Bugün: Ağustos 4, 2025
Ağustos 3, 2025
5 dk. okuma

Evvel müsilajı temizledi sonra gübreye dönüştürdü

Sevilay ÇOBAN
[email protected]

Denizlerimiz, göllerimiz ve temiz su kaynakları­mız büyük ölçüde kirli­lik ve müsilaj tehlikesi ile karşı karşıya. Çevre felaketleri, doğa­nın dengesini hepimizin gözle­ri önünde bozmayı sürdürüyor. Pek çoğu insan eliyle gerçek­leşen doğa katliamlarına ön­lem alınmazsa insanoğlunun su kaynaklarının tükenmesi, küresel ısınma ve tarımsal ve­rimliliğin yok edilmesi için atı­lan adımların geri dönülemez bir boyuta ulaşması kaçınılmaz bir hale gelecek. Evet, çevre uz­manları ve gönüllüleri bütün bu gerçekleri her gün, her saniye hatırlatmaya devam ediyor. ‘Pe­ki, bu sorunlara çare üretmek için neler yapılıyor?’ sorusuna yanıt Şanlıurfalı bir genç giri­şimciden geldi. Fikogya Çevre Teknolojileri’nin kurucusu İb­rahim Halil Felhan, müsilaj ve ötrofikasyon tarzı biyolojik kir­lenmeye maruz kalmış su eko­sistemleri için çözümler üret­mek üzere 2023 yılında yola çık­tı. Harran Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünden me­zun olan Felhan, girişim fikri­nin mezun oldukları üniversi­tesinin yapay göletinin kirliliği­ne çare bulmak isterken ortaya çıktığını dile getirdi.

İbrahim Halil Felhan, eğitim hayatı boyunca mezun oldu­ğu Harran Üniversitesi’nin ya­pay göletinde çeşitli çalışma­lar yürüttüklerini söyleyerek, “Aslında bizim bu işe başlama sebebimiz Harran Üniversite­si’ndeki yapay göletimiz. Gölet çok büyük ölçüde üretifikas­yon dediğimiz kirliliğe sürekli maruz kalıyordu ve buna bir çö­züm bulamıyorduk. Suyu dol­duruyorlar, boşaltıyorlar, ne yapıyorlarsa da bu durum sü­rekli tekrar ediyordu. Biz dedik ki buna bir çözüm üretelim. İş­te o çözüm bulma yolcuğumuz bizim için bir iş oldu, bir girişim oldu” diye konuştu.

TÜBİTAK desteği ile ayağa kalktılar

Felhan, girişimin temelleri­nin pandemi öncesinde atıldı­ğını kaydederek, şunları söyle­di: “Pandemiden hemen önce aslında eğitimlere başlamıştık. Pandemi bizi çok derinden sars­tı ve ne yapacağımızı şaşırdık o dönem. Bir kapanma dönemi yaşadık. O süreci atlatınca TÜ­BİTAK’ın desteğine başvurduk. Şirket kuruluşumuzu da bu­radan aldığımız 450 bin TL’lik destekle gerçekleştirdik.”

Su kalitesini yapay zekâ ile ölçüyor

Halil Felhan’ın anlatımı­na göre Global Startup Awar­ds tarafından Türkiye’nin en iyi ‘GreenTech’ firması seçi­len Fikogya, genel olarak su üzerinde yüzen, otonom ola­rak hareket eden filtrasyon sistemleri üretiyor. Sistemin üç aşamalı filtresi sayesinde sudaki fitoplankton olarak ad­landırılan canlıların %96’sı­nı tuttuğunu kaydeden Fel­han, “Tuttuğumuz bu müsilaj ve ötrofikasyon atıklarını, bi­yogübreye dönüştürerek sür­dürülebilir bir çevreye katkı sağlıyoruz. Fikogya, ayrıca su güvenliği üzerine de çalışmak­tadır. Sistemin üzerinde bulu­nan su kalitesi sensörleriyle anlık ve noktasal olarak su ka­litesi verisi alınıyor. Oluştur­duğumuz yapay zekâ ile her­hangi bir noktada su kalitesi verilerinde artış meydana gel­diğinde, bu artışın sebepleri, sisteme giren kirleticiler, bu kirleticilerin hangi endüstri­lerden kaynaklı olduğunu tah­minlemesi yapılıyor” dedi.

