Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gerçekleştirdiği günü birlik ziyaretin ardından Türkiye’ye dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Kıbrıs, Suriye ile ilgili gündemdeki pek çok başlığa değinirken, kentsel dönüşümün Türkiye için önemine değindi.
“Deprem, ülkemizin gerçeğidir ve olacak depremleri durdurmak mümkün değildir. Ancak kayıpları sonlandırmak, sağlam yapılar inşa etmek mümkündür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için meseleye konjonktürel ve küçük ölçekli değil, resmin bütününü gören bir anlayışla yaklaşıyoruz. 11 ilimizi etkileyen asrın felaketi bizlere, sağlam yapılarla felaketin önüne geçmenin mümkün olduğunu göstermiştir. Yapı stokumuzu yenilemek için elimizdeki en etkin çözüm, kentsel dönüşümdür. Kentsel dönüşüm meselesi, Türkiye için bir hayat-memat meselesidir. İnsanların evlerinin başlarına yıkılmaması için en dayanıklı, son teknoloji ile yapılmış ve estetik açıdan şehirlerimizin dokusunu koruyan ve destekleyen yapılar inşa etmeliyiz” diye konuştu.
“Kapsamlı ve kararlı adımlar atacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konunun ideolojik saplantılara kurban verilmemesi gerektiğine değinerek, “Depreme hazır şehirler, Türkiye’nin geleceğini kurtaracaktır. Türkiye’nin dört bir yanında depreme hazırlık konusunda kapsamlı ve kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz. Yerinde dönüşümü teşvik edecek ve devlet-vatandaş iş birliğini güçlendireceğiz. Bütün bunların yanında ayrıca şu anda çok güçlü bir AFAD’a sahibiz” ifadelerini kullandı.
“Kargaşaya müsaade etmeyiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’la ilgili “Tarihten ibret almayan topluluklar, benzer akıbetleri tekrar tekrar yaşamaya mahkumdur. Kıbrıs’ta barış dilini bozan, gelecek nesilleri de tehlikeye atan her açıklamayı, ben şiddetle kınıyorum” dedi. Kıbrıs Adası’nda barış ve huzur için bugüne kadar, üzerlerine düşeni yaptıklarını ve bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini kendi hak ve menfaatlerimiz bilerek hareket ettik ve bu değişmeyecektir. Ada’nın huzurunu bozan, hassasiyetlerini kaşıyan, kargaşa çıkartmayı arzulayan yaklaşımlara da müsaade etmeyiz. Terör yoluna başvuranların, Kıbrıs Türkü’nü yok sayanların, karşılarında daha güçlü bir Türkiye bulacaklarını bilmeleri lazım. Gerilimleri artıran söylemler yerine, yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmak, Ada’nın geleceği adına daha faydalı olacaktır. Kıbrıs Türkleri’nin haklı davalarının en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. “
“Bilinmelidir ki; dünya İsrail’den büyüktür”
Gazze’ye insani yardım götüren gemiye Malta’da bir saldırı düzenlendiğine ilişkin soruya ise Erdoğan, “İsrail, uluslararası hukukun önündeki en büyük tehlikedir. Uluslararası hukuku çiğnemeyi adet haline getirdiler. Gemilerin, insani amaçlı yardım malzemesi taşıdığını ve uluslararası seyrüsefer kuralları çerçevesinde hareket ettiğini tüm dünya biliyor. Buna rağmen, bu saldırının gerçekleştirilmesi, tam anlamıyla haydutluktur, korsanlıktır” karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in bombalarla, ağır silahlarla yenemediği Filistinlileri, gıdadan, ilaçtan mahrum bırakarak yenmeye çalıştığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“İsrail gıdayı, temiz suyu, ilacı silah olarak kullanıyor. İnsan öldürürler dünya sessiz kalır; katliam yaparlar dünya sessiz kalır, egemen devletlere saldırırlar dünya sessiz kalır, uluslararası kuruluşların personellerini öldürür, yapılarını bombalarlar dünya sessiz kalır, göz göre göre soykırım suçu işlerler dünya sessiz kalır. Bu ‘sessizlik sarmalı’ artık son bulmalıdır. Bilinmelidir ki; dünya İsrail’den büyüktür. Büyüklüğünün hakkını vermeli ve dünyayı ateşe vermeye çalışan bu alev topunu söndürmelidir. Yoksa çok geç olacak ve İsrail’e bugün sessiz kalanlar, tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. İsrail zannetmesin ki işledikleri suçlar cezasız kalacaktır. Adalet bir gün yerini bulacaktır.”
