Julide Y. GÜRDAMAR
Göreve gelmesinin ardından ilk basın toplantısını düzenleyen Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, gündemdeki konulara değindi. Akten, küresel gelişmelerin Türkiye’ye etkileri ve bankacılık sektörü ile Garanti BBVA hedeflerini değerlendirdi.
Merkez Bankası’nın her toplantıda veriye dönük karar vereceği vurgusunun önemli olduğunu dile getiren Akten, sürekli 250- 500 baz puan politika faizi indirimi beklemediklerine dikkat çekti. Konut kredi faizlerinin düşüş seyrinin de politika faizindeki düşüşe paralel gelişeceğine işaret eden Akten, “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun konut kredisine yönelik limitlerinin ve konut kredi faizinin politika faizindeki indirime paralel gevşeyeceğin, limitlerin ileride kaldırılacağını düşünüyoruz” dedi.
“Konutta düşüş zamanını bilemeyiz”
“Politika faizinin aşağı gelmesiyle BDDK’nın limitlerinin de gevşetilip kaldırılacağını düşünüyorum” diyen Mahmut Akten, “Konut kredisi ilk evde limitsiz tahsil ediliyor ama yine de bu faizlerle uzun dönemli kredi almak güç. Konut kredi faizlerinin ve limitlerin ne zaman aşağı geleceğine ilişkin zamanlama vermek çok zor.
Enflasyonist ortamda bu durum enflasyondaki gidişat ve faizlerle ilintili. Biz mortgage verirken 10 yıllık bono faizine bakıyoruz. Onunla birlikte faizlerin de aşağı gelmesi lazım. Konut kredisi kullanılabilmesi için çok daha ciddi düşüş olması gerekiyor.
Ayrıca konut kredisi talebinde tek gösterge faizler değil konut arzının da artması lazım ki artacağını düşünüyoruz. Arz arttıkça enflasyonist etki de minimal olacaktır” diye konuştu.
“Enflasyonda eski seviyeyi görmek 2-3 yılı bulur”
Enflasyon beklentilerinin hızla aşağı doğru geldiğini anlatan Mahmut Akten konuşmasının devamında şunları aktardı: Enflasyon dünyanın hiçbir yerinde yüksek seviyelere geldikten sonra düşürmesi kolay bir olay değil. Talebin aşağı gelmesi başladı, marketlerde görüyoruz, beklentilerin değişmesi fiyat artışlarına da yansıyor.
Bazı alanlarda hala fiyatların yukarı geldiğini görüyoruz. Ama enflasyon beklentilerinin aşağı geldiği ortamda, görece TL’nin enflasyona karşı değerlendiği ortamda dezenflasyon süreci oluşuyor. Genelde enflasyon bir kez yükseldikten sonra eski yerine getirmek 2-3 yıllık bir süreç. Biz şu anda doğru yolda ilerliyoruz, Merkez Bankası yılsonu yüzde 19-29 arası enflasyon bekliyor, biz de o arada bekliyoruz.
“ABD’nin hedeflediği yumuşak inişi biz yapıyoruz”
İşler iyi gittiğinde yabancı girişi oluyor ve yabancı şu anda bonolara geliyor. TL bonolardaki payı yüzde 1’e kadar düşmüştü şu an yüzde 10’un üzerinde. En çok ihraç edilen enstrüman TL bonoları yurtdışından çok talep alıyor. Bunları görünce ABD’nin yumuşak iniş yapalım dediği işi biz yapmış gibi görünüyoruz. Son çeyrek daha pozitif. Bu sene de yüzde 3 büyüme bekliyoruz aslında potansiyelimiz yüzde 4-4,5.
“Düşük enflasyon ortamında yatırım daha kolay”
Enflasyonun düşmesi en önemli şey, enflasyon düştüğünde yatırım yapabilmek çok daha kolay. Lokal bir çok müşterimiz lokal iş yaptığında lokal borçlanmak istiyor. Enflasyonu tek haneye düşürdüğümüzde yüzde 5,5 büyüme oluşabiliyor. Her zaman volatilite olacaktır bugün para piyasasında da var dünyada da böyle. Önemli olan trendin ne tarafa gittiğine bakmak, biz pozitif taraftayız, enflasyonu aşağı çektiğimizde büyüme otomatik olarak yukarı gelecektir.
