Kalın, Batı’nın Doğu’yu tanımlama biçimine dikkat çekerek, oryantalist dünya anlayışının hâlâ etkisini sürdürdüğünü vurguladı.
Bu yaklaşımın aşılması gerektiğini ifade eden Kalın, “İhtiyacımız olan şey, oryantalist dünya anlayısını ortaya çıkaran epistemolojik ve kavramsal temellerin aşılmasıdır. Doğu’yu ve Batı’yı farklı bir şekilde anlamaya ihtiyacımız var” dedi.
Öz-oryantalizm uyarısı
“Oryantalizmin aşılması, benliğin eleştirel bir şekilde anlaşılmasıyla başlar” diyen Kalın, Müslüman entelijansiyanın öz-oryantalizme karşı uyanık olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Müslüman entelijansiya, öz-oryantalizasyona, yani kendilerini oryantalizmin gözünden görme, kendi yerel bağlamlarında kendilerini oryantalistleştirme sürecini durdurmalıdır. Köklerimizin kendi geleneğimizde olmasında ve aynı anda dünyaya açık bir ufka sahip olmamızda bir çelişki görmüyorum.
Birlikte yaşama kültürü oluşturabiliriz
Kendi geleneğimize sıkı sıkıya bağlı kalırken, başkalarına da ulaşabilir, onlardan faydalanabilir, bir birlikte yaşama kültürü oluşturabiliriz. Kendi geleneğine bağlı olmak, dünyaya kendini kapatmak anlamına gelmez. Ama dünyaya açılmak da kendi köklerinden, fikirlerinden ve ilkelerinden vazgeçmek anlamına gelmez.”