Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Toplantısı’na katılmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e gitti. Burada yaptığı konuşmada Türkiye-AB ilişkilerini, CHP’nin Türkiye’deki yükselişini ve demokratikleşme mücadelesini değerlendirdi.
Konuşmasına, Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Iratxe García Pérez ve Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’a teşekkür ederek başlayan Özel, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in CHP’ye yönelik tutumunu eleştirdi.
Türkiye’deki son seçimlerde CHP’nin kazandığı başarıya dikkat çeken Özel, “Avrupa Komisyonu Başkanı, nüfusun yüzde 65’ini ve ekonominin yüzde 80’ini yöneten bir partinin lideriyle tanışmak için genel seçimleri bekliyor. Bu, kurumsal ilişkiler açısından büyük bir risk barındırıyor” dedi.
“CHP, 47 yıl sonra birinci parti oldu”
Türkiye’de yapılan son yerel seçimlerin CHP açısından tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Özel, “Partimiz 47 yıl sonra tekrar birinci parti oldu. AKP ise kurulduğu günden bu yana ilk kez ağır bir yenilgi alarak ikinci sıraya düştü” ifadelerini kullandı.
Bu durumun sadece yerel seçimlerle sınırlı kalmadığını belirten Özel, “Seçim sonrası yapılan tüm genel seçim anketlerinde CHP birinci parti konumunu koruyor” diye konuştu.
“Türkiye’nin AB’yi tercihi stratejik değil, toplumsal bir karardır”
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerine değinen Özel, CHP’nin AB üyeliği konusundaki kararlı tutumunun altını çizdi. Özel, “Türkiye’nin Avrupa’yı tercihi yalnızca tarihsel, siyasal ve stratejik bir karar değildir. Bu aynı zamanda toplumsal bir tercihtir” dedi.
Son yıllarda Avrupa ile yaşanan krizlerin AB üyelik desteğini yüzde 25’lere kadar düşürdüğünü hatırlatan Özel, “Ancak CHP’nin yürüttüğü çalışmalar ve AB üyeliğini temel bir siyasi hedef olarak ilan etmesiyle bu destek son ölçümlerde yüzde 66’ya yükseldi. Özellikle gençlerin yüzde 72’si AB üyeliğini destekliyor” ifadelerini kullandı.
Ancak Özel, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi yalnızca bir göçmen pazarlığı unsuru olarak görmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye, doğudan gelen büyük göç baskısını yönetmekle yükümlü bir ülke gibi değerlendirilemez. İlişkiler sadece göçmen pazarlığına indirgenmemelidir” dedi.
“Türkiye-AB ilişkileri çok boyutlu olmalı”
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin sadece siyasi değil, ekonomik, ticari, stratejik ve insani boyutları olduğuna dikkat çeken Özel, “Bu ilişkinin içinde ticaret, yatırım, turizm, eğitim, bölgesel güvenlik gibi unsurlar yer almalı. Aynı zamanda AB ile Türkiye’nin savunma iş birliği her zamankinden önemli hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkilerinde demokratik değerleri ve hukuk devletini ön planda tutması gerektiğini söyleyen Özel, “Demokrasi ve insan hakları, güvenlik kaygılarına alternatif olarak görülmemeli, aksine tamamlayıcı unsurlar olarak ele alınmalıdır” dedi.
“Türkiye, Avrupa’nın ayrılmaz bir parçasıdır”
Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğuna vurgu yapan Özel, Türkiye’nin jeopolitik konumunun ve stratejik öneminin her geçen gün arttığını söyledi. CHP’nin Türkiye’yi Batı demokrasilerinin bir parçası olarak gördüğünü belirten Özel, “AB ile Türkiye arasındaki sağlıklı ve ilkesel ilişkiler, iki tarafın da yararınadır. Bu, demokratikleşmeye, refaha ve güvenliğe katkı sağlayacaktır” dedi.
CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’de güçlü bir desteğe sahip olduğunu belirten Özel, “Avrupalı dostlarımızın AB üyelik sürecimize verdiği destek, partimize ve ülkemize güç veriyor” diye konuştu.
“Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Adaylığı için önseçimini kazanacak”
Özel, konuşmasının sonunda CHP’nin demokrasi ve hukuk mücadelesine vurgu yaparak, partisinin baskılara karşı geri adım atmayacağını söyledi. Türkiye’de muhalefet belediyelerine yönelik baskıları eleştiren Özel, bu süreçte pasif bir direnç değil, aktif bir mücadele yürüttüklerini ifade etti.
Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecine de değinerek, “23 Mart 2025’te yapılacak önseçimle 1 milyon 700 bin üyemiz sandık başına gidecek ve Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adaylığını resmen kazanacaktır” dedi.
CHP lideri, bu sürecin Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olacağını belirterek, “Biz demokratik, barışçıl, laik, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir Türkiye arzuluyoruz. Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz de bu ilkeler çerçevesinde şekillenmelidir” ifadelerini kullandı.
