İstanbul Taksim’de faaliyet gösteren bir güzellik merkezinin, dünya çapında bir eskort, şantaj ve uyuşturucu ağının merkezi olduğu ortaya çıkarıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yürüttüğü titiz operasyonla deşifre edilen çetenin başında, resmi kayıtlarda 43 yaşında görünen ancak aslen 55 yaşında olan trans birey Ece Akkaya’nın bulunduğu belirlendi. Akkaya’nın yönettiği örgütün faaliyetlerinin yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmadığı; Londra, Paris, Monte Carlo, Dubai ve hatta Amerika’ya uzanan uluslararası bir suç ağı kurduğu tespit edildi.
Polis Soruşturması, Güzellik Merkezi Adı Altındaki Kirli Ağı Ortaya Çıkardı
İstanbul Emniyeti tarafından yürütülen kapsamlı çalışmalar, Taksim’deki güzellik merkezinin yasa dışı faaliyetler için bir paravan olarak kullanıldığını gözler önüne serdi. Soruşturmaya göre, Ece Akkaya liderliğindeki çete, hem yasa dışı eskort hizmetleri sunuyor hem de hedef seçtiği kurbanlarını sofistike yöntemlerle sömürüyordu. Çetenin, başta İstanbul ve Londra olmak üzere birçok metropolde güçlü bağlantılar kurarak, özellikle evli ve tanınmış iş adamlarını tuzağa düşürdüğü ve onlardan şantaj yoluyla yüksek meblağlarda para sızdırdığı anlaşıldı.
“Kurtulmak İstiyorum” Tuzağı: Kurbanlar Nasıl Manipüle Ediliyor?

Çete lideri Ece Akkaya’nın talimatlarıyla hareket eden kadınlar, maddi ve manevi çıkmazda olan diğer kadınları “daha iyi bir hayat” vaadiyle ağlarına düşürüyordu. Güzellik merkezine müşteri olarak gelen veya burada çalışan bu kadınlar, eskort olarak hizmet vermeye zorlanıyor ve iş adamlarını hedef alıyordu. Çete üyeleri, kurbanlarına “Bu hayattan kurtulmak istiyorum, evinde temizlikçi veya bakıcı olarak çalışırım, yeter ki bana yardım et” gibi ifadelerle yaklaşarak duygusal bir bağ kuruyordu. Zamanla iş adamlarını kendilerine tamamen bağımlı hale getiren kadınlar, düzenli olarak aylık ödemeler almaya başlıyordu. Eğer kurban iş adamı, eskort kadına bir gayrimenkul satın alırsa, bu mülkün değerinin belirli bir payının çete lideri Akkaya’ya aktarıldığı belirlendi.
Örgütün en etkili taktiklerinden biri, kurbanlarına “senden başkasıyla görüşmüyorum” imajı vererek tam bir sadakat illüzyonu yaratmaktı. Bu amaçla kadınlar, saçlarını kestirip giyim tarzlarını değiştiriyor, hatta bazı durumlarda dişlerini çektirerek fiziksel değişimlere zorlanıyordu. Gizlice alınan ses ve görüntü kayıtlarıyla desteklenen bu psikolojik baskı, kurbanların tamamen kontrol altına alınmasını sağlıyordu. Çete, ayrıca tuzağa düşürdüğü iş adamlarının projelerine sızarak çeşitli iş bağlantıları üzerinden komisyon alarak gelir ağını genişletiyordu.
Çetenin Londra Ayağı: Çifte Pasaport, Naylon Fatura ve Parlamento’ya Sızma Girişimi
Örgütün daha önce gizli kalmış uyuşturucu ve şantaj faaliyetleri de soruşturmayla aydınlatıldı. İddialara göre çete, bazı müşterilerine gizlice uyuşturucu veriyor ve sonrasında cüzdanlarını çalarak onları terk ediyordu.
Bu uluslararası ağın en kilit isimlerinden biri, Londra’da yaşayan ve “Yasemin” kod adını kullanan Halise Eda Pazarbaşı. Pazarbaşı’nın, Londra ile İstanbul arasında döviz ve kıymetli maden transferi için kuryelik yaptığı tespit edildi. “Londra’da güzellik merkezi açacağım,” “Kiramı ödeyemiyorum” veya “Telefonum çalındı” gibi bahanelerle görüştüğü iş adamlarından para toplayan Pazarbaşı, ödeme yapmayanları ise iş yerlerine giderek ellerindeki uygunsuz görüntüleri ailelerine göndermekle tehdit ediyordu. Bu faaliyetlerini gizlemek için paravan bir şirket üzerinden naylon faturalar düzenlediği ve bu konuda kendisine Londra’da yaşayan bir Türk muhasebecinin yardım ettiği öğrenildi.
İki farklı pasaport kullanarak seyahat eden Pazarbaşı’nın, dikkat çekmemek ve nüfuz elde etmek amacıyla İngiliz Parlamentosu’na sahte bir CV ile iki kez iş başvurusunda bulunduğu da ortaya çıktı. Polisin araştırması, Pazarbaşı’nın bir süredir birlikte olduğu Pakistan asıllı İngiliz iş insanı Zia Hayat üzerinde yoğunlaşıyor. Hayat’ın da kurbanlardan biri mi, yoksa Pazarbaşı aracılığıyla kayıt dışı parayı Türkiye üzerinden Orta Doğu’ya transfer eden bir suç ortağı mı olduğu araştırılıyor.
Eski Çalışan Anlattı: “Beni Evlenmeye Zorladı, Kanada’ya Kaçtım”

Çetenin elinden kurtulmayı başaran eski çalışanlardan B.C., manipülasyon sürecini şu sözlerle anlattı: “Ece Akkaya ile yıllar önce bir arkadaşım aracılığıyla tanıştığımda sadece iş arıyordum. İlişkim yeni bitmiş, ailemden uzakta ve duygusal bir boşluktaydım. Akkaya, sürekli ne kadar güzel olduğumu ve değerimi bilmediğimi söylüyordu. Zayıflamam için bitki çayları hazırladı, karnıma iğneler yaptı ve dudak dolgusu gibi estetik müdahaleler yaptırdı. Beni tanıştırdığı adamlardan benim bilgim dışında para aldığını çok sonra öğrendim.”
B.C., Akkaya’nın baskılarının zamanla arttığını belirtti: “İstanbul’daki son yılımda beni tanınmış bir iş adamının oğluyla tanıştırıp evlenmem için baskı kurdu. Para ve hediyeler talep etmemi istiyordu. Bu durumu reddederek Kanada’ya kaçtım. Ailem arkamda durduğu için şanslıydım. Diğer kızların aile bağları zayıftı, bu yüzden onların kaçışı neredeyse imkansızdı. Evlenip başka ülkeye yerleşenlerin bile peşini bırakmıyordu. ‘Benim sayemde kocasını boşayıp seni aldı, iyi bir hayatın var’ diyerek varlığını hatırlatıyor, geçmişlerini ifşa etmekle tehdit ediyordu. Bu kadınlar, eşlerinden gizli birikim yaparak bu paraları sanal para olarak Ece Akkaya’ya gönderiyordu.”
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, operasyonun derinliğinin ve çetenin ne kadar uzun süredir gizlilik içinde faaliyet gösterdiğinin altını çizerek, suç ağının tüm üyelerine yönelik soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettiğini bildirdi.