Bugün: Haziran 22, 2025
Mayıs 4, 2025
8 dk. okuma

Kentsel dönüşüm, Türkiye için bir hayat-memat sıkıntısıdır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ku­zey Kıbrıs Türk Cum­huriyeti’ne (KKTC) gerçek­leştirdiği günü birlik ziyare­tin ardından Türkiye’ye dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Kıbrıs, Suriye ile ilgili gün­demdeki pek çok başlığa de­ğinirken, kentsel dönüşümün Türkiye için önemine değindi.

“Deprem, ülkemizin ger­çeğidir ve olacak depremle­ri durdurmak mümkün de­ğildir. Ancak kayıpları son­landırmak, sağlam yapılar inşa etmek mümkündür” di­yen Cumhurbaşkanı Erdo­ğan, “Bunun için meseleye konjonktürel ve küçük ölçek­li değil, resmin bütününü gö­ren bir anlayışla yaklaşıyoruz. 11 ilimizi etkileyen asrın fela­keti bizlere, sağlam yapılar­la felaketin önüne geçmenin mümkün olduğunu göster­miştir. Yapı stokumuzu yeni­lemek için elimizdeki en etkin çözüm, kentsel dönüşümdür. Kentsel dönüşüm meselesi, Türkiye için bir hayat-memat meselesidir. İnsanların evle­rinin başlarına yıkılmaması için en dayanıklı, son teknolo­ji ile yapılmış ve estetik açıdan şehirlerimizin dokusunu ko­ruyan ve destekleyen yapılar inşa etmeliyiz” diye konuştu.

“Kapsamlı ve kararlı adımlar atacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konunun ideolojik saplan­tılara kurban verilmemesi ge­rektiğine değinerek, “Depre­me hazır şehirler, Türkiye’nin geleceğini kurtaracaktır. Tür­kiye’nin dört bir yanında dep­reme hazırlık konusunda kap­samlı ve kararlı adımlar atma­ya devam edeceğiz. Yerinde dönüşümü teşvik edecek ve devlet-vatandaş iş birliğini güçlendireceğiz. Bütün bunla­rın yanında ayrıca şu anda çok güçlü bir AFAD’a sahibiz” ifa­delerini kullandı.

“Kargaşaya müsaade etmeyiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’la ilgili “Tarih­ten ibret almayan topluluklar, benzer akıbetleri tekrar tekrar yaşamaya mahkumdur. Kıb­rıs’ta barış dilini bozan, gele­cek nesilleri de tehlikeye atan her açıklamayı, ben şiddetle kınıyorum” dedi. Kıbrıs Ada­sı’nda barış ve huzur için bu­güne kadar, üzerlerine düşeni yaptıklarını ve bundan sonra da yapmaya devam edecekle­rini vurgulayan Erdoğan, söz­lerini şöyle sürdürdü:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhu­riyeti’nin hak ve menfaatleri­ni kendi hak ve menfaatleri­miz bilerek hareket ettik ve bu değişmeyecektir. Ada’nın hu­zurunu bozan, hassasiyetleri­ni kaşıyan, kargaşa çıkartma­yı arzulayan yaklaşımlara da müsaade etmeyiz. Terör yolu­na başvuranların, Kıbrıs Tür­kü’nü yok sayanların, karşıla­rında daha güçlü bir Türkiye bulacaklarını bilmeleri lazım. Gerilimleri artıran söylemler yerine, yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmak, Ada’nın gelece­ği adına daha faydalı olacaktır. Kıbrıs Türkleri’nin haklı dava­larının en büyük destekçisi ol­maya devam edeceğiz. “

“Bilinmelidir ki; dünya İsrail’den büyüktür”

