Bilim insanları, Mısır piramitlerinde bugüne kadar bilinenleri sorgulatacak yeni bir keşfe imza attı. Çoğu kişinin zengin soylulara özgü bir onur olarak gördüğü piramitlere gömülme geleneği, bu keşifle birlikte yeni bir anlam kazanabilir. Tombos’ta bulunan iskeletler, klasik soylu anlayışıyla bağdaşmayan fiziksel işaretler taşıyor.
Uzmanların incelediği iskeletler, fiziksel olarak zorlayıcı işlerde çalışmış kişilere ait. Bu durum, söz konusu bireylerin piramitlere gömülen düşük statülü işçiler olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, Mısır’ın soyluları hayatlarını kaybettiğinde, kendilerine öbür dünyada hizmet etmeleri için işçilerini ve hizmetçilerini de yanlarında götürmeyi tercih ediyordu. Bunun, bu kişilerin ölümüne neden olan bir gelenek olduğu anlaşılıyor.
Piramitlerin hikayesini yeniden yazacak keşif
Uzmanlar, bu keşfin Mısır piramitlerine dair uzun süredir anlatılan hikayeleri tamamen değiştirebileceğini öne sürüyor. Piramitlerde yalnızca firavunlar ve zengin soyluların değil, aynı zamanda onların memurlarının ve hizmetçilerinin de gömülü olduğu, dönemin toplumsal düzenine dair çarpıcı ipuçları sunuyor.
Keşfin merkezi olan Tombos, günümüzde Mısır ile Sudan sınırında, ünlü Nil Nehri’nin kıyısında yer alıyor. Arkeolojik bulgular, bu bölgenin MÖ 1500 civarında Mısırlılar tarafından fethedilerek önemli bir sömürge merkezi haline getirildiğini gösteriyor. O dönem Tombos nüfusunun, memurlar, zanaatkarlar, katipler ve profesyonellerden oluştuğu düşünülüyor. Bu kişiler, belgeleri okuyup yazabilen, dönemin okuryazar sınıfından bireylerdi.
Keşif, farklı fiziksel yapıya sahip iki grup insanı ortaya koyuyor. Bir kısmı çok az fiziksel aktivitede bulunmuş bireylerden oluşurken, diğer kısmı hayatı boyunca ağır işlerde çalışmış kişilerden oluşuyor. Firavunlar, öbür dünyada bile kendi düzenlerini korumak isteyerek yalnızca hizmetçilerini değil, aynı zamanda memurlarını ve katiplerini de yanlarına almış gibi görünüyor.
Tarihten bir ders: “Fakirin yüzü güler mi?”
Bu bulgular, dönemin toplumsal düzenini sorgulatırken, geçmişten günümüze “fakirin yüzü güler mi?” sorusunu da tekrar akıllara getiriyor. Firavunların, hayat boyu kendilerine hizmet eden kişilere, ölümlerinde bile özgürlük tanımadığı anlaşılıyor. Yaşamları boyunca hizmet eden bu insanlar, ölümde de soylularla birlikte öbür dünyaya yolculuk etmeye mahkum bırakılmışlar.