Saat&Saat, 2024 yılında daha sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamak adına Devridaim Enstitüsü’nün danışmanlığında başlattığı sürdürülebilirlik çalışmalarına büyük bir hızla devam ediyor.
Saat&Saat’in hayata geçirdiği bu çalışmalar; eğitimlerden atölyelere, yeşil ofis uygulamalarından kurum içi etkinliklere kadar pek çok alanda gerçekleşiyor. Bu çalışmalarla, kurumun çevresel etkilerini azaltmaya dair somut adımlar atılırken çalışan farkındalığı da güçlendiriliyor.
Sürdürülebilirliğin kurum kültüründeki yerini artılıyor
Saat&Saat, sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında ofis içerisinde yaptığı çalışmalarla hem daha verimli ve tasarrufu öne çıkaran bir yaklaşım sunuyor hem de çalışanların sürdürülebilirliğe dair farkındalığını güçlendirmek üzere eğitim, atölye ve etkinlikler düzenliyor.
Devridaim Enstitüsü’nün danışmanlığında gerçekleştirilen bu uygulamalarda, öncelikli olarak sürdürülebilirliğin kurum kültüründeki yerini artırmaya odaklanıldı.
Bu kapsamda; ofise plastik atıkların azaltılması için bilgilendirmeler yapmanın yanı sıra kurum içerisine su sebilleri ve termos dağıtımı yapıldı. Ayrıştırılabilir atık kutularını da ofis genelinde yaygınlaştıran Saat&Saat, yemekhanedeki gıda fazlasının barınaklara yönlendirilmesi için de özel bir sistem kurdu.
İki aşamalı çöp toplama etkinliği
5 Haziran Dünya Çevre Günü yaklaşırken Saat&Saat, çalışanlarının katılımı ile doğada iki aşamalı çöp toplama etkinliği gerçekleştirdi. 22 Mayıs 2025’ta Kilyos’ta gerçekleştirilen etkinlikte 1 saat içerisinde 20 kilo çöp ve atık toplandı.
Etkinlikte doğaya atılan çöplere ve atıklara gönderme yaparak “Geride BırakMA” mesajı verildi. Toplanan çöplerin çevreye verdikleri zararlar, atıkların ise ileri dönüşüm yöntemleri hakkında bilgiler çalışanlara aktarıldı.
“Somut adımlar atıyoruz”
Saat&Saat Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Berfin Kaplan Albayrak, Sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonominin Saat&Saat’in kurum kültüründe uzun yıllardır yeri olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
“Saat&Saat olarak, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir öncelik olarak değil; aynı zamanda kurumsal kültürün, toplumsal etki anlayışının ve ekonomik sorumluluğun ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Geride bırakılan her plastik şişe, yönlendirilen her atık ve hayata geçirilen her eğitim, bu yaklaşımın yapı taşlarını oluşturuyor.
Biz, kurum olarak üzerimize düşen sorumluluğu almak için somut adımlar atıyoruz. Bu adımların tüm ekiplerimiz tarafından benimsenmesi ve kişisel hayatlarına da etki etmesi en büyük arzumuz. Bu süreçte katkı sunan tüm çalışma arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.”