Bugün: Mart 12, 2025
Mart 11, 2025
9 dk. okuma

“Hem Çin hem ABD için alternatifiz”

Recep ERÇİN

Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, ABD Baş­kanı Donald Trump’ın “korumacılık” temelli politika­larının yön verdiği küresel tica­ret ortamında Türkiye’nin izle­yeceği yol haritasını DÜNYA’ya anlattı.

Yakın geçmişteki faali­yetler ve geleceğe yönelik stra­tejileri detayları ile paylaşan Bakan Bolat, Türkiye’nin ulus­lararası ticaretteki rekabet gü­cünü artırmak için ihracatçı­larla birlikte çalışmaya devam edecekleri mesajı verdi. Ba­kan Bolat ile gerçekleştirdiği­miz söyleşinin ilk bölümünde güncel dış gelişmelerin ihracat üzerindeki etkilerini konuştuk.

“Trump politikaları ithalat baskısı yaşatabilir”

Trump’ın seçilmesi ile gündem ABD. 1930’lardan bu yana en korumacı ABD Başkanı ile karşı karşıya ol­duğumuz yorumları yapılı­yor. Bu olgudan hareketle Türk dış ticaret rejimi nasıl şekillenecek?

Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’te başlayan ikinci ABD Başkanlığı döneminde, geç­mişte uyguladığı korumacı bir ticaret politikasının tekrar gündeme gelip gelmeyeceği bu­gün uluslararası ticaretin en önemli tartışma başlıklarından biri haline gelmiştir.

Özellikle gümrük vergilerinin artırılma­sıyla bu yaklaşımın küresel ti­caret dinamiklerini olumsuz etkileyerek ticari gerginlikle­re, misilleme eylemlerine ve ekonomik dengesizliklere yol açabileceği öngörülmektedir….Gelinen durumda, anılan ürün­lerde ülkemiz ve ülke­mizin en önemli pa­zarı olan AB’nin, ABD pazarında gümrük vergileri açısından eşitlendiği görülmek­tedir…

ABD’nin ilave gümrük vergileri uy­guladığı ülkelerin de karşı önlemler ala­rak ABD’ye misille­me yapması halinde, ithal mallarda fiyat artışlarına ve yükse­len girdi maliyetleri­nin ABD’li tüketicilere yansı­masına yol açacaktır. Küresel çapta ihracat olanaklarının da­ralması ve ülkelerin alternatif pazarlara yönelmesi sonucun­da başta tüm ülkelerde ithalat baskısı yaşanması beklenme­lidir. Bunun neticesinde, koru­macılığın yayılması ülkemizin Türk dış ticaretini de doğrudan etkileyebilir.

“Her koşulda ihracatçının yanındayız”

Küresel pazarlarda başarıy­la rekabet eden, ürün ve hizmet kalitesiyle pazar paylarını is­tikrarlı bir şekilde artıran ihra­catçılarımızın üstün çabaları, geleceğe olan inancımızı pekiş­tirmektedir. Bu azim ve kararlı­lıkla, karşılaştığımız tüm olum­suzlukların üstesinden gelece­ğimize ve Türkiye’nin dünya ticaretindeki konumunu daha da ileriye taşıyacağımıza ina­nıyor, Ticaret Bakanlığı olarak ihracatçılarımızın her koşulda yanında olmayı sürdürüyoruz. “Uzak Ülkeler Stratejisi”, “İs­lam İşbirliği Teşkilatı Üyeleri ile İhracatı Geliştirme Strateji­si” ve “Hedef Ülkeler” çalışma­sı, Bakanlığımızın proaktif yak­laşımının birer yansımasıdır.

“2025’te 55 ülke hedef pazarımız”

O halde alternatif pa­zarlar daha çok gündemde olacak.

Stratejilerimize ilave ola­rak, geleneksel ihraç pazarla­rımızı göz ardı etmeksizin, ih­racatçılarımızın alternatif pazarlara yönlendirilebilme­si ve uluslararası ticarette re­kabetçiliğimizin artırılması amacıyla Bakanlık olarak her yıl küresel siyasi ve ekonomik konjonktür dikkate alı­narak firmalarımızın yönlendirilebileceği “Hedef Ülkeler” tespit ediyoruz.

Yaptığımız analizler ve değerlen­dirmeler sonucunda, 2025 yılı için araların­da ABD’nin de olduğu 55 ülke “Hedef Ülke­ler” olarak belirlenmiş­tir. 2024 yılında, yıllık bazda yüzde 10’luk bir artışla 16,3 milyar do­larlık ihracat hacmiy­le ihracatımızda ikinci sırada yer alan ABD hem Uzak Ülkeler Stratejimizde hem de hedef ül­kelerimiz arasında önemli bir konumda bulunmaktadır.

