TEB Faktoring olarak 27 yıldır farklı sektörlerde aktif olan her ölçekten firmanın ihtiyacına yönelik yurt içi ve ihracat faktoring çözümlerini aynı çatı altında sundukları bilgisini veren TEB Faktoring Genel Müdürü Gülümser Özgün Henden, reel sektöre verdikleri destekle ülke ekonomisinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağladıklarının altını çizdi.
“Resesyon beklentileri ihracatçıya negatif yansıdı”
Son beş yılda sektörü olumlu ya da olumsuz etkileyen önemli gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Gülümser Özgün Henden, “Dış ticaret alanında globalde yaşanan pandeminin etkileri azalmakla birlikte ardından gelen ticaret savaşları ve korumacı ticaret anlayışı ülkeler arası ticareti etkilemeye devam ediyor.
Resesyon beklentilerinin ihracatçılara negatif yansıdığını görüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Bunun yanı sıra içeride yaşanan makroekomik politikalardaki değişiklikler ile kur volatilitesi ve yüksek enflasyonun etkisine dikkat çeken Henden, “Özellikle tekstil sektöründeki ihracat müşterilerimizin rekabet gücünde azalmayı birlikte yaşadık. Yeni pazarlar ve farklı sektörlerle ihracat faktoringini geliştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
İç piyasada yasal düzenlemeler ve makroekonomik tedbirlerin artırılmasına bağlı olarak finansa erişimin zorlaşmasının faktoring talebini artıran en önemli unsular arasında gösteren Gülümser Özgün Henden, “Özellikle finansa erişimde zorlanan KOBİ segmenti başta olmak üzere tüm segmentlerde talep artışı yaşadık. Dijitalleşme ve fintech iş birlikleri ile tedarik finansmanı modelleri faktöringlerin iş hacmine olumlu katkı yapıyor. Önümüzdeki dönemde bu alandaki gelişmelerin devam etmesini bekliyoruz” dedi.
“360 derece finansal çözümler sunuyoruz”
TEB Faktoring olarak sundukları müşteri odaklı yaklaşım ve şirketlerin tüm ihtiyaçlarını kapsayacak 360 derece finansal çözümleri sayesinde işletmelerin finansmana daha hızlı erişimini sağladıklarının altını çizen Gülümser Özgün Henden, şöyle devam etti: “Ayrıca şirketlerin vadesinden önce alacaklarını hızla nakde çevirerek likidite sorunlarını çözmelerine yardımcı oluyoruz.
Bununla birlikte uluslararası faktoringi kapsamında alacakların vadesini beklemeden erken finansman, faktoring alacak garantisi sayesinde işletmelere uluslararası pazarlarda güvenli ticaret imkanı sağlıyor; nakit akışlarını korumaları ve sağlıklı ticaretlerinin devam etmesine destek oluyor ve ayrıca alacak tahsilat hizmetimizle tahsilat takibi yükünü azaltarak ihracatçılarımızı destekliyoruz.”
Dijital kanallarıyla da işletmelerin her an yanında yer aldıklarına atıfta bulunan Gülümser Özgün Henden, “TEB Faktoring CEPTE mobil uygulamamız ve web sitemizde bulunan hızlı başvur üzerinden 7/24 başvuru yapılıp, anlık işlem takibi gerçekleştiriliyor. TEB Faktoring online şubemiz üzerinden tüm müşterilerimiz ücretsiz bir şekilde mevcut faktoring işlemlerine ait bilgileri her an her yerden takip edebilir, ilgili belgeleri görüntüleyebilir ve indirebilirler. Ayrıca, tedarikçi finansmanı ürünü başta olmak üzere, dijital platform iş birliklerimizi sürdürüyor ve zenginleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Gelişmiş ülke ortalamalarını yakalamamız gerekiyor”
Türkiye’de faktoring işlemlerinin gelişmiş piyasalara göre düşük düzeyde seyrettiğine değinen TEB Faktoring Genel Müdür Gülümser Özgün Henden, şunları kaydetti: “Gelişmiş ülkelerde faktoring işlem hacminin GSMH oranı yüzde 15’lere kadar çıkabildiğini görüyoruz. Bizde ise bu oran henüz yüzde 3 civarında.
Bu durum, hizmetin hem reel sektör hem de finansal kurumlar nezdindeki algı eksikliğinden kaynaklanıyor. Banka dışı bir finans kuruluşu olarak mevduat toplayamayan faktoring şirketleri, kaynağını büyük oranda sermayesinden, bankalardan ve borçlanma araçlarından elde ediyor; ekonomik dalgalanmalarda bu fonlama maliyeti yükseliyor ve nihai müşteri için faiz oranlarına yansıyor. Ekonomideki daralma ve sıkışmalardan hem ticaret hacmi hem de karşılıksız çek oranları etkilendiği için faktoring sektörü en hızlı etkilenen sektör oluyor.”
Gelişmiş piyasalarda yaygın şekilde kullanılan açık hesaba dayalı fatura temliklerinde hukuki süreçlerde karşılaşılan zorlukların da sektörün ilerlemesini yavaşlatan unsurlar olarak görülebileceğini sözlerine ekleyen Gülümser Özgün Henden, “Açık hesap faturalarının temlikinde hukuki hakların düzenlenmesi hem reel sektör hem de faktoringler açısından yol açıcı olacaktır.
Ayrıca ticari alacak sigortası veya kamu destekli garanti programları ile faktoringler risk paylaşımı yaparak finansa erişimi kolaylaştırabilir. Geleneksel iş akışlarının manuel ve emek yoğun olması, dijital dönüşümün şirketler arasında eşitsiz ilerlemesi, insan kaynağı açısından sektöre ilginin artırılması da önemli konular haline gelmiş durumda” şeklinde konuştu.
Büyük ölçekli firmaların ise daha çok alacak yönetimi ve tedarikçi finansmanı amacıyla faktoringi tercih ettiğini hatırlatan Henden, “Burada ERP ve e-Fatura entegrasyonları gibi teknolojik çözümler öncelik kazanıyor. Dijitalleşmenin gelişmesi için bazı hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. Yasal zeminde, artan konkordato kararları ile alacak yönetiminde belirsizliklerin arttığını görüyoruz. Ek bazı düzenlemelerle sektöre hem güven hem de verimlilik kazandırılması Türkiye ekonomisi için bu finansman modelini gelişmiş ülkelerle aynı seviyeye taşıyacak potansiyeli görüyoruz” dedi.
“Yasal düzenlemeler, ESG uyumlu ürünleri zorunlu kılıyor”
Türkiye’de yeşil finansman konusunda İklim Kanunu ve sürdürülebilirlik raporlama zorunlulukları gündemde olduğunu hatırlatan Gülümser Özgün Henden, “Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı’na uyum, özellikle ihracat yapan firmalar için büyük önem taşıyor ve bu uyum süreci faktoring sektörünü de doğrudan etkiliyor. Yasal düzenlemeler, sektör oyuncularının ESG uyumlu ürünler geliştirmesini, portföylerini dönüştürmesini ve dijitalleşmeye yatırım yapmasını zorunlu kılıyor” dedi.
Bu gelişmelerin sektörde uluslararası fonların ve yatırımcıların ilgisini de artırdığını vurgulayan Gülümser Özgün Henden, “Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi kurumlar, ESG uyumlu ve dijital altyapısı güçlü Türk faktoring şirketlerine doğrudan kredi ve sermaye yatırımları yapmaya başladı. Ortaklarımız TEB ve BNP Paribas Grubu, ESG konusuna hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte en fazla önem veren kurumlar arasında yer alıyor” ifadesini kullandı.