Bugün: Temmuz 20, 2025
Temmuz 20, 2025
2 dk. okuma

Gayrimenkulde 40-50 yıllık konut kredisi mümkün mü? İşte ayrıntılar…

Enflasyon oranı yüzde 5 bile olsa konuttaki arz açığı kapanmadan fiyatların istenen noktaya gelemeyeceğini belirten Bakan Şimşek’in bunu gidermek için 30-40-50 yıllıkkonut kredilerini gündeme getirdiği konuşuluyordu.

Sürecin nasıl işleyeceği merak konusu olurken, ekonomistler ve gayrimenkul uzmanları dar gelirliyi de konut sahibi yaapbilecek planı değerlendirdi.

‘Kamu Konut Finansmanı Kurumu’ önerisi

Türkiye Gazetesi’nin haberine göre; uzmanlar uzun vadeli krediler için bankalara ve vatandaşlara vergi avantajları sağlanabileceğini, belirtiyor. Bunun için ‘Kamu Konut Finansmanı Kurumu’nun kurulmasını öneriyor.

Uzmanlara göre bu kurum, özel bankaların dışında, devlet destekli bir yapı olarak uzun vadeli kredileri organize edebilir. ABD’deki Fannie Mae ve Freddie Mac modelleri buna örnek gösteriliyor. Bu kurumlar, ipoteğe dayalı kredileri destekleyerek piyasaya likidite sağlıyor, bankaların bilançolarını rahatlatarak daha çok kredi vermelerine imkân tanıyor. Bunun yanı sıra devletin faiz desteği sağlaması öneriliyor. Bu sistemde, vatandaşın aldığı kredi için bankalar normal faiz uygular; ancak devlet bu faizin bir kısmını üstlenerek nihai ödemeyi daha uygun hâle getirir. Böylece hem bankalar zarar etmez hem de dar gelirli vatandaş uzun vadede ödeyebileceği bir yükün altına girer.

Kira öder gibi ev sahibi olma

Sadece uzun vadeli kredi modeli değil, “kira öder gibi ev sahibi olma” projeleri de gündemde. Bu modelde devlet projeye ortak olur, maliyetin bir kısmını finanse eder. Vatandaş ise 30-40 yıl boyunca kira öder gibi ödeme yapar ve sürenin sonunda tapu devri gerçekleşir. Böylece başlangıçtaki peşinat yükü ortadan kalkar ve konut sahipliği geniş kitlelere yayılır.

Diğer bir model ise paylaşımlı mülkiyet. Bu sistemde vatandaş evin bir bölümünü satın alır, geri kalan kısmı devlet veya bir finans kurumu üzerinde kalır. Zaman içinde yapılan ödemelerle vatandaş mülkiyet payını artırır ve sonunda evin tamamına sahip olur. Bu model, Avrupa’da farklı örnekleriyle başarıyla uygulanıyor.

Ancak uzmanlara göre uzun vadeli kredi modellerinin başarıya ulaşması için öngörülebilir enflasyon oranı, istikrarlı büyüme ve düşük faiz ortamı şart.

Gelişmiş ikincil piyasanın önemi

Türkiye’de uzun vadeli konut kredilerinin önündeki en büyük engellerden biri, gelişmiş bir ikincil piyasanın olmayışı. Bankalar, verdikleri uzun vadeli kredileri menkul kıymetleştirip yatırımcılara satamadıkları için bilançolarında uzun süre risk taşımak zorunda kalıyor.

Öte yandan uzun vadeli kredileri için yalnızca iç piyasa kaynaklarına güvenmek yeterli değil; küresel ölçekte finansman modellerine başvurmak da büyük önem taşıyor. Türkiye’nin de Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi küresel finans kurumlarından kaynak sağlayabileceği değerlendiriliyor. Bu kuruluşlar, ülkelerin konut sektörünü canlandırmak amacıyla özellikle sosyal konut projeleri ve dar gelirli kesime yönelik programlar için özel kredi paketleri sunuyor. Sağlanan bu fonlar, bankalar için ek likidite anlamına geliyor ve yerel piyasanın üzerindeki faiz baskısını azaltıyor. Böylece uzun vadeli kredi vermek isteyen bankalar, daha düşük maliyetli kaynaklara ulaşarak risklerini minimize edebiliyor.

Önceki

Fon vaadiyle 6,5 milyonluk vurgun: Tehdit, darp, şantaj…

Sonraki

Güney Kore’de sel felaketi: 10 meyyit, 9 kayıp

Son gönderi Blog

Don't Miss

Bakan Kurum: ‘Deprem bölgesinde saatte 23 konut yapılıyor’

Malatya'yı ziyareti sırasında çeşitli açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim

Albaraka Türk, İştirak Bankacılığı dalında birinci VDMK ihracına hazırlanıyor

Albaraka Türk, Türkiye Menkul Kıymetleştirme Şirketi (TMKŞ) işbirliğiyle Katılım Bankacılığı