Tica­ret Bakanlığı olarak, ABD ile ti­cari ilişkilerimizi daha da ileri­ye taşımak için güncel gelişme­leri yakından takip etmeye ve gerekli politika adımlarını za­manında atmaya devam edece­ğiz. İki ülke arasındaki ekono­mik ilişkilerin daha ileri sevi­yelere taşınması ve 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi­ne ulaşılması için çalışmaları­mıza da kararlılıkla devam et­mekteyiz.

“Riskleri azaltırken fırsatları değerlendireceğiz”

Çin’e karşı gümrüklerin artması Türk ihracatçılara kapı açar mı?

Ülkemizin, ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere getirdiği ilave vergi uygulamaları sonu­cunda Çin’den azalması muh­temel ithalatı için bir alterna­tif oluşturabileceği ve Çin ta­rafından ABD’nin önlemlerine misilleme yapılması durumun­da, her iki ülkenin ithalatı için alternatif pazar olarak değer­lendirilebileceği düşünülmek­tedir.

Trump’ın ikinci başkan­lık döneminde de ABD’nin be­nimseyeceği korumacı ticaret politikalarının küresel ticare­tin yapısını önemli derecede değiştireceği ve bu değişiklik­lerin özellikle gelişmekte olan de tehditler doğurabileceği ön­görülmektedir. Türkiye’nin bu süreçte geliştireceği strateji­ler hem riskleri en aza indir­mek hem de fırsatları değerlen­dirmek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, uluslararası ticaretteki rekabet gücümüzü artırmak için ihra­catçılarımızla birlikte çalışma­larımıza devam edeceğiz.

“AB’de ihracat artışı yakalayan sayılı ülkelerdeniz”

Yavaşlayan Avrupa, Tür­kiye’nin ihracatının da dur­gun seyretmesine neden oluyor. Uzak pazarlara yö­nelim buradaki zafiyeti te­lafi edebilir mi?

AB ekonomisine ilişkin bü­yüme tahminleri aşağı yönlü revize edilmektedir. Son açık­lanan raporda 2024 yılı için bü­yüme tahmini yüzde 0,8 ile za­yıf bir performansa işaret eder­ken, 2025 yılı için tahminleri yüzde 1,2’den yüzde 1’e düşü­rülmüştür. Zayıf büyüme per­formansı AB’nin ithalat tale­binde de izlenmektedir. Tepe noktası olan 2023 yılı Nisan ayı ile karşılaştırdığımızda, AB- 27’nin yıllıklandırılmış ithala­tı 3 trilyon avrodan 2024 Ara­lık ayı itibarıyla yaklaşık 600 milyar Avro düşüşle 2,4 trilyon avroya kadar sert biçimde geri­lemiştir.

2024 yıl genelinde de AB’nin mal ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 3,5 oranında ge­rilemiştir. Buna rağmen Türki­ye, AB’ye ihracatını artıran sa­yılı ülkeler arasında yer almış­tır. Türkiye 2024 yılında AB’ye olan ihracatını yüzde 4,1 artı­rarak tüm zamanların rekoru olan 108,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. AB’ye olan ih­racatımızı daha da artırma gay­reti içerisinde yolumuza de­vam ediyoruz.

“Uzak Ülkelere 50 milyar dolarlık ihracat”

Türkiye’nin ihracat yolculu­ğunda sınır tanımadığını tüm dünyaya göstermek için 2022 yılında hayata geçirmiş oldu­ğumuz Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında yer alan 18 ülke­ye yönelik faaliyetlerimizi ara vermeden sürdürüyoruz. Orta­ya koymuş olduğumuz tüm bu çabalar neticesinde, “Uzak Ül­kelere”, 2018-2024 yılları ara­sında 27,2 milyar dolar olan or­talama ihracatımızı 2024 yılın­da 32,5 milyar dolara çıkarttık ve bu ülkelerin toplam ithalat­larından aldığımız payı yüzde 0,34’e yükselttik.

2024 yılında, ABD, Çin, Kanada Hindistan, Meksika, Avustralya ve Brezil­ya’ya 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdik. Geçen yıl 28 binin üstünde ihracatçı firmamız yaklaşık 9 bin farklı Türk ürününü bu pazarlara ta­şıyarak, mevcut kalıpların kı­rılmasına katkı sağladı. Hede­fimiz, 2028 yılına kadar, bu ül­kelere ihracatımızı 50 milyar dolara yükselterek ülkemizin üretim gücü ile çeşitliliğini, da­ha geniş kitlelere ulaştırmaktır.

“Bölgesel ağları güçlendirip İslam coğrafyasının ticaret merkezi olacağız”

İslam ülkelerine ihracatta kaydedilen gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?

