Damat Tween’ ve ‘D’S damat’ markalarını bünyesinde bulunduran Orka Holding, Giresun’daki ikinci fabrikasının açılışını ve üçüncü fabrikasının temel atma törenini aynı gün gerçekleştirdi. Grubun ikinci fabrikasının faaliyete başlamasıyla birlikte yıllık 2 milyon 300 bin adet üretim kapasitesine ulaşarak lüks erkek modasında Türkiye ve Avrupa’nın en büyüğü konumuna yerleştiği belirtildi.
Yüzde 100 sürdürülebilirlik felsefesiyle inşa edilen, yapay zekâ destekli ve robotik teknolojiye dayanan yeni fabrikada erkek takım elbise, palto, yelek, pantolon ve gömlek üretimi yapılacak. Grup, temelini attığı üçüncü fabrikasını ise Ocak 2026’da hizmete açacak.
Yeni faaliyete başlayan ikinci fabrika 350 milyon TL, temeli atılan fabrika 400 milyon TL olmak üzere her iki fabrikasının yatırım bedeli yaklaşık 750 milyon TL olan grup, her iki fabrikada bin 150 ek çalışanın eklenmesiyle Giresun’da toplam 2 bin 250 kişiye istihdam sağlayacak. Temeli atılan ve sadece erkek ve kadın gömleği üretecek fabrikanın da üretime başlamasıyla grup, yıllık toplam 1 milyon 620 bin adet gömlek üretecek.
“Geleceği Giydiriyoruz” mottosuyla sürdürülebilir geleceğe bağlılık sözü de verdiklerini vurgulayan Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Giresun’da açtığımız ilk fabrika bizim ilk göz ağrımızdı ama şu anda oradaki teknoloji, aslında bugünü idare edebilir ama yarını idare edemez.
O yüzden yeni fabrikanın temelini atıyoruz. O fabrika bittikten sonra da ilk fabrikamız geri dönüşüm merkezi olacak. Hem fabrikada oluşan hem de mağazalarımızda oluşan atıkları alıp, ayrı bir sistem uygulayacağız. Bu geri dönüşüm merkezi de yaklaşık olarak 3.5-4 milyon dolara mal olacak” bilgisini verdi.
“Gezegenin geleceği için de söz veriyoruz”
Fabrika açılışında konuşan Süleyman Orakçıoğlu, “Yüzde 100 Türk sermayeli bir grup olarak bugün hem grubumuz hem de ülkemiz sanayi üretimi ve ihracatı adına çok önemli bir dönüm noktasındayız. Bu yatırım, yalnızca bir üretim kapasitesi artışı değil aynı zamanda Amerika, Avrupa ve Asya’daki büyüme planlarımızın yerli ve milli temeller üzerine inşa edildiğinin somut bir göstergesi” dedi. Orakçıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Günümüz moda endüstrisinde rekabetin kurallarını ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘dijitalleşme’ belirliyor.
Biz de 40 yıllık köklü bir moda mirasına sahip grup olarak; müşterilerimize inovasyon temelli üstün kalite, eşsiz ve zamansız şıklık ve konfor sunuyoruz. Yurt içi ve yurt dışında lüksü ulaşılabilir kılma yaklaşımı sergileyen, içgörü ve öngörü yeteneğine sahip, içeride çalışan, dışarıda benzersiz alışveriş deneyimi ile müşteri memnuniyetini en üst düzeyde sağlayan ve bunun için büyük emek harcayan bir grubuz.
Tüm bu çabalarımız da Türkiye ve dünya çapında yüksek bir tüketim bilincine sahip müşteriler nezdinde artan taleplerle karşılık buluyor. Bu durum bizim için yeni üretim yatırımını zorunlu kıldı. Yeni yatırımlarımızla sadece modanın değil, gezegenimizin geleceğini koruma sözü de veriyoruz.”
Yüksek teknolojili terzilik yapılacak
Yapay zekâ ve robotik teknoloji yardımıyla yeni fabrikada ilk kez “Smart Tailoring-Akıllı Üretim” yapacaklarının da müjdesini veren Orakçıoğlu, “Smart Tailoring-Akıllı Üretim’ ile kişiye özel ölçülerde adet bazında seri üretim yapabileceğiz.
