Yonhap haber ajansının bildirdiğine göre, 15 Ocak’ta gözaltına alınan Yoon Suk Yeol, Seul Batı Bölge Mahkemesi tarafından “ayaklanmaya liderlik etme” ve “yetkisini kötüye kullanma” suçlamalarıyla tutuklandı.
Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO), savcıların iddianameyi 20 günlük süre dolmadan hazırlayacağını açıkladı. Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisi ise mahkemenin aldığı tutuklama kararını eleştirdiğini duyurdu. Daha önce, Seul Batı Bölge Mahkemesi, sıkıyönetim soruşturması kapsamında görevden alınan ve gözaltına alınan Yoon hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.
Mahkeme önünde protestolar
Yoon’un tutuklanmasına tepki gösteren destekçileri, Seul Batı Bölge Mahkemesi binasına girerek kararı protesto etti. Protestocuların, binaya izinsiz giriş yapıp camları kırdığı, güvenlik görevlilerine yangın söndürme tüpleriyle müdahale ettiği aktarıldı. Bu olaylarda, polis ile göstericiler arasında arbede yaşandı ve 45 protestocu gözaltına alındı.
Ayrıca, tutuklama kararının görüşüldüğü gün, mahkeme binası önünde yaklaşık 44 bin kişinin katıldığı büyük bir destek gösterisi düzenlendiği bildirildi. Gözaltına alınan 45 kişinin, bu gösterilere de katıldıkları ifade edildi. Yüksek Savcılık Ofisi, protestolara ilişkin inceleme yapmak üzere dokuz kişilik özel bir ekip oluşturulduğunu duyurdu.
Yoon’dan “barışçıl protesto” çağrısı
Yoon Suk Yeol, tutulduğu gözaltı merkezinden yazdığı bir mektupta destekçilerine “barışçıl protesto” çağrısında bulundu.
Ne olmuştu?
15 Ocak’ta gözaltına alınan Yoon, Güney Kore Ulusal Meclisi’nin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle görevden alınmasını talep etmesinin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.
Yoon, devlet başkanlığı konutunda gözaltına alınarak Yolsuzluk Soruşturma Ofisi’nin başkent Seul’ün güneyindeki Gwacheon’daki merkezine götürülmüştü. İlk gün 10 saatten fazla sorgulanan Yoon’un ifade vermeyi reddettiği belirtilmişti. Güney Kore tarihinde gözaltına alınan ilk devlet başkanı olan Yoon, sorgunun ardından bir gözaltı merkezine nakledilmişti. Yoon, 3 Aralık 2024’te ilan edilen sıkıyönetim nedeniyle “ayaklanma” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla karşı karşıya bulunuyor.
