Dünya genelinde demans vakalarının arttığı uzun süredir bilinen bir gerçek. Ancak Çin’deki vaka sayılarındaki hızlı yükseliş, küresel eğilimlerin ötesine geçerek dikkat çekici bir boyuta ulaştı.
Son 30 yıla bakıldığında, Çin’de demansla yaşayan kişi sayısı dört kattan fazla artış gösterdi. 1990 yılında yaklaşık 4 milyon olan demans hastası sayısı, 2021 itibarıyla 17 milyona yaklaştı. Karşılaştırmak gerekirse, aynı dönemde dünya genelindeki demans vakaları 22 milyondan 57 milyona çıktı. Bu durum, Çin’in global ölçekte neden daha çok öne çıktığını açıkça ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre Çin’de demansın bu kadar hızlı yayılmasının en büyük nedeni ülkenin hızla yaşlanan nüfusu. 1950’lerde yaşanan doğum patlaması sonucu doğan milyonlarca kişi bugün 70 yaş ve üzerine ulaştı. Yaşlılık, demans için en önemli risk faktörlerinden biri olduğu için bu durum kaçınılmaz olarak vaka sayılarında ciddi bir artışa yol açtı.
Ancak yaşlanma tek başına bu tabloyu tam anlamıyla açıklamakta yetersiz kalıyor. Çin’deki yaşam tarzı değişiklikleri de demans vakalarını körükleyen önemli unsurlar arasında. Özellikle yaygın sigara kullanımı dikkat çekiyor. Ülkede erkeklerin yaklaşık %50’si sigara içerken, kadınlarda bu oran daha düşük olsa da toplum genelinde tütün bağımlılığı ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Oysa Batı ülkelerinde son yıllarda sigara tüketiminde belirgin bir düşüş gözlemleniyor.
Beslenme alışkanlıkları ve metabolik hastalıklar
Çin’deki demans artışını hızlandıran bir diğer önemli faktör, Batı tarzı beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması. Özellikle yağ ve şeker oranı yüksek, işlenmiş gıdaların tüketimi arttıkça diyabet ve obezite oranlarında da ciddi bir yükseliş görülüyor. Bu kronik hastalıklar, demans riskini doğrudan artıran etkenler olarak biliniyor.
Genç nesillerin daha sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimseme eğiliminde olduğu görülse de, önceki kuşakların birikmiş sağlık sorunları halen toplumu etkilemeye devam ediyor. Bu nedenle, kısa vadede demans vakalarının düşmesi beklenmiyor.
Demans yalnızca tıbbi açıdan değil, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da Çin’i zorlayan bir sorun haline gelmiş durumda. Bu hastalık, uzun süreli bakım ve sürekli destek gerektirdiğinden dolayı aileler ve sağlık sistemi üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Diğer yandan, Çin’in yaşlanan nüfusuna karşılık genç ve üretken iş gücünün azalması, bakım hizmetlerinin sürdürülebilirliğini de tehlikeye atıyor.
Çin için zorlu bir gelecek
Araştırmalar, Çin’de demans vakalarının önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte en yüksek seviyelerde kalmaya devam edeceğini öngörüyor. Her ne kadar uzmanlar bu artışı tetikleyen faktörleri detaylıca incelemeye devam etse de, sorunun boyutu giderek büyüyor ve çözüm için kapsamlı halk sağlığı politikalarına ihtiyaç duyuluyor.
Etkili müdahaleler ve uzun vadeli planlamalarla, bu sürecin yönetilebilir hale getirilmesi mümkün olabilir. Ancak Çin’in demansla mücadelede ne kadar hızlı ve etkin adımlar atacağı, yalnızca ülkenin değil, dünya genelinde yaşlanma kaynaklı sağlık sorunlarıyla başa çıkma stratejileri açısından da belirleyici olacak.