Özlem SARSIN
Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB), son günlerde sıkça gündeme gelen pestisit sorunu ve 2024 yılı ihracatının değerlendirildiği bir basın toplantısı düzenledi. EYMSİB Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, pestisit sorununun sadece ihracatçılar üzerinden çözülemeyeceğine dikkat çekerek, kalıntı probleminin yaş meyve ve sebze ihracatında en önemli sorunların başında geldiğini ifade etti.
İhracatın sürdürülebilir olması için kalıntı probleminin çözülmesi gerektiğine vurgu yapan Balık, “Turquality projelerinin yapılma sebeplerinden birisi bu algıyı değiştirmektir. Almanya’da geçen ay yapılan Turquality projesinde alıcılar ve Alman makamlarının bize sorduğu ilk sorular kalıntı meselesi üzerine idi. Bakanlık bu konuda ciddi tedbirler aldığını söylüyor, özellikle AB’nin yasakladığı aktif maddelerin ülkemizde de kullanımın yasaklanması için bir an önce harekete geçmeli. Yaz ayları gelmeden bu mücadele hemen başlamalı” dedi.
Ülkelerin MRL değerlerinin farklı farklı olduğunu, kalıntı probleminin sadece ihracat üzerinden çözülemeyeceğini ifade eden Balık, “Ancak biz maalesef bu konuyu sadece ihracat üzerinden çözmeye çalışıyoruz. Kalıntı meselesini ihracat üzerinden çözmeye çalıştığımız müddetçe bu sorunu çözemeyeceğiz. Çünkü üretilen meyve sebzenin yüzde 8’i ihracata gidiyor. Kalan kısmı iç piyasa tüketiyor.
Bu kalıntı sorununu yüzde 8’lik bölüm üzerinden çözmeye çalışırsanız hiçbir zaman çözemezsiniz. Bizim önce üretimi çözmemiz gerekiyor, bunu sahada çözmemiz gerekiyor. Bakanlık bu konuda ciddi tedbirler aldığını söylüyor ve bu seneden itibaren gerekli çalışmalara başlayacaklarını söylüyorlar. Türk halkı da kalıntısız ürün yemeyi hak ediyor. Bu farkındalığı oluşturmamız, pazarlardan aldığımız ürünleri de sorgulamamız gerekiyor. O zaman bu işi çözeriz yoksa çok zor çözeriz” dedi.
“Uygunsuz ürünleri imha ediliyor”
Kapıkule’de yapılan analizler sonucunda geri dönen yaş meyve sebzelerin Türk halkı tarafından kesinlikle tüketilmediğine de dikkat çeken Balık, süreç hakkında şu bilgileri verdi, “Maalesef ülkemizde kalıntı nedeni ile dönen ürünlerin Türk halkı tarafından tüketildiği haberlerini sıkça okuyoruz. Bu algı doğru değil. İhracattan dönen mallar konusunda yanlış bir algı var. Türkiye’de pazarlarda rahatlıkla satılıyor gibi lanse ediliyor. Öyle değil. İhracatı yapıyoruz, ülkelerin prosedürleri belli. Numuneler alınıyor, analizler yapılıyor.
Kapıkule’de birçok ürün analize tabi tutuluyor. İlk analiz burada yapılıyor. Eğer uygunsuzluk tespit edilirse bu partide bulunan ürünler geri geliyor. Ürünlerin yeniden ülkeye girmesi 20 gün sürüyor. Geri dönen ürünler artık ithalat rejimine tabi oluyor. Ürünler tampon bölgede tutuluyor. Bürokratik işlemler var, ülkeye dönen ürünler de yeniden analiz ediliyor. Eğer analizin neticesinde uygunsuzluk tespit edilirse kesinlikle ürünler en yakın çöplüğe gönderiliyor.
İhracatçı bu konuda ciddi bir bedel ödüyor. Temiz çıkan ürünleri çekebiliyoruz ama bu 20-25 günlük sürede de ürün raf ömrünü doldurmuş oluyor.” Denetimlerin üretim aşamasında yapılması gerektiğini ve gerekli cezalar verilmezse ürün satmanın çok zor olacağını ifade eden Balık, “Aklımızı başımıza almamız gerek. Halkımız da marketten pazardan aldığı ürünü sorgulasın. Bu işler 600 numune üzerinde yapılan denetimlerle çözülmez. Üretici olarak toplum olarak inanmamız lazım. Baskıyla bu işi yapmak çok zor” dedi
“Önceliğimiz üretim kalitesi”
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak da tüm zorlukların üstesinden gelerek Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2024 yılında 1 milyar 314 milyon dolarlık ihracata imza attıklarını söyledi.
Son yıllarda ihracat politikalarının merkezine kalite odaklı üretimi yerleştirdiklerini belirten Uçak, “2025 yılında da önceliğimiz yine üretim kalitesini artırmak ve bu doğrultuda ilerlemek olacak. 2024 yılı, kuraklığın etkilerini derinden hissettiğimiz ve tarım ürünlerimizin bu kuraklıktan olumsuz etkilendiği bir yıl olarak kayıtlara geçti. İklim değişikliği artık doğrudan yaşamımıza müdahale ediyor.
Üreticilerimiz ve ihracatçılarımız adına, mevcut sınırlı kaynakları en etkin şekilde kullanmak artık bir tercih meselesi değil, zorunlu bir gereklilik haline geldi. Dünyanın her köşesinde övünç kaynağımız olan ürün çeşitliliğimizi korumak ve kalıntısız üretimi yaygınlaştırmak adına, biyoteknik mücadele yöntemlerini üreticilerimize tanıtmayı ve teşvik etmeyi sürdüreceğiz.
Ege İhracatçı Birlikleri olarak Ege bölgesinde yer alan ürünlerin sezonluk kalıntı durumlarını kontrol etmek için 4 yıldır “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projesi”ni yürütüyoruz. Bu proje ile Mandalina, Limon, Üzüm, Kiraz, Domates, Mandalina, Portakal, Asma Yaprağı, Şeftali, Çilek, Biber gibi ürünlerin yoğun olarak üretildiği bölgelerden numuneler alarak analiz ettirdik ve sorunlu gördüğümüz bölgelerde çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz” dedi.
“Turquality projeleri meyvelerini vermeye başladı”
Üretim süreçlerini iyileştirmenin yanı sıra, yeni pazarlara açılma hedeflerini 2025 yılında daha da ileri taşımayı planladıklarını dile getiren Uçak, “ Bu amaç doğrultusunda, 44 firmamızın katılımıyla başlatılan yeni URGE projemiz, bizlere yol gösterecek. Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle, bu projede yer alan firmalarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak yeni pazar ve müşteri bağlantıları kurmayı hedefliyoruz.
Bu yılın ilk yarısında ilk yurtdışı pazarlama faaliyetimizi de gerçekleştirmiş olacağız. Bir diğer projemiz olan ve Gıda Birlikleri ile birlikte yürüttüğümüz Turquality projemiz kapsamında, ABD’de oldukça başarılı etkinlikler düzenliyoruz. Tanıtım faaliyetleriyle başlayan bu girişim artık meyvelerini vermeye başladı ve firmalarımız ihracat anlaşmaları imzalamaya koyuldular. Bu projelerin üyelerimize son derece faydalı olduğuna inanıyorum” dedi.