Türk dünyasının ekonomik ve stratejik geleceği açısından büyük bir adım olarak nitelendirilen Türkmenistan doğal gazının Türkiye’ye gelişiyle iki ülke arasında yeni bir dönem başlıyor.
EkoAvrasya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Hikmet Eren de Türkmenistan doğalgazının Türkiye’ye ulaşmasının Türk dünyası açısından tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade etti, Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından Türkmenistan gazının kritik bir rol üstlendiğini aktardı.
Bölgesel güç dengelerini de yeniden şekillendirebilir
Türkmen gazının Türk dünyasının ekonomik ve stratejik geleceği açısından büyük bir adım olduğunu vurgulayan Eren, “Türkmenistan, dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerinden birine sahip ve bu potansiyelin Türkiye ile stratejik iş birliği çerçevesinde değerlendirilmesi, Türk dünyasının ekonomik ve enerji güvenliğini güçlendirecek kritik bir adımdır. Bugün atılan bu adım yalnızca iki ülke arasındaki ticari ilişkileri değil, bölgesel güç dengelerini de yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir” ifadelerini kullandı.
Eren, “Enerji sadece bir ticaret unsuru değil, aynı zamanda kalkınmanın temel dinamiğidir. Türkmen gazının Türkiye’ye ulaştırılması, Türk dünyasının ekonomik entegrasyonunu güçlendirirken, küresel enerji piyasalarındaki dengeleri de etkileyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Türk dünyasının geleceğine yön veren bir dönüşümün başlangıcı
Türkmenistan doğalgazının Türkiye’ye ulaşmasının aynı zamanda Orta Asya ile Anadolu arasındaki tarihi bağları enerji temelli yeni bir vizyonla güçlendiren bir hamle olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Dr. Hikmet Eren, sürecin sadece ekonomik değil, siyasi ve kültürel boyutlarıyla da değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bu proje, Türk dünyasının geleceğine yön veren bir dönüşümün başlangıcıdır. Enerji, yalnızca ekonomik bir araç değil, aynı zamanda küresel güç mücadelesinin en kritik unsurlarından biridir. Türkmen gazının Türkiye’ye ulaşması yalnızca bir enerji transferi değil; ortak geleceğimizin ekonomik, stratejik ve diplomatik temellerinin sağlamlaştırılması anlamına gelmektedir. Bu adım, Türkiye’nin küresel enerji denklemindeki konumunu güçlendirirken, Türk dünyasının ortak hedeflerine ulaşmasını sağlayacak kalıcı bir kazanım olacaktır.”