Bugün: Ocak 31, 2025
Ocak 31, 2025
4 dk. okuma

Özgener: Karşılıksız çekler önemli oranda arttı

Özlem SARSIN

İzmir Ticaret Odası Yöne­tim Kurulu Başkanı Mah­mut Özgener, ocak ayı mec­lis toplantısında yaptığı ko­nuşmada, mevcut ekonomi politikalarında bazı alanlarda iyileştirme sağlanmış olsa da; ar­tan maliyetler, nakit sıkıntısı ve kısıtlı finansman erişimi nede­niyle şirketlerin zorlandığını, öz sermayesi kısıtlı firmaların, bu koşullar altında daha da zor gün­ler yaşayabileceğini ifade etti.

İçinde bulunduğumuz dö­nemde, karşılıksız çek oranları­nın mevcut piyasa koşullarında ciddi şekilde arttığı, işletmeler­de kapasite düşüşleri başladığı, bu gelişmelerin, üretim ve istih­damın artırılmasını engelleyen temel bir faktör olduğunu vur­gulayan Özgener, artan maliyet­ler nedeniyle mevcut istihdamın korunmasının da giderek güçleş­tiğine dikkat çekti.

İç piyasadaki daralmanın kâr marjlarının azalmasına neden olduğunu ve bu durumun firma­ların büyüme potansiyelini sı­nırlandırdığı değerlendirmesin­de bulunan Özgener, “Dış ticaret işlemleri açısından ise; mevcut döviz kuru ihracatta kârlılığı dü­şürüyor, iş gücü maliyetleri ve diğer operasyonel giderler ise; şirketleri ek yük altına sokuyor. Nitelikli personel eksikliği ve te­darik zinciri aksaklıkları, üretim ve hizmet sektörlerinde sorun­lara yol açıyor, nakit sıkıntısının piyasadaki genel hareketliliği de olumsuz etkileniyor” dedi.

“Hizmet sektöründe fiyat istikrarı sağlanmalı”

Türkiye’de hali hazırda kişi ba­şına düşen gelir seviyesinde gö­rülen 13 bin doların artması ge­rektiğini, bunun için orta gelir tu­zağından çıkmaya aday bir ülke olarak toplumsal refahın arttırıl­masına yönelik politikaların üre­tilmesi gerektiğine de değinen Özgener, “Bunu yaparken, eko­nomide bugün yaşadığımız akut sorunların da mutlaka üstesin­den gelmemiz gerekiyor. Bozulan fiyat istikrarının düzelmesi enf­lasyonun düşmesine ve makro ekonomik istikrarın sağlanma­sına bağlı.

Özellikle hizmet sek­törlerinde aynı hizmet için birbi­rinin iki üç katı değişen fiyatların piyasada oluştuğunu gözlemli­yoruz. Bir örnek verecek olursak, TÜİK’in verilerine göre, son bir yılda fiyatı yüzde 153 artan konut sigortası kalemi olduğu gibi yüz­de 7 artan ayakta sağlık hizmet­leri kalemi de var. Bu artış eğili­minin devam etmesi ve hizmet enflasyonu ortalamasının yüzde 60’larda seyretmesi, genel enf­lasyon oranlarına olumsuz yan­sıyor.

Şu an enflasyonu düşür­mek için ekonomideki en önce­likli konunun, hizmet sektörü fiyatlamalarının yüzde 30’un al­tına düşmesi olduğunu düşünü­yoruz. Bu aşamadan sonra fiyat artışlarının hem kamuda, hem özel sektörde yüzde 30 ile sınır­lanması alım gücünü koruyacak­tır. Fiyat belirleme alışkanlığının uzun bir süredir bozulmuş oldu­ğunu ve mutlaka düzeltilmesi ge­rektiğini analiz ediyoruz. Bu du­rumun kamuoyunda fahiş fiyat algısını arttırdığı Cumhurbaş­kanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’a da arz ettiğim konular arasında yer aldı” diye konuştu.

“Sanayinin alt kollarında büyüme dengesiz”

Merkez Bankası’nın, geçtiği­miz hafta Perşembe günü politi­ka faizinde 250 baz puan indiri­me gittiğini ve faizi yüzde 45 se­viyesine çektiğini, bu aşamadan sonra Merkez Bankası’nın Mart ayındaki bir sonraki toplantısı­na kadar veriye bağlı olarak ha­reket edeceğinin tahmin edildi­ğini söyleyen Mahmut Özgener, “Bu bağlamda; politika faizinin haziranda yüzde 38, yıl sonunda yüzde 30’a ineceğini tahmin edi­yoruz.

Enflasyonun aralık ayın­daki yavaşlamadan sonra ocakta bir miktar artacağını ancak son­rasında tekrar düşüş trendine ge­çeceğini öngörüyoruz. 2024 yılı­nın dördüncü çeyreğinde sana­yi, hizmetler ve inşaat gibi tüm ana sektörler toparlanma belir­tileri gösterdi, fakat sanayinin alt kollarında büyüme dengesiz bir seyir izlemekte. Bankalar ayrı­ca işletme ve bireysel kredilere olan talebin arttığını ve 2025’in ilk çeyreğinde yurt içi finansman koşullarında daha fazla gevşeme beklendiğini rapor ediyor. Talep koşullarının arz durumundan daha pozitif bir görünüm göster­diği senaryoda, ülkemiz enflas­yonunun yüzde 30 seviyesinde kalacağını öngörüyoruz” dedi.

“Mevcut işgücü piyasasından 92 milyon kişi işini kaybedecek”

Dünya iş gücü piyasasındaki keskin değişimlerin olduğunu belirten Mahmut Özgener, “Dünya Ekonomi Forumu’nun yayınladığı iş gücü raporunda, küresel ölçekte büyük yenilikler olacağı; teknoloji, yeşil dönüşüm, demografi ve ekonomideki gelişmeler ile birlikte farklı bir dönemin başlaması öngörülüyor. 2030’a kadar mevcut iş gücü piyasasındaki 92 milyon kişinin işini kaybedeceği; farklı niteliklere sahip 170 milyon kişilik iş gücü talebi oluşacağı tahmin ediliyor.

Bu durumun eğitim ve öğretimde de değişiklikler yaratması bekleniyor. Küresel çapta iş gücünde yaşanan değişim göz önünde bulundurulduğunda, hem makro düzeyde, hem de şirketler düzeyinde gerekli önlemlerin alınması ve çalışma alanında mutlaka bir ekonomi politikası tepkisi verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Vasıflı işgücü oranının ülkemiz geneline göre yüksek olduğu İzmir açısından da, işgücü dönüşümünün önemli olacağını değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Bu yıl enflasyon sıkıntısını büyük oranda çözmüş olacağız

Sonraki

Tüketim odaklı büyüme modelinden katma pahalı üretime yönelmeliyiz

Son gönderi Blog

Don't Miss

Özel güvenlik görevlisine talep çok, fiyat ise az

Geçen yıl en çok istihdam sağlanan ilk 10 meslek arasında

Tüketim odaklı büyüme modelinden katma pahalı üretime yönelmeliyiz

Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sibel