Müsilajdan gübreye dönüşüm

Müsilaj adı verilen bakteri­nin, suya zarar veren ama pro­tein oranı yüksek bir bakteri olduğuna dikkati çeken Fel­han, “Uyguladığımız filtrasyon sistemleriyle müsilajı toplu­yoruz. Böylece canlılar ve kul­lanım açısından oldukça temiz bir suya ulaşmış oluyoruz. Son noktada ise müsilajı atık ola­rak bırakmıyoruz. Bütün atı­ğı gübreye dönüştürüyoruz. Çünkü protein oranı çok yük­sek bir bakteri olduğu için top­rak açısından çok verimli bir ürün elde edebiliyoruz. Daha sonra tarımsal üretim yapan firmalara gübreye dönüştür­düğümüz müsilajı veriyoruz. Harran Üniversitesi, Şanlıur­fa Atatürk Barajı, Ankara Ey­mir Gölü, Ankara Göksu Parkı, İstanbul Boğazı, Marmara De­nizi’nde çalışmalarımız oldu” ifadelerini kullandı.

Pestisit son veriyor verimi %40 artırıyor

Biyogübrenin toprak için faydalı bakterilerin aktivas­yonunu sağlayarak toprak ya­pısının zenginleşmesine ve güçlenmesini sağladığının altını çiven Felhan, “Zaman­la toprak kimyasında oluşa­bilecek bozulmaları önleye­rek toprak biyoçeşitliliğini artırır ve üretimde ve verim­de sürekliliği destekler. Top­rak için faydalı bakterilerin aktivasyonunu sağlayarak toprak yapısının zenginleş­mesine ve güçlenmesine yol açar. Kimyasal gübre ve pes­tisit kullanım ihtiyacını azal­tır, bu da tarımsal operasyon­lar için önemli maliyet, işçilik ve zaman tasarrufu sağlar. Bi­yogübreler uygun maliyetli ve çevre dostudur, sürekli kulla­nımları toprak verimliliğini artırır. Biyogübre uygulandı­ğımız arazilerde mahsul veri­minin %40’a kadar arttığı ra­por edilmiştir” dedi.

Felhan, sistemin, madenci­lik, içme suyu depoları, rekreas­yon havuzları ve depoları, enerji üretim tesislerinin soğutma ha­vuzları, tarımsal sulama havuz­ları, petrol doğalgaz sahaları, arıtma tesisleri, göletler, soğut­ma kuleleri, hidroelektrik sant­ralleri ve atıksu rezervuarların­da kullanılabildiğini ekledi.

“Yeni yatırımcılara açığız”

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) her yıl düzenlediği Sahne XL etkinliğinde tanıştığımız İbrahim Halil Felhan, Fikogya’nın teknik kısmında ter dökerken, en büyük destekçisi de kız kardeşi Zehra Felhan. Şirketi büyütmek için yeni yatırımcılara ulaşmaya çalıştıklarını ifade eden Zehra Felhan ise aslında radyoloji mezunu olmasına rağmen abisi İbrahim Halil Felhan’ın teşviki ile Fikogya ekibine katıldığını aktardı. Şirket değerlemesinin 10 milyon dolara ulaştığını aktaran Zehra Felhan, pazarlama konusunda destek olduğu Şanlıurfa merkezli girişimlerinin hem su temizliği hem de atıkların tarımsal gübre olarak kullanımına olanak tanıyan çift yönlü etkisinden bahsetti.

Türkiye’de müsilajin boyutu Avrupa’nın tamamına yakın

Türkiye’deki göletlerin ve tarımsal sulama havuzlarının kirlilik oranları hakkında bilgi veren Zehra Felhan, “Müsilaj veya ötrofikasyon dediğimiz kirlenme su ekosistemlerini aşırı derecede kirletici girmesi sonucu su ekosisteminde fitoplankton denilen canlıların aşırı çoğalması ile su ekosisteminin bozulmaya ve daha sonra su ekosisteminin ölüm sürecine girdiği bir problemdir. Bu problem 2017 yılı ve sonrası Türkiye’de tatlı su kaynaklarında 8 bin 500 kilometrekarelik bir alanda, denizlerde ise 11 bin 500 kilometrekarelik bir alanda görülmekte. Avrupa’da ise 9 bin kilometrekarelik bir alanda, 2020 yılı sonrasında dünyada 64 bin kilometrekarelik bir alanda bu problem ortaya çıkmakta” dedi.

Önceki

Türkiye, denizlerini müdafaa altına alıyor

Sonraki

Anadolu Efes, tüm eserlerini ‘onarıcı tarımla’ üretecek

Son gönderi Blog

Don't Miss

Çevreyi kirletenlere yılın birinci yarısında 2 milyar 657 milyon ceza

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, yılın ilk yarısında gerçekleştirilen

Yeni deniz muhafaza alanları BM haritasına işlendi, Yunanistan’a milletlerarası hukuk vurgusuyla cevap verildi

Türkiye, deniz çevresinin korunması ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı amacıyla deniz