Böylece siparişten adrese teslim yaparak geleceğe liderlik eden bir uygulamaya daha başlamış oluyoruz” dedi. Fabrikada hazır giyim sektöründe üretim verimliliğini artırmak ve hatasız üretimi standartlaştırmak amacıyla dijitalleşmeyi de merkeze aldıklarını vurgulayan Orakçıoğlu “Makine parkurumuzu yapay zekâ destekli ve robotik teknolojiyle güçlendirdik.
Yapay zekâ ile terzilik yapacağız. Veri odaklı üretim ve dijital izlenebilirlik kabiliyetiyle Giresun’u yalnızca doğal güzellikleriyle değil, teknolojik tekstil üretimiyle de öne çıkarıyoruz. Tüm üretim süreçlerinin takibi ve sağlanan verilerin işlenmesine yönelik kendi yazılım sistemimizi kullanıyoruz. Böylece kağıtsız fabrika hedefinde sona yaklaştık” dedi.
Doğayla el ele sanayi
Fabrikalarda ‘sürdürülebilirlik’, dijitalleşme’ ve ‘inovasyon’ adımlarının kendi içinde denge sağlayacağını belirten Orakçıoğlu,“Tüm fabrikalarımız, Karadeniz’in doğal zenginliklerinden ilham alarak çevreye duyarlı üretim anlayışını sanayi ile buluşturuyor. Mevcut fabrikamızda biz enerjinin yüzde 80’ini güneşten üretiyoruz.
Kendi elektriğini güneşten üreten, kömür yerine biyokütle kullanan ve kimyasal atık oluşturmadan üretim yapan fabrikalarımız; Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumlu altyapısıyla karbon ayak izini en aza indiriyor. Sıfır Atık Belgesi’ne sahip olan tesislerimiz, yağmur suyu toplama sistemlerinden sensörlü lavabolara kadar her ayrıntıda sürdürülebilirliği esas alarak bölgenin çevreci üretim vizyonuna öncülük ediyor” diye ekledi.
Damat Tween ABD’de üç yılda referans marka olacak
Grubun bu yılki büyüme hedeflerine yönelik konuşan Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Orka Holding olarak köklerimiz bu topraklarda ama vizyonumuz küresel.
Amerika’dan Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Uzak Doğu’ya pek çok pazarda Damat Tween ve D’S damat markalarımızı gururla yaşatıyoruz. Geçen yıl Atlanta’daki Lenox Square alışveriş merkezinde Damat Tween mağazamızı açmıştık. Şimdi sırada Miami ve New York var. Önümüzdeki dönemde New Jersey’de kuracağımız lojistik merkezimiz, ABD genelindeki omnichannel operasyonlarımızın kalbi olacak.
ABD’de hedefimiz üç yılda 10 mağaza ve güçlü bir dijital ekosistemle Damat Tween’i Amerikan erkek modasının referans markası haline getirmek. Yine Damat Tween ile Paraguay’ın başkenti Asunsion’da franchise iş birliğiyle açılacak mağazamızla Latin Amerika’ya güçlü bir giriş yapacağız. Yine bu yıl Uzak Doğu pazarında Japonya’dan Çin’e, Kore’den Malezya ve Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada marka bilinirliğimizi derinleştirme stratejisi izleyeceğiz” dedi.
“Yüksek katma değer yaratan projelere teşvik verilmeli”
Grup olarak kilogram başına ihracat birim değerinde elde ettiği başarıya da dikkat çeken Süleyman Orakçıoğlu şöyle konuştu: “Bugün Almanya’dan ithal ettiğimiz bir lüks otomobil markasının kilogram birim değeri 43 euro. Bizim ise takım elbisede Almanya’ya yaptığımız ihracatta kilogram başına birim değerimiz 133 euroya ulaştı.
Bu rakamları gümrük beyannameleriyle ispatlarız. Bu noktada şunu özellikle vurgulamak isterim ki; Türkiye’nin özellikle stratejik önem taşıyan büyük ölçekli yatırımlarını destekleyecek proje bazlı teşvik sistemine önem vermesi gerekiyor. Sektör ayrımı yapmadan, yüksek ihracat performanslarına bakarak ve katma değer yaratan projelere teşvik verilmeli.”