Marmara Denizi‘nde 2021’de büyük bir çevre krizine yol açan müsilaj sorunu, bu yıl temmuz ayında yapılan son gözlemlerde yüzeyde tespit edilmedi.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından 18–22 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen izleme çalışmalarında, Marmara Denizi, Saros Körfezi ve Kuzey Ege’de toplam 23 noktada müsilaja rastlanmadığı bildirildi.
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, araştırma gemisi MARU ile yapılan seferde, Marmara Adaları, Ekinlik Adası, Balıkesir Narlı, Çanakkale Gelibolu ve İstanbul Boğazı gibi kritik bölgelerde 0–80 metre derinliğe kadar örnekleme yapıldığını aktardı.
Elde edilen verilerde yüzey ve orta tabakalarda müsilaj görülmediğini belirten Öztürk, bu durumun “geçici” olabileceği uyarısında bulundu.
Tehlike hâlâ dipte olabilir
Öztürk, fitoplankton üretiminin zayıfladığını, bu sayede yüzeyde müsilajın görülmediğini ancak 80 metreden sonra deniz tabanında oluşabilecek müsilajın hâlâ mümkün olduğunu ifade etti.
Müsilajın doğrudan deniz suyu sıcaklığı, azot-fosfor yükü ve fitoplankton patlamalarıyla bağlantılı olduğunu vurgulayan Öztürk, Marmara Denizi’nin halen yüksek kirletici baskısı altında olduğunu söyledi.
“Rehavete kapılmamalıyız”
Marmara Denizi’nin özel çevre koruma alanı olduğuna dikkat çeken Öztürk, 2021’de açıklanan 22 maddelik müsilaj eylem planının uygulanmasının önemini yineledi. Özellikle biyolojik atık su arıtma tesislerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Deniz çayırları ve mercanlar rahatladı
Öztürk, müsilajın azalmasıyla birlikte deniz çayırlarında ve mercanların üzerinde yoğun tabakaya rastlanmadığını, bazı bölgelerde mercanların üzerindeki tabakanın tamamen kaybolduğunu söyledi.