“Takipteki alacak oranı 6 ay yukarı 6 ay aşağı yönlü”
Geçmiş yıllarda kredi faiz oranları enflasyonun altında olduğu için çok ciddi takipteki alacak oranı ile karşılaşmadık. O dönemki büyümeler 2024 -2025 yılına sarktı. Takipteki alacak oranının ilk yarıda yüksek seyredip ikinci yarıda Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle birlikte aşağı gelmesini bekliyoruz. Kredi faizlerine de bunun yansımasını bekliyoruz. Konkordato sayısı artsa da bunun toplam krediler içindeki payı oldukça düşük. Şirketler için iki risk var kur ve faiz riski.
Kur riski zaten aşıldı faiz riski de ikinci yarıdan itibaren daha iyiye gidecek. Takipteki alacak oranlarını da ilk 6 ay yukarı yönlü ikinci 6 ay aşağı yönlü bekliyoruz. Batık oranı KOBİ ve bireyselde eski seviyelerine yaklaştı. Kredi kartında takipteki alacak oranının yukarı çıkmasının bir sebebi bakiyenin ikiye katlanması. Normalize oluyor rasyolar, geneline bakarsanız aktif kalitesinde normalleşmenin yaşandığı kurumsalda ciddi iyileşmenin olduğu ortamda devam ediyoruz.
“İhtiyaçta limitlerin artışı rahatlatıcı faktör”
Geçen yıl eylülde çıkarılan 60 aya kadar vade ile tüketici kredi ve kartlarında yapılandırma çok faydalı oldu sektörde ciddi yapılandırmalar yapıldı. Bunun yanı sıra yeni gelen 36 ay vadede ihtiyaç kredi miktarının 2.5 kat artması da rahatlatıcı bir faktör. 36 ay limitli kredi ile sıkıntılı olmadan harcamayı taksitlendirebiliyorsunuz bunun sektöre pozitif etkisi olur. İhtiyaç kredilerinde limitin artması ve taksitlendirmenin ciddi faydası olacaktır. Böylece borç vadeye yayılacak ve ciddi bir ödeme fırsatı oluşacak. Her ay ne kadar ödeyebileceği önemli tüketici için ve bunu belirleyen de vade. Alınan bu karar çok olumlu oldu.
“Kredi kartı ve ihracat kredilerinde önümüz açık”
2024’ün dengelenme yılı olduğunu ifade eden Mahmut Akten, enflasyonun maksimuma çıktıktan sonra düşmeye başladığını hatırlattı. Akten sözlerine şöyle devam etti: “Dezenflasyon sürecindeyiz, düşüş trendini görüyoruz. Aralık ve ocakta politika faiz indirimleri de başladı. Buna karşın sıkı duruş sürüyor. Kredi limitlerinde ciddi sınırlar var ki bu çok normal enflasyonist etki yaratmaması için. Kredi kartı ve ihracat kredileri kısıtlamaların dışında ve bu alanlarda önümüz açık. Bunlar da enflasyon yaratan büyümeler değil.”
Garanti BBVA Genel Müdürü Akten’den satır başları:
-Bilançomuzun yüzde 59’u müşterilere verdiğimiz kredilerden oluşuyor, sektörde bu oran yüzde 49 civarında bu bilançomuzu olumlu etkiliyor, sektörden ayırıyor.
-Yıllık 200 milyon dolar teknoloji yatırımı yapıyoruz, geçen 25 yılda 5.5 milyar dolar teknoloji yatırımı yaptık.
-Sürdürülebilir finansman için 5 yılda 400 milyar lira kredi kullandırmayı hedefledik, bu miktarın 291 milyar lirasını kullandırdık.
-Bu yıl nominal karın çok yukarı gelmesini beklemiyoruz, enflasyonun aşağı gelmesi ve baz etkisiyle marjlar daha iyileşecek ve bunun pozitif etkisini tüm bankacılık sektörü görecek.
-Yabancı, Türk yatırımcı ve ekonomi için en önemli konulardan biri öngörülebilirlik ve finansal istikrar. Ülkede her gün bir şey oluyor ama bunun öngörülebilirlik ve bankacılık sektörüne etkileri daha önemli.
-Geçmişte temettü dağıttık, mevcutla ilgili başvuruda bulunduk önümüzdeki haftalarda ne kadar temettü verebileceğimizi göreceğiz.
-BDDK, TCMB ve TBB olarak sık sık bir araya geliyoruz, şu an regülasyonlarla ilgili özel bir ajandamız yok.
-Şubelerde özel olarak artalım azalalım diye bir şey yok, teknoloji kullanımına rağmen şubedeki trafik çok aşağı gelmiyor.
-Türkiye’de bankacılık sektöründe rekabet her yerde her üründe var. Türkiye kadar rekabet olan yer yok, bu bizi zinde tutuyor.