illegal bahsin şans oyunlarının da neleri finanse ettiğini günümüzde biliyoruz. Çok büyük bir alandan bahsediyoruz, terörünün finansmanından tutun, bazı diğer illegal alanlar gibi. Dolayısıyla devletlerin bu konuda verdiği çalışma mücadele önemli bir hale geldi. Türk Telekom hisselerinin yüzde 55’ini satın aldık. O hisseleri de 1,65 milyar dolara satın almıştık. Sadece aldığımız yüzde 55’lik hissenin şu anda aşağı yukarı değerinin 1 milyar dolar arttığını söyleyebiliriz, ki burada atılacak daha çok adım var ama işin bir de stratejik tarafı var, fiber altyapıyı taşıyan şirket olması gibi…”
Örneklerin tamamının Varlık Fonunun neler yapabileceği hakkında da fikir verdiğine dikkati çeken Ermut, devletlerin Varlık Fonu gibi yapılarla finansal belirsizlik ortamında cevaplarını geliştirmeye başladığını söyledi.
Ermut, “Varlık Fonumuzun hedefleri arasında önemli başlıklardan biri gelecek nesillere ekonomisi güçlü bir ülke bırakmak. Bizler de bu amaç doğrultusunda Türkiye Varlık Fonu olarak stratejik yatırımlarla sermaye desteği sağlamaya, finansal piyasaların derinleşmesine katkı sunmaya ve ülkemizin ekonomik gücüne destek vermeye inşallah devam ediyor olacağız.” diye konuştu.