Bugün: Mayıs 30, 2025
Mayıs 29, 2025
3 dk. okuma

Mahfi Eğilmez yazdı: Riskler artarsa altın fiyatı da artar

Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez kendi adını taşıyan blogunda, altın fiyatlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı.

Eğilmez, “Risk Artarsa Altın Fiyatı da Artar” başlıklı yazısında günümüzde altına yönelik talebin en yaygın üç nedenini takı olarak kullanmak, değer saklamak ve merkez banklarında rezerv tutmak olarak sıraladı.

Eğilmez yazısında, Dünya Altın Konseyi’nin tahminlerine göre bugüne kadar bütün dünyada çıkarılmış altın miktarı 216.265 ton olduğunu ve bunların yüzde 45’inin mücevher, yüzde 22’sinin külçe altın ve madeni para, yüzde 17’sinin ise merkez bankalarının rezervi olarak bulunduğunu kaydetti.

Altına neden güvenli liman deniyor?

Altının değerli olmasını sağlayan şeyin kıt olması, çoğaltılamaması olduğunu kaydeden Eğilmez, altındaki günlük değer artış ve azalışlarını belirleyen en önemi şeyin ise riskler olduğunu söyledi.

Eğilmez yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Riskler artarsa altının fiyatı da artar. Bir ülkede risklerin artması o ülke parasının hem iç hem dış değerinin düşeceği anlamına gelir. Böyle bir durumda insanlar ulusal paradan kaçmaya başlarlar, kimisi yabancı paralara, kimisi gayrimenkul alımın, kimisi de altın almaya yönelir. Bu gibi riskli durumlarda değerini en iyi koruyabilen şey altındır. O nedenle halk arasında “güvenli liman” olarak adlandırılır”

Altından çıkış hızlı gerçekleşmiyor

Ancak Mahfi Hoca, riskler azaldığında altından çıkışın talep kadar hızlı olamadığını kaydetti. Bir ülkenin risklerindeki değişimi ölçmenin en kestirme yolunun 5 yıllık CDS priminin düzeyindeki değişimlere bakmak olduğunu belirten Eğilmez yazısında bu durumu şöyle açıkladı:

“2021 yılının Eylül ayında enflasyon yükselişteyken TCMB faizi düşürmeye başlayınca 5 yıllık CDS primi tarihi zirve olan 838’e yükseldi. Aynı tarihte gram altın fiyatı da 998 Liraya yükseldi. Bugün CDS primi 300 dolayında bulunuyor. Bir başka deyişle zirve noktasına göre ciddi bir gerileme sergilemiş. Buna karşılık gram altın yükselişini sürdürerek 4.151 liraya kadar ulaşmış görünüyor”

Öte yandan yazıda altına olan talebin sadece ülke risklerindeki arışla değil dünyada risk artışıyla da yükseldiği kaydedildi. Dünya belirsizlik endeksi sürekli bir artış içinde bulunduğu kaydedilen yazıda “Bununla ülkedeki risk artışının birleşmesi güvenli liman arayışlarını yani altına talebi iyice yükseltir” ifadelerine yer verildi.

Türk yatırımcısı için altının değeri doların değerine bağlı

Türkiye’nin 2023 yılından bu yana atın ithalatına kısıtlama getirdiğini de hatırlatan Eğilmez, bu uygulamanın da altın fiyatını artırıcı etki yaptığını söyledi.

“Türkler açısından altının değeri hem altın fiyatı, hem de bu fiyat dolarla belirlendiği için doların değerine bağlıdır” diyen Eğilmez yazısında bu konuya ilişkin şunları kaydetti:

“Türkler açısından altının değeri hem altın fiyatı, hem de bu fiyat dolarla belirlendiği için doların değerine bağlıdır. Öyle olunca da bir çeşit sigortalı yatırım aracı işlevi görür. Altına yatırım yapan bir Türk altın fiyatı artarsa kazanır, USD/TL kuru artarsa kazanır, ikisi birden artarsa daha çok kazanır. Bunlardan birisi düşerse öteki onu dengeler. Ancak ikisinin birden düşmesi halinde yatırımcı kayıpla karşılaşır ki o da pek sık görülen bir durum değildir.

Türk insanı bu gel gitleri uzun yıllardır yaşayarak öğrendiği için portföyünde hep bir miktar altın bulundurur. Dünya Altın Konseyi’nin Türkiye’de yastık altındaki altın miktarına ilişkin tahmini 5 – 6 yıl kadar önce 3.500 tondu. Bunun epeyce arttığını tahmin ediyorum. Çünkü o günden bugüne riskler arttı.”

Önceki

New York borsasında Nvidia tesiri

Sonraki

Ursula von der Leyen: ‘Dünya yine imparatorluk hayalleri ve savaşlarıyla şekilleniyor’

Son gönderi Blog

Don't Miss

Emlak dorukta, kripto ucuz… Yatırımcı tercihleri nereye evriliyor?

Dünya genelinde yatırımcılar hâlâ en çok emlak varlıklarını tercih ederken,

Finansal İstikrar Raporu yayımlandı: TCMB Başkanı Karahan’dan dezenflasyon vurgusu

TCMB yılın ilk Finansal İstikrar Raporu'nu yayımladı. Raporda değerlendirmelerine yer