Gazze’ye insani yardım gö­türen gemiye Malta’da bir sal­dırı düzenlendiğine ilişkin so­ruya ise Erdoğan, “İsrail, ulus­lararası hukukun önündeki en büyük tehlikedir. Uluslarara­sı hukuku çiğnemeyi adet ha­line getirdiler. Gemilerin, in­sani amaçlı yardım malzemesi taşıdığını ve uluslararası sey­rüsefer kuralları çerçevesinde hareket ettiğini tüm dünya bi­liyor. Buna rağmen, bu saldırı­nın gerçekleştirilmesi, tam an­lamıyla haydutluktur, korsan­lıktır” karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in bombalarla, ağır silah­larla yenemediği Filistinlileri, gıdadan, ilaçtan mahrum bıra­karak yenmeye çalıştığına dik­kati çekerek, şunları kaydetti:

“İsrail gıdayı, temiz suyu, ilacı silah olarak kullanıyor. İnsan öldürürler dünya sessiz kalır; katliam yaparlar dünya sessiz kalır, egemen devletlere saldırırlar dünya sessiz kalır, uluslararası kuruluşların per­sonellerini öldürür, yapılarını bombalarlar dünya sessiz ka­lır, göz göre göre soykırım su­çu işlerler dünya sessiz kalır. Bu ‘sessizlik sarmalı’ artık son bulmalıdır. Bilinmelidir ki; dünya İsrail’den büyüktür. Bü­yüklüğünün hakkını vermeli ve dünyayı ateşe vermeye çalı­şan bu alev topunu söndürme­lidir. Yoksa çok geç olacak ve İsrail’e bugün sessiz kalanlar, tarihe bunun hesabını vere­meyeceklerdir. İsrail zannet­mesin ki işledikleri suçlar ce­zasız kalacaktır. Adalet bir gün yerini bulacaktır.”

“İsrail, Türkiye’nin bölgedeki gücünden rahatsız”

İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri saldırıları hatırlatılan Erdoğan, şöyle konuştu:

“İsrail’in bu attığı adımlar barış ve huzuru tehdit eden adımlardır. Türkiye ile ilgi­li ne gibi adımlar atar veya at­mayı planlıyor, bunları yakın­dan takip ediyoruz. Biz niçin İsrail’le bütün ticari ilişkileri kestik? Çünkü biz biliyoruz ki dostumun düşmanı, aynı şe­kilde bize de düşmanlık yapı­yor demektir. Şu an itibarıyla Gazze’deki o masumlara acı­masızca bombaları yağdıran, bütün bölgeyi harabeye dö­nüştüren bir İsrail’den, biz za­ten insanlık beklemeyiz. İsrail kandan ve kaostan besleniyor. Barış ve huzur iklimi İsrail’in istediği son şeydir. Suriye’de yıllardır süren iç savaşın bit­mesinden, Suriye halkının kendi geleceğini tayin edecek olmasından, birlik ve bütün­lük rüzgarından İsrail rahatsız olmuştur.”

Geçmişte İsrail’in kışkırt­malarıyla hareket eden herke­sin hüsrana uğradığını anım­satan Erdoğan, “İsrail, sadece kendini düşünür. Herkes bir­lik ve toprak bütünlüğü teme­linde yeni Suriye’yi inşa için gayret göstermelidir. İsra­il provokasyonunun vadettiği sadece kan, gözyaşı ve ölüm­dür. Bir ve bütün Suriye ise müreffeh bir geleceğin formü­lüdür. Her zaman söylediğimiz gibi, biz komşumuz Suriye’nin yeni bir çatışma iklimine sü­rüklenmesine izin vermeyiz ve vermeyeceğiz” diye konuştu.

“Sokma akıl sekiz adım gider”

Cumhurbaşkanı Erdo­ğan, CHP’ ile ilğili soru üze­rine, “Anadolu’da bir söz var, ‘Sokma akıl 8 adım gider’ di­ye. Bunların durumu da maa­lesef böyle. Devamlı bu tür şey­leri söylüyorlar. Öyle anlaşılı­yor ki bu 8 adım da gitmeyecek. CHP’nin kafası öyle karışık ki, asıl göstermek istemedikle­ri bu çorba, bir garabet çorba­sıdır. O çorbaya kimlerin ka­şık salladığını milletten gizle­mek için, milletin basiretine bant çekmeye çalışıyorlar. Biz CHP’nin düştüğü bu bataklık­la ilgilenmiyor, işimize bakı­yoruz, millete hizmete odakla­nıyoruz” yanıtını verdi.