Son dönemde içinde bulunduğumuz siyasal konjonktürle beraber başta Körfez ülkeleri olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile tarihi ve kültürel bağlarımızı daha derin ticari ve ekonomik ilişkiler ile taçlandırmak, bu ülkeler ile ticaret engellerini kaldırarak bölgesel ticaret ağlarını güçlendirmek ve Türkiye’yi İslam coğrafyasının ticaret merkezi haline getirmek üzere kurguladığımız İslam İşbirliği Teşkilatı Üyeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi’ne yönelik çalışmalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz.

Strateji kapsamında yer alan İİT üyesi ülkelere, 2024 yılındaki ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 6,1 artışla 67,9 milyar dolara ulaşarak tarihi bir rekora imza attı. 2024 yılında İİT ülkelerine ihracat gerçekleştiren firma sayısı yıllık bazda yüzde 53,4 artış ile 130 bin civarında gerçekleşti ve bu firmalar yaklaşık 11 bin Türk ürününü bu pazarlar ile buluşturdu.

“İİT üyesi ülkelerin payı yüzde 30’a çıkacak”

Halihazırda serbest ticaret anlaşması müzakerelerimizin devam ettiği, Orta Doğu’daki önemli ticaret ortaklarımızdan olan ve Strateji kapsamında yer alan Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt’ten müteşekkil Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelere 2024 yılında ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 8,1 oranında artarak 14,2 milyar dolara ulaştı. 2024 yılında KİK üyesi ülkelere yaptığımız ihracat, toplam ihracatımızdan yüzde 5,4 gibi kayda değer bir pay aldı. 2024-2028 yıllarını kapsayacak strateji sayesinde sadece ticaret hacmimizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerle olan bağlarımızı daha da güçlendirip İİT üyesi ülkelerin ihracatımızda halihazırda yüzde 26 olan payını yüzde 30’a yükselteceğiz.

“Suriye’nin ayağa kalkması için ülkemiz önemli rol oynayacak”

Suriye krizinin bitmesi ile yeni bir kapı açıldı diyebilir miyiz? Ülkenin imarı ve ikili ticarette ne kadar sürede gelişme yaşanmasını bekliyorsunuz?

Suriye’nin imarı ve ikili ticarette gelişme kaydedilmesi için öncelikle siyasi istikrarın sağlanması ve güven ortamının tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak gerekli koşullar sağlandığında, Suriye’nin yeniden imarı ve ikili ticarette önemli ilerlemeler yaşanacağını öngörüyoruz. En zor günlerinde Suriye halkına destek olan ülkemiz, iç savaşta altyapısı önemli ölçüde zarar görmüş, konut stoku tahrip olmuş Suriye’nin yeniden imarı ve ihyasında da aktif bir rol oynayacaktır.

Bu alanda en acil ihtiyaç olarak gördüğümüz ulaştırma altyapısında Şam Havalimanı’nın yenilenmesi, M4 ve M5 karayollarında yapılan onarım ve yenilemeler gibi çalışmalarımız süratle başlamıştır. Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması için dünyada kendini kanıtlamış bir müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörüne sahip olan ülkemiz mutlaka önemli rol üstlenecektir.

“Kapsamlı Ekonomik Ortalık Anlaşması muhtemel”

Son dönemde attığımız adımlarla neredeyse tüm ürünlerde Türkiye Gümrük Bölgesi üzerinden Suriye’ye ihracat, Suriye’den yapılan ithalat ve Suriye’ye yönelik transit işlemlerindeki mevcut kısıtlama listeleri kaldırılmıştır. Yakın gelecekte Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması imzalanması da gündeme gelebilir…. STA’mızın yeniden yürürlüğe girmesiyle beraber ikili ticaretimizde hem ticaret hacmi hem de ürün çeşitliliği anlamında önemli ölçüde artış beklenmektedir. Yeni dönemde Suriye tarafında Türkiye’de yaşamış, Türkiye ile ticari ve kültürel bağları olan önemli bir nüfusun bulunması bu duruma büyük katkı sağlayacaktır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

İkinya Savaşi’nDan Kalan Bomba, Paris’i Birbirin Kath

Sonraki

Kurtulmuş: Çok kutuplu bir dünyaya evriliyoru

Son gönderi Blog

Don't Miss

Trump dev şirketlerin CEO’larıyla buluşacak

ABD'de yeni gümrük tarifleri ile küresel ticaret dengesini altüst eden

Columbia Üniversitesi’nde 400 milyon dolarlık ‘cadı avı’! Öğrencileri tek tek meskenlerinden alıyorlar

Filistin yanlısı protestolara liderlik eden Mahmoud Khalil’in gözaltına alınması ile