Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Hamdolsun gerek belediyelerimiz gerek kamu kurumlarımız gerek vakıf ve derneklerimiz gerekse hayırseverlerimiz Ramazan’ın ruhuna uygun faaliyetler gerçekleştiriyor. Cumhurbaşkanı olarak Ramazan-ı Şerif’i gönül şölenine dönüştüren herkesi siyasi parti ayırmaksızın teşekkür ediyorum. Rabbimizin lütfu olarak bu Ramazan-ı Şerif’i daha huzurlu ve sevinçli karşıladık.
“Ramazan ayını üzerlerine bomba korkusu duymadan geçiriyorlar”
Komşumuz Suriye’de 14 yıllık zulmün ardından ilk kez Ramazan ayını üzerlerine bomba korkusu duymadan geçiriyorlar. Gazze’li kardeşlerimiz yıkıntıların arasında bile olsa 471 gün sonra rahat birer nefes alıyor. Suriyeli ve Gazze’deki kardeşlerimizi muhabbetlerimizi, dayanışma mesajlarımızı yolluyoruz. Bu Ramazan’ın ülkemizle birlikte tüm bölgemizde, kardeşliğe vesile olmasını yürekten temenni ediyoruz.
Suriyedeki son durum: Büyük oranda kontrol altina alindi
Biz herkes için barış, istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Birçok yerde kimi zaman etnik kimi zaman inanç ayrımı yüzünden çatışma gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışıyor. Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin terör eylemlerine şahit olduk. Özellikle azınlıkların yaşadığı yerlerde patlak veren olaylarda Suriye Ordusu’nun yanısıra pekçok sivil de hayatını kaybetti. Teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz var. Olayların büyük oranda kontrol altına alındığını, sahadaki durumun hassasiyetini koruduğunu görüyoruz.
“Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz”
Türkiye olarak Suriye’nin birliği, dirliği, toplumsal barışı hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini lanetliyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu karar hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair mesajlarını olumlu karşılıyoruz. Sayın Şara rövanşizme düşmeden kucaklayıcı politika izlemektedir. Suriye’nin hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz.
“Birbirimize düşersek bizi kimse koruyamaz”
Arap, Türkmen, Kürt, Nusayri, Dürzi demeden ülkelerin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesine müsaade etmeyeceklerine inanıyorum. Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanlarız. İnşallah ebediyen burada yanyana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Sünniler, Aleviler, Kürtler olarak birbirimizin hamisiyiz, kader ortağıyız. Birbirimize düşersek bizi kimse koruyamaz. Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir. Acımızın da sevincimizin de ortak olduğunun şuuran varmaktır.
Suriye’deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum; biz ne Irak’ta ne Suriye’de ne Lübnan ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeni, dini, mezhebi, inancıyla ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa olsun kimseye farklı gözle bakmıyoruz. Tüm insanları Hz. Ali efendimiz in buyurduğu üzere ‘ya dinde kardeşimiz ya da yaradılışta eşitimiz’ olarak görüyoruz.Her kim Suriye’ye baktığında mezhep, meşrep, köken görüyorsu taassuba esir olmuş demektir.