Cumhuriyet Yerleşkesi açıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tay­yip Erdoğan, “Cumhuriyet yerleşkesi Kıbrıs Türk hal­kının kararlılığının sembo­lüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var ol­ma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ı­mızın kader ortaklığının da bir göstergesidir.” dedi. Baş­kent Lefkoşa’da inşa edilen ve KKTC Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Başba­kanlık ile Millet Bahçesi’ni bünyesinde barındıran yeni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuri­yet Yerleşkesi’nin inşaatının 3 yılda tamamlandığını söyle­di.

Erdoğan, “Sağlam devlet, saygın gelecek” şiarıyla bu topraklara kazandırdığımız 25 bin 210 metrekarelik alana sahip bu projede, Cumhur­başkanlığı binası, 600 kişilik 2 konferans salonu, 400 kişi­lik kabul salonu, 52 çalışma ofisi ile 109 araçlık otopark bulunuyor. 20 bin metreka­re alanda inşa edilen meclis binasında ise başkanlık ve başbakanlık makamları, 157 kişilik genel kurul salonu, 25 milletvekili makam odası, ba­kanlar için toplantı salonu ile 135 kişilik konferans salonu ve bir de kütüphane var. 290 bin metrekaresi yeşil alan olarak planlanan millet bah­çemiz, yine 2 bin 252 kişilik millet camisi ise inşa ediliyor. Yerleşkemizin son etabı olan Yüksek Mahkeme ve Millet Kütüphanesinin inşasına baş­ladık” diye konuştu.

Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın ortaya koydu­ğu iki devletli çözüm vizyonu­nu tüm gücümüzle destekle­meyi sürdürüyoruz” dedi. 17- 18 Mart’ta Birleşmiş Milletler çatısı altında Cenevre’de dü­zenlenen geliştirilmiş katılım­lı gayriresmi toplantıda karar­laştırılan Ada’daki iki komşu ülke arasında, muhtelif alan­larda başlatılması öngörülen işbirliği alanlarında üzerleri­ne düşeni yapmaya ve yapıcı olmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, şöyle de­vam etti: “Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu Ada’da, egemen eşitlik ve eşit ulus­lararası statüsünün tescilini er ya da geç temin edecektir.

Ana vatan Türkiye, bu yolda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri­yeti’nin her zaman yanında olacak, dayanışmasını ebedi­yete kadar sürdürecektir. Bi­zim samimi arzumuz adil, ka­lıcı, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm. Bölgemizde ya­şanan gelişmeler de artık bu realitenin kabul edilmesinin gerektiğinin telkinidir. Ada’da iki halk ve iki devlet olduğu gerçeğini herkesin idrak et­mesinin zamanı gelmiştir. Ana vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü’ne ve Kıbrıs Tür­kü’nün bağımsız devleti Ku­zey Kıbrıs Türk Cumhuriye­ti’ne desteğimiz bakidir. Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkı, inşallah eninde sonunda hak ettiği ko­numa ülkemizin de desteğiy­le gelecektir.”

Önceki

Suriye’nin hava trafiği Türkiye’nin dayanağıyla tekrar yapılanıyor

Sonraki

Anadolu Isuzu, Suudi Arabistan pazarında

Son gönderi Blog

Don't Miss

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’dan ABD’nin İran saldırısına ait birinci yorum

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısına

ABD, İran’ın nükleer tesislerini vurdu: Nükleer zenginleştirme tesisleri büsbütün yok edildi

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan uçakları ve denizaltılarıyla gerçekleştirilen saldırı