Bugün: Nisan 30, 2025
Nisan 30, 2025
7 dk. okuma

İş dünyasında yeni periyot: Güven kültürü, yapay zekâ ve değişim idaresi öne çıkıyor

İklim değişikliği, pandemi, ti­caret savaşları ve yüksek tek­nolojiyle beraber iş dünyası köklü bir değişim geçiriyor. Tek­nolojik gelişmeler, yapay zekâ­nın hızla yükselmesi, demografik dönüşümler ve artan belirsizlik­ler, şirketlerin liderlik anlayışı­nı ve insan kaynakları stratejile­rini de yeniden şekillendiriyor.

Great Place To Work Türkiye’nin analizleri, bu dönemde güven kültürünü güçlendiren organi­zasyonların sürdürülebilir başarı açısından önemli bir avantaj elde ettiğini ortaya koyuyor.

Günümüzde kuşaklar arası beklentiler farklilaşiyor

Z kuşağının iş gücüne hızlı bir şekilde katılmasıyla birlikte, ça­lışan beklentilerinde köklü deği­şimler yaşanıyor. Genç çalışanlar, esneklik, anlamlı bir iş deneyimi, kişisel gelişim fırsatları ve top­lumsal etki yaratabilen şirketleri tercih ediyor.

Türkiye’de yapılan araştırmalar, ekonomik belirsiz­lik dönemlerinde bile genç kuşa­ğın, işverenlerin sadece finansal sağlamlığına değil, aynı zaman­da değer odaklı misyonlarına da büyük önem verdiğini gösteriyor. Çalışanlar artık yalnızca iş gü­vencesi aramıyor; aynı zamanda çalıştıkları kurumun çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarında da etkin olmasını bekliyor.

Yapay zekâ ve insan kaynağının entegrasyonu

Teknolojik dönüşüm, 2025 iti­barıyla iş dünyasının temel dina­miklerinden biri haline geliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun “İşlerin Gleceği-2025” raporuna göre, yapay zekâ ve dijital tekno­lojiler, şirketlerin yüzde 86’sının iş modelini yeniden tanımlama­sına neden olacak. Ancak yapay zekânın iş dünyasına entegras­yonu, yalnızca verimlilik odaklı bir dönüşüm değil; aynı zaman­da güven, etik kullanım ve çalışan deneyimi ekseninde ele alınması gereken bir süreç olarak öne çı­kıyor.

Great Place To Work tarafın­dan Amerika’da bin 544 çalışan­la yapılan pazar araştırması, Z kuşağı çalışanlarının (yüzde 49) ve Y kuşağının (yüzde 43), iş sü­reçlerinde yapay zekâ araçlarını kullanma konusunda daha yük­sek bir heyecan taşıdığını gös­teriyor. Buna karşın, Baby Boo­mers ve X kuşağı çalışanlarında bu oran yüzde 26 seviyesinde ka­lıyor.

Özellikle genç kuşaklar ya­pay zekânın potansiyel fırsatla­rını görürken, aynı zamanda etik kullanımı, güvenilirlik ve işten çı­karma riskleri konusunda endi­şelerini de dile getiriyor. Deloit­te tarafından yapılan güncel bir çalışmada da Z kuşağının yüz­de 24’ünün ve Y kuşağının yüz­de 26’sının iş yerinde üretken ya­pay zekâ araçlarını düzenli olarak kullandığı, ancak bu süreçlerde belirsizlik ve güven ihtiyacının devam ettiği ortaya kondu.

Şirketler güçlü bir güven kültürü tesis etmeli

Bu veriler, şirketler için önemli bir mesaj veriyor: Yapay zekânın benimsenmesi için önce güçlü bir güven kültürünün tesis edil­mesi gerekiyor. Çalışanların tek­nolojiyi benimsemesi, liderle­rine ve kurumlarına duydukları güvenle doğru orantılı. Araştır­malar, yüksek güven kültürüne sahip şirketlerin inovasyon, çe­viklik ve üretkenlik alanlarında rakiplerine kıyasla yüzde 81 daha iyi performans gösterdiğini orta­ya koyuyor.

Yapay zekânın başarılı enteg­rasyonu için organizasyonların uygulaması gereken temel lider­lik davranışları arasında yenilik­çi fikirleri teşvik etmek, iş birli­ğini güçlendirmek ve çalışanla­ra anlamlı iş deneyimleri sunmak öne çıkıyor. Ayrıca, çalışanların yapay zekâ araçlarına ilişkin be­cerilerinin geliştirilmesi de kri­tik önem taşıyor.

Great Place To Work’ün Genç Kuşaklar İçin En İyi İşverenler listesinde yer alan şirketler, çalışanlarını yapay zekâ odaklı karar alma süreçlerine da­hil ediyor, eğitim ve gelişim fır­satları sunuyor. Bu organizas­yonlarda Y kuşağı çalışanlarının yüzde 88’i, profesyonel eğitim ve gelişim olanaklarına erişim sağ­landığını ifade ediyor; bu oran standart şirketlerde yüzde 52 se­viyesinde bulunuyor.

