Günay DEMİRBAĞ
Tüketici alışkanlıkları, hızla değişen dünyada sürekli bir dönüşüm geçiriyor. Talep ve yaşam şartlarında görülen farklılaşma, sadece bireylerin satın alma davranışlarını değil, aynı zamanda marketlerin iş modellerini ve hizmet anlayışını da etkiliyor. Böylece geleneksel perakende anlayışı da yeniden şekilleniyor.
Tüketiciler, artık alışverişlerinde hız, kolaylık ve çeşitlilik arıyor. Büyük hipermarketlere gitmek yerine, mahallelerinde ulaşabilecekleri yeni nesil marketlerden alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Metro, BonVeno ile mahallelerde açtığı mağazalarla yerel halkın ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde cevap vermeyi hedefliyor. BonVeno Türkiye Genel Müdürü Eda Özkan ile yeni tarz market yapılanmasını ve çalışmalarını konuştuk:
Bonveno’nun anlamını açıklar mısınız?
BonVeno “hoşgeldiniz” demek. Kolay söylenen, yazılışı okunuşu aynı olan tüm ülkelerde kulakta tatlı bir iz bırakan bir isim olsun hedefindeydik. Anlam olarak bizim konseptimize de çok uyuyor çünkü her gün 07.30’dan 22.00’ye dek müşterilerimizi güler yüzle, hoş geldiniz diyerek karşılıyoruz.
Böyle bir mağaza konseptine neden ihtiyaç duyuldu?
Pandemiden sonra insanlar mahalleleri içinde, yürüyüş mesafesinde bulunan marketlerden alışveriş yapmaya çok daha fazla başladılar. Tüketiciler, ne kadar ödediğinizden bağımsız olarak pratik bir şekilde yeme içme sorununu, trafik problemi de yaşamadan yürüme mesafesinde bir noktada çözmek istiyor. Bütün bu trendler göz önünde tutularak, Metro Grup tarafından yeni nesil mağazacılık anlayışını ortaya koyan bu strateji geliştirildi.
“En çok mağazası olan ülke biziz”
Buna global olarak karar verildi ve ilk Türkiye’de mi başladı?
Evet. Global olarak karar verildi. Buna commune mağazacılık deniliyor. Metro mağazalarımız Cash&Carry rolünü üstlenmeye devam ederek yeme içme sektörüne hizmet vermeyi sürdürüyor. Son tüketicilerden de Metro ürünlerine talep oluştu. Böylelikle mahallelerde daha pratik, ona uygun ürün gamı, dizaynıyla, yeni bir konsept yaratmaya odaklandık. Gururla söylüyorum ki ilk Bonveno Türkiye’de açıldı. Bugün 37 mağazayla en çok mağazası olan ülke de biziz.
Mağazalar küçük olsa da mutlaka meyve sebze Türk mutfağının vazgeçilmezi. Burada iddialıyız. Ürünler Antalya’dan taze taze geliyor. %100 izlenebilirlik sağlıyoruz. Sadece meyve sebze reyonunda değil; kendi markalı tüm ürünlerimizde müşterilerimize izlenebilirlik sunuyor, QR kod ile ürünün tüm hikayesini şeffaflıkla öğrenebilmelerini mümkün kılıyoruz. Yeme içme konsepti ise çok yeni.
Mahalleden biri
Mağazalarımıza çalışanlarımızın adını veriyoruz. “Arda’nın Bonvenosu” diyoruz mesela. Arda bizim ekibimizden. Mahalleli olalım dediğimiz için, mahalleden arkadaşların isimlerini veriyoruz. Arda burada büyümüş. Bizim Gıda Sevkiyat Çözümümüzün bu bölgedeki müdürü. Dolayısıyla burası da Arda’nın Bonveno’su. Hangi mahalledeysek o mahallede oturan ekip arkadaşımızın adı ile açıyoruz mağazalarımızı.
“Fiyat – kalite dengesi memnuniyet yaratıyor”
QR kod sayesinde ürünleri “izleyebilmek” de müşterilerin en sevdiği noktalardan. Aldıkları ürünün çiftlikten rafa geliş hikayesini takip edebiliyorlar. Bonveno mağazaları Metro mağazalarına göre küçük olsa da vegan, vejetaryen, glütensiz beslenme gibi farklı ihtiyaçlara hitap eden ürün çeşitleri raflarımızda yer alıyor. Alternatif beslenmeye uygun ürün çeşitleri ile de fark yaratıyor.
Küçük mekanlarda işlevsellik ön planda
Oturma alanları çok keyifli oluyor müşterilerimiz için. Bir şeyin küçüğünü yapmak daha zor aslında bakarsınız. Azaltmak, elemek daha zordur. Yazar Anton Çehov’un dediği gibi “Vaktim olsa daha kısa yazardım”. Bizim işimiz de buna benziyor.
Bu yıl ki hedefinizi öğrenebilir miyiz?
Hedef 2025 sonuna kadar 100 mağazaya ulaşmak. 3 yıl içinde ise 1000 mağaza hedefliyoruz. 350 milyon TL’lik yatırım bütçemiz var bu sene için. Lokasyonu seçerken ince eliyoruz, sık dokuyoruz. Orada da biraz esnaf gibi hareket ediyoruz. Mahallenin genç nüfusu ne kadar gibi datalardan da yararlanıyoruz yer seçimi yaparken.
