Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da sürpriz yapmadı. Beklentiler dahilinde politika faizini 250 baz puan indiren Merkez Bankası, politika faizini yüzde 42,5’e indirdi.
Aralık ayına kadar yüzde 50’ye yükselen faiz, böylece üç ayda 750 baz puan aşağı indi. Uzmanlar bir sonraki PPK toplantısında da en az 250 baz puanlık indirim olacağını tahmin ederken, nisanda yüzde 40’a inileceğini aktardı. Merkez, yaptığı yazılı açıklamada artış mesajı da verdi. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma durumunda bir anlamda harekete geçeceğini ifade eden açıklamada para politikası araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını da vurguladı.
“Kredi piyasaları yakından izleniyor”
Merkez Bankası’nın karar metni şöyle sürdü: “Enflasyonun ana eğilimi ocak ayındaki artış sonrasında şubat ayında gerilemiştir. Bu dönemde temel mal enflasyonu görece düşük seyrini korurken, hizmet enflasyonu ocak ayına özgü artışın ardından yavaşlamıştır. Yurt içi talep dördüncü çeyrekte öngörülenin üzerinde olmakla birlikte, enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde seyretmiştir. Para politikası duruşunun kredi ve mevduat piyasaları ile iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.”
“Sıkı duruş sürecek”
“Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.”
Enflasyonda orta vadede yüzde 5 hedefi sürüyor
Karar metninde kredi büyümesine de değinilerek: “Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları yakından izlenmeye ve sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.”
KKM’nin payı mevduattaki payı %4,2’ye düştü
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) yayımladığı haftalık bültene göre, KKM bakiyesi geçen hafta 32 milyar 765 milyon lira azalarak 846 milyar 579 milyon liraya düştü. Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 4,27’si oldu. Tüketici kredilerinin tutarı, 28 Şubat itibarıyla 24.3 milyar lira artarak 2.1 trilyon lirayı geçti.
İş dünyasından bankalara çağrı
Rifat Hısarcıklıoğlu: Ticari kredi oranları aynı hızda inmiyor
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bankaların mevduat faizlerine bu indirimleri anında yansıttığına dikkati çekerek, “Ancak ticari kredi faizleri aynı oranda inmiyor. Bankalar ticari kredi faizlerini düşürmek için ne bekliyorlar? Bu indirimi öncelikli olarak KOBİ kredi faizlerine yansıtmalarını, üretime, yatırıma ve istihdama destek olmalarını bekliyoruz. Ticari kredi büyümesine getirilen sınırlamalar da ekonomide maliyetleri artırıp, arzı kısıtlayarak enflasyonist baskı oluşturuyor“ dedi.
Seyit Ardıç: Paralel düşüş gerçekleşmiyor
Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç da Merkez Bankası’nın PPK kararını değerlendirdi. Ardıç, “Bu indirimler aktarım mekanizması yoluyla ticari kredi faiz oranlarına yansımıyor. Bankalar, finansmana ulaşım sorunu derinleşen sanayicilerimizin kullandığı ticari kredilerin faizlerini de bir an önce politika faizindeki indirime paralel olarak düşürmelidir. Bu; üretim, istihdam, ihracatımızın sürdürülebilirliği ve makroekonomik istikrarın sağlanması açısından son derece önemlidir.”
Gürsel Baran: Finansman maliyetleri, kritik
ATO Başkanı Gürsel Baran ise kararı, reel sektör açısından olumlu bulduklarını belirtti. Baran, dezenflasyon süreciyle piyasalarda faizlerdeki indirimin devam edeceği yönünde güçlü bir beklenti oluştuğunu ifade etti. Baran, şunları kaydetti: “Faizlerin düşüş eğilimine girmesi, finansman maliyetlerini de düşürdü. Finansman maliyetleri, iş dünyamız açısından kritik önem taşıyor. Bu nedenle bankaların, indirim kararını kredi faizlerine yansıtarak süreci desteklemelerini bekliyoruz.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası şaşırtmadı
SERDAR PAZI
Altı haftalık aranın ardından PPK bir kez daha toplandı ve piyasaların beklediği 250 baz puanlık indirimi gerçekleştirdi. Piyasada genel beklenti nisan ayının ortasında yapılacak olan sonraki toplantıda da 250 baz puanlık indirimle %40 seviyesine gelinmesi yönünde. Daha sonra ise yıllık enflasyonda baz etkisinin azalması ile aşağı geliş yavaşlayacak. Dolayısıyla faizlerin daha sınırlı bir şekilde indirilmesi gündeme gelecektir. An itibariyle yıl sonuna dair beklenti %30 düzeyinin biraz altında bir enflasyon oranı ve bu oranın biraz üzerinde halen limitli de olsa reel faize işaret eden bir politika faizi şeklinde.
İçeride şubat ayı enflasyonunun beklentilerin altında kalması ile beklentiler şekillenirken, dolar kurunda sınırlı da olsa yukarı yönde hareket başlaması da hem kur geçişkenliği üzerinden enflasyon baskısı yaratmayacak hem de ihracatçının rekabet açısından kısmen rahatlayacağı bir ortam sunacak diye düşünülmekte. Global tarafta ise tabiri caizse güne gözümüzü Trump bu sefer hangi ülke hakkında nasıl bir gümrük tarifesi değişikliği yaptı diye açıyoruz. Kanada ve Meksika konusunda sınırlı da olsa geri adımlar ve ötelemeler geliyor, ancak Çin ve Avrupa konusunda biraz daha katı bir duruş var. Çin önceki başkanlık döneminde de ilgi konusu olduğundan yadırganmıyor.
Ancak Avrupa konusunda aldığı tavır düşündürücü. İkinci dünya savaşı sonrası oluşan Avrupa’nın sınırlı askeri gücü ve ABD’nin varlığı dengesi değişebilir. Avrupa’nın mevcut durumda Ukrayna etrafında kenetlenmesi ve savunma sanayi açısından bir takım hamleler planlaması özellikle kısa vadeli olarak tahvil faizleri konusunda sert rüzgarların esmesine neden oluyor. Fed ve ECB arasında faiz farkının düşünülenden daha da az olma ihtimali pariteyi yukarı yönde itmekte. Kısa vadeli olarak EUR/USD için 1.10 ve GBP/USD paritesinde de 1,30 seviyelerine doğru bir hareket yaşanabilir. Bu da euro geliri ve dolar gideri olan Türk sanayisi için elverişli bir durum.