Değişim yorgunluğu yeni bir gerçeklik

Dijital dönüşüm, yeni çalış­ma modelleri ve organizasyonel değişimlerin sürekli gündemde olması, iş dünyasında “değişim yorgunluğu” kavramını öne çıka­rıyor. Gözlemler, liderlik gelişi­mi, organizasyon kültürü, iş gücü planlaması ve değişim yönetimi alanlarının, şirketlerin uzun va­deli başarısında belirleyici fak­törler haline geldiğini gösteriyor.

Artan dönüşüm baskısı, özellikle orta kademe yöneticiler üzerin­de ciddi bir yük oluşturuyor. Yeni nesil çalışanlar, orta düzey yöne­tici rollerine mesafeli yaklaşır­ken, bu eğilimin organizasyonel yapı üzerinde uzun vadeli etkiler yaratması bekleniyor. Bu ortam­da, şirketlerin çalışan bağlılığını artıracak, değişime direnç gös­termeden adapte olabilecek li­derlik modelleri geliştirmesi kri­tik önem taşıyor.

Çalışan deneyimi ve güven kültürü anahtar rolde

Great Place To Work Türkiye verileri, güven kültürünü merke­zine alan organizasyonların de­ğişime daha hızlı uyum sağladı­ğını gösteriyor. Güven ortamı su­nan iş yerlerinde çalışanlar, hem yenilikçi fikirler geliştirme ko­nusunda daha cesur davranıyor hem de organizasyonlarına daha güçlü bir bağlılık gösteriyor.

Gre­at Place to Work-Sertifikalı iş yerlerinde, liderlerin çalışanları­na sürekli kontrol olmadan da gü­ven duyduğu oran yüzde 76 iken, bu oran standart organizasyon­larda yüzde 60 seviyesinde kalı­yor. Benzer şekilde, çalışanların mesleki gelişim fırsatlarına eri­şimde yaşadığı pozitif deneyim oranı güven odaklı iş yerlerinde yüzde 70’e çıkarken, standart şir­ketlerde bu oran yüzde 50’lerde seyrediyor.

Sürdürülebilirlik ve ESG odaklı liderlik

Şirketlerin sürdürülebilirlik alanındaki taahhütleri hızla artıyor. Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik yatırımlar, yalnızca çevresel katkı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumsal itibar açısından da stratejik bir öncelik haline geliyor. Küresel ölçekte, şirketlerin yalnızca finansal performansları değil, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine uyumları da yatırımcılar ve paydaşlar tarafından yakından izleniyor.

Şeffaf ESG raporlaması, adil yönetim uygulamaları ve sosyal etki yaratan projeler, şirketlerin uzun vadeli başarıları açısından kritik bir faktör haline gelmiş durumda. Bu doğrultuda, şeffaflık, empati ve dahil edicilik gibi liderlik yetkinlikleri, değişim çağında organizasyonların rekabet avantajını koruması için vazgeçilmez hale geliyor. Sonuç olarak iş dünyasında başarı için artık yalnızca finansal göstergeler yeterli değil. Güven kültürüne yatırım yapan, çalışan deneyimini önceliklendiren, yapay zekâyı insan odaklı bir anlayışla entegre eden ve ESG kriterlerini stratejik bir öncelik haline getiren şirketler, geleceğin rekabet ortamında öne çıkacak.

Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2025 Araştırması Analiz Raporu’nun, iş dünyasındaki dönüşümüanlamak ve buna uygun stratejiler geliştirmek için değerli bir kaynak olduğunu belirten Great Place To Work CEO’su Eyüp Toprak, çalışanın sesini duyan liderlerin güven sağlamanın temelini attığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Güven kültürü; kârlı, üretken, yenilikçi ve dayanıklı bir organizasyon olmanın anahtarıdır. Özellikle belirsizlik dönemlerinde çalışanları duymak son derece önemlidir. Çünküçalışanlar, yöneticilerinin kendilerini dinlediğini hissettiğinde, ekip arkadaşlarına ve organizasyona olan bağlılıkları artıyor, değişimlere, daha kolay uyum sağlıyor ve olumsuzluklara karşı daha dirençli oluyor.

Türkiye’nin En İyi İşverenleri araştırmamız ve sertifikasyon sürecimiz ile biz çalışanların sesinin duyulmasını sağlıyoruz. Böylece organizasyonlar çalışan gözünden kendini değerlendirme ve yol haritasını buna göre belirleme fırsatı buluyor. Yapay zekanın yükselişi ve tüm dünyadaki sosyal, ekonomik politik çalkantılar ile mevcut düzen sürekli değiştirirken güven, hakkaniyet, saygi, gurur ve takim ruhu zerine kültür inşa edebilen organizasyonlar geleceğe daha sağlam ve güvenli adımlarla ilerliyor. Bu sayede iş dünyasındaki dönüşümde başı çeken öncükurumlar arasında yer alıyor ve hatta diğerlerine ilham oluyorlar.”

Önceki

Hazır giysi için hükümet acil tedbir almalı

Sonraki

5 saniyenin İspanya’ya faturası 1 milyar euro

Son gönderi Blog

Don't Miss

TEPAV: Perakendede geleceğe dair umutlar azalıyor

TEPAV tarafından hazırlanan Perakende Güven Endeksi (TEPE), Mart 2025'te 8,7

Trump Birinci 100 gününü kıymetlendirdi: Dünya tarihinin en büyük iktisadını inşa edeceğiz

ABD Başkanı Donald Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk 100 gününü