“İsrail, Türkiye’nin bölgedeki gücünden rahatsız”
İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri saldırıları hatırlatılan Erdoğan, şöyle konuştu:
“İsrail’in bu attığı adımlar barış ve huzuru tehdit eden adımlardır. Türkiye ile ilgili ne gibi adımlar atar veya atmayı planlıyor, bunları yakından takip ediyoruz. Biz niçin İsrail’le bütün ticari ilişkileri kestik? Çünkü biz biliyoruz ki dostumun düşmanı, aynı şekilde bize de düşmanlık yapıyor demektir. Şu an itibarıyla Gazze’deki o masumlara acımasızca bombaları yağdıran, bütün bölgeyi harabeye dönüştüren bir İsrail’den, biz zaten insanlık beklemeyiz. İsrail kandan ve kaostan besleniyor. Barış ve huzur iklimi İsrail’in istediği son şeydir. Suriye’de yıllardır süren iç savaşın bitmesinden, Suriye halkının kendi geleceğini tayin edecek olmasından, birlik ve bütünlük rüzgarından İsrail rahatsız olmuştur.”
Geçmişte İsrail’in kışkırtmalarıyla hareket eden herkesin hüsrana uğradığını anımsatan Erdoğan, “İsrail, sadece kendini düşünür. Herkes birlik ve toprak bütünlüğü temelinde yeni Suriye’yi inşa için gayret göstermelidir. İsrail provokasyonunun vadettiği sadece kan, gözyaşı ve ölümdür. Bir ve bütün Suriye ise müreffeh bir geleceğin formülüdür. Her zaman söylediğimiz gibi, biz komşumuz Suriye’nin yeni bir çatışma iklimine sürüklenmesine izin vermeyiz ve vermeyeceğiz” diye konuştu.
“Sokma akıl sekiz adım gider”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’ ile ilğili soru üzerine, “Anadolu’da bir söz var, ‘Sokma akıl 8 adım gider’ diye. Bunların durumu da maalesef böyle. Devamlı bu tür şeyleri söylüyorlar. Öyle anlaşılıyor ki bu 8 adım da gitmeyecek. CHP’nin kafası öyle karışık ki, asıl göstermek istemedikleri bu çorba, bir garabet çorbasıdır. O çorbaya kimlerin kaşık salladığını milletten gizlemek için, milletin basiretine bant çekmeye çalışıyorlar. Biz CHP’nin düştüğü bu bataklıkla ilgilenmiyor, işimize bakıyoruz, millete hizmete odaklanıyoruz” yanıtını verdi.
Cumhuriyet Yerleşkesi açıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhuriyet yerleşkesi Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir.” dedi. Başkent Lefkoşa’da inşa edilen ve KKTC Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Başbakanlık ile Millet Bahçesi’ni bünyesinde barındıran yeni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Yerleşkesi’nin inşaatının 3 yılda tamamlandığını söyledi.
Erdoğan, “Sağlam devlet, saygın gelecek” şiarıyla bu topraklara kazandırdığımız 25 bin 210 metrekarelik alana sahip bu projede, Cumhurbaşkanlığı binası, 600 kişilik 2 konferans salonu, 400 kişilik kabul salonu, 52 çalışma ofisi ile 109 araçlık otopark bulunuyor. 20 bin metrekare alanda inşa edilen meclis binasında ise başkanlık ve başbakanlık makamları, 157 kişilik genel kurul salonu, 25 milletvekili makam odası, bakanlar için toplantı salonu ile 135 kişilik konferans salonu ve bir de kütüphane var. 290 bin metrekaresi yeşil alan olarak planlanan millet bahçemiz, yine 2 bin 252 kişilik millet camisi ise inşa ediliyor. Yerleşkemizin son etabı olan Yüksek Mahkeme ve Millet Kütüphanesinin inşasına başladık” diye konuştu.
Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu tüm gücümüzle desteklemeyi sürdürüyoruz” dedi. 17- 18 Mart’ta Birleşmiş Milletler çatısı altında Cenevre’de düzenlenen geliştirilmiş katılımlı gayriresmi toplantıda kararlaştırılan Ada’daki iki komşu ülke arasında, muhtelif alanlarda başlatılması öngörülen işbirliği alanlarında üzerlerine düşeni yapmaya ve yapıcı olmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu Ada’da, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün tescilini er ya da geç temin edecektir.
Ana vatan Türkiye, bu yolda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman yanında olacak, dayanışmasını ebediyete kadar sürdürecektir. Bizim samimi arzumuz adil, kalıcı, sürdürülebilir ve gerçekçi bir çözüm. Bölgemizde yaşanan gelişmeler de artık bu realitenin kabul edilmesinin gerektiğinin telkinidir. Ada’da iki halk ve iki devlet olduğu gerçeğini herkesin idrak etmesinin zamanı gelmiştir. Ana vatan ve garantör olarak Kıbrıs Türkü’ne ve Kıbrıs Türkü’nün bağımsız devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne desteğimiz bakidir. Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkı, inşallah eninde sonunda hak ettiği konuma ülkemizin de desteğiyle gelecektir.”