Bursa Karacabey’de küçük bir fabrika ile 1975 yılında faaliyete başlayan daha sonra Türkiye’nin dört bir yanına yer alan entegre tesisleri ile Sütaş, yarım asrı devirdi. Geliştirdiği “Çiftlikten Sofralara” entegre iş modeli ile sektöründe farklı bir iş modeli kuran Sütaş’ın 50 yıllık yolculuğunu Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz anlattı.
Muharrem Yılmaz, Sütaş’ın kuruluş hikayesini anlatırken söze “Sütaş, ailemizin geçmişinden gelen mandıracılık işini bir anonim şirketine dönüştürmek isteyen Babam Sadık Yılmaz tarafından 1975’te Bursa Karacabey’de küçük bir fabrika olarak kuruldu” diyerek başlarken “O yıllarda heyecan yüksek, imkânlar sınırlı, sanayi ve teknoloji konusunda ise tecrübe yok denecek kadar azdı” dedi ve ekledi: “Tüm bu koşullara rağmen mimarisi “süt güğümü” şeklinde olan bir fabrika binası yapıldı, yeni makinalar geldi.
Aynı yıl banttan çıkan ilk şişe sütle Sütaş faaliyete geçti. Kurulduğumuz günden itibaren sütün ve süt ürünlerinin üretimini ve tüketimini artırarak insanların sağlığına, yaşam kalitesine ve mutluluğuna katkıda bulunmak, bu topraklarda binlerce yıllık geçmişi olan süt ürünleri tüketim kültürünü yaygınlaştırmak için çalıştık.”
Muharrem Yılmaz, “Türkiye’nin Sütçüsü” olmaya gayret ettiklerinin altını çizerek “Sütün iyiliğini ve bereketini yaymayı kendimize misyon edindik. Kuşaklar boyu biriktirilen bilgi ve tecrübe, bize odaklanmanın çok önemli olduğunu söylüyordu. Ottan süte, sütten sofraya, tüm zincir; etkin ve birbirini destekleyecek şekilde yönetilmeliydi.
Ürünlerimizin doğallığını, kalitesini, besin değerini güvence altına alan ve izlenebilirliğini sağlayan “Çiftlikten Sofralara” iş modelimiz böyle oluştu, gelişti, olgunlaştı. Bugün iş modelimiz sadece tüketicilerimizin gıda güvenilirliği beklentilerini en iyi şekilde karşılamakla kalmıyor. Kullandığımız doğal kaynakları geri dönüştürmeyi esas alarak, çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla özgün ve örnek bir sürdürülebilirlik modeli oluşturuyor” açıklamasını yaptı.
8 saat içinde en uzağa ulaşabiliyor
Yatırımları planlarken öncelikle iş modelinin entegrasyonunu tamamlamayı sonra da bunu Türkiye’nin dört bir yanına yaymayı hedeflediklerini anlatan Muharrem Yılmaz şunları söyledi: “30. yılımızda Güney Marmara Sütçülük Projesi Karacabey Tesisleri’mizin entegrasyonu tamamladık. 35. yılımızda Orta Anadolu Sütçülük Projesi Aksaray Entegre Tesislerimiz, 40. yılımızda Ege-Akdeniz Sütçülük Projesi Tire Entegre tesislerimiz faaliyete geçti. 45. yılımızda ise Doğu-Güneydoğu Anadolu Sütçülük Projesi Bingöl Entegre Tesislerimizin yatırımına başladık. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında yer alan tesislerimiz, ürünlerimizi 8 saat içinde ülkemizin her yerinde tüketicilerimize ulaştırmamızı sağlıyor.”
Sütaş’ın Karacabey, Aksaray, Tire ve Bingöl’de 4 entegre tesisinde her gün 6,8 milyon paket süt ürünü ürettiğine işaret eden Muharrem Yılmaz, 7 bin 800 kişiye istihdam, 20 binden fazla üretici aileye düzenli gelir sağlıyor. Yılmaz, 182 bin satış noktasına ulaştıklarına değinerek “İş modelimiz; yarattığı sosyo ekonomik etkiler, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı özelliği ve sonuçları ile Sütaş yatırımlarını birer “Bölgesel Kalkınma Modeli” niteliğine taşıyor” tespitinde de bulundu.
Balkanlar ve Pakistan’da
Muharrem Yılmaz, “Yurt içi yatırımlarımızın yanı sıra 2014 yılından itibaren de Makedonya tesislerimiz ile Balkanlara ve Balkanlar üzerinden Avrupa’ya ulaşıyoruz. 2024’te de Pakistan süt ürünleri tesisimizi devreye alarak MilkFields markamızı lanse ettik. Yurt dışı yatırımlarımızın yanı sıra aralarında Çin, Mısır, Avrupa Ülkeleri, Azerbaycan, ABD, Japonya, BAE, Libya, Irak, Kuveyt’in de bulunduğu 47 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz” açıklamasında bulundu.
Elektriğini organik atıktan karşılıyor
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ayrıca “2024 yılında üretim tesislerimizin elektrik ihtiyacının yüzde 92’sini ineklerimizin gübreleri ve organik atıklarından ürettiğimiz yenilenebilir enerji ile karşıladık. 2025’te bu oranı yüzde 100’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.