Recep ERÇİN
Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) seçimleri nisan ayında yapılacak. Mevcut Başkan Mesut Öksüz üçüncü kez adaylığını açıkladı. İki dönem kuralını kurucusu olduğu EVSİD’de (Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği) uygulayarak geçen dönem görevinden ayrılan Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, ZÜCDER için adaylığını açıkladı.
Halen Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Önder, bir dönem Genç TİM Meclisi Üyeliği de yaptı. ZÜCDER’e aday olmasının nedenini “Birbirimizle değil dünya ile rekabet etmek için” şeklinde açıklayan Burak Önder, sektör STK’ları ile birlikte hareket edeceklerini söyledi.
“Kısıtlı kaynakları verimli kullanalım”
Düzenlenen basın sohbet toplantısında dünyada değişen dengelere dikkat çeken Burak Önder, “Atacak çok kurşunumuz yok. Attığımızı vurmanız gerekiyor. Sektör STK’ları ile ortak projeler üretip, organizasyonlar yapıp kısıtlı kaynakları verimli kullanacağız. Birbirimizle değil dünya ile yarışmamız lazım. İhracat sadece fuara gidip mal satmakla olmaz. Hedef pazarlarınızı iyi tanımanız lazım. Ne zaman Avrupa’daki ülkeleri ziyaret etsek; ‘Biz artık üretmiyoruz. Avrupa Birliği’ne girdik üretimi unuttuk’ derler. Şu anki ortamı görünce kendimize bir çeki düzen vermemiz lazım. İş dünyasındaki kurmay zekâların burjuva refleksleri göstererek neyi ne zaman yapacağını görmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Kurun seviyesi ciddi bir dezavantaj”
“Türkiye’deki kurun seviyesi kısa vadede bizim rekabetçiliğimiz açısından ciddi bir dezavantaj yaratıyor” yorumunu yapan Burak Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun yanında rekabetçiliğimizi artırabilmek için özel sektörün üzerine düşen en önemli görevlerden birisi dönüşüm.
Türk ev ve mutfak eşyaları sektörünün sanayideki dönüşüme, dijital dönüşüme ve yeşil dönüşüme bir an önce adapte olması gerekiyor. Ancak dönüşüm dediğiniz şey finansman olmadan olmaz. Faizlerin yüzde 50’lere yakın olduğu bir ortamda insanların bu tip yatırımlara girişmesi çok gerçekçi değil. Türkiye’nin son 12 aylık ithalatına baktığınız zaman 11 ayında yatırım malı ithalatı azalmış. Bu hiç iyi bir gösterge değil.
Bu nedenle devletten yatırım karşılığı bir finansman desteği bekliyoruz. Sadece yatırıma odaklı Eximbank benzeri bir yapı kurulmalı ve teknolojik dönüşüme, dijital dönüşüme, sanayi dönüşümüne katkıda bulunmalı. Dünyadaki örneklerine benzer şekilde kamunun bu değişim ve dönüşüme destek vermesini bekliyoruz. Türkiye olarak orta gelir tuzağından çıkmak istiyorsak yılda ortalama yüzde 7 civarında büyümemiz lazım. Bu da ancak yatırımla olabilir.”
“Re-exporta ağırlık vermeliyiz”
Sadece mal ihracatı ile 350 milyar dolar gelire ulaşmanın zor olduğunu dile getiren Burak Önder, re-exporta ağırlık verilmesini önerdi.
“Gençleri sanayide tutmak ve şirketlerin sürdürülebilirliği için projeler geliştireceğiz” diyen Burak Önder, “Liman mastaflarını kontrol altına almamız lazım. THY’nin havayolunda başardığı gibi deniz yolunda da bir başarı hikayemizin olması lazım. Senede 15 günüm Çin’de fabrika gezmekle geçiyor. On sene önce kokudan fabrikaya girmekten intina ederdik şimdi bambaşka. Bizim bu yarışta geri kalmaya başladığımızı düşünüyorum. Türkiye’nin dijital kaslarının zayıf kaldığını düşünüyorum” mesajları verdi.
ABD’de depo açmakla olsaydı…
ABD’de asıl yapılması gerekenin “depo açmak, lojistik merkezi açmak değil”, önemli olanın o ülkeye giden malı kim pazarlayacağı olduğunu vurgulayan Burak Önder, “Türk Ticaret Merkezleri zamanında en güzel binalarda en güzel ofisler kiralandı. Önemli olan bu malı kim pazarlayacak. Orada vereceğiniz maaş genel sekreterinizin maaşını geçmiyor. O maaşa kim çalışır? Gerçekçi projeler üretmek lazım” dedi. Bir konteyner üründe hem ithalat hem ihracat için yurt dışından farklı olarak 1036 dolar fazla maliyet ödendiğini kaydeden Burak Önder, “Dünyada hiçbir ülkenin ödemediği tutarları Türk ihracatçısı ve ithalatçısı ödüyor. Burada isteyen istediğini yazıyor, bir ölçü de yok. ABD bir ölçü getirmiş” örneğini verdi.
“Vakti geldiğinde koltuğu bırakmak gerekir”
“En büyük problem rekabetçilik” diyen Burak Önder, bakanlıkların yeşil dönüşümle ilgili çalışmalarının özel sektör STK’larının önünde olduğunu ifade etti. “STK’larda vakti geldiğinde koltukları bırakabilmek gerekiyor” mesajı veren Burak Önder, “Bizden sonraki dönemi düşünerek kurumsallaşma ve sürdürülebilirliği sağlamak gerekiyor. Mesut Öksüz ve yönetiminin güzel hizmetleri oldu. Biz çok daha iyi yerlere getireceğimize inanıyoruz” diye konuştu.
“Birlik olursak yenilmez oluruz”
Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Sennur Biçer, toplantıda yaptığı konuşmada, “Burak Önder’e destek veriyoruz. Birçok sorun var demektense icraat yapan proje üreten bir mantığımız var. Tek başına hareket ederseniz görünür olursunuz ama birlikte hareket ederseniz yenilmez olursunuz. Yenilmez olmak için Önder’i destekliyoruz” derken, Acar Home Yönetim Kurulu Başkanı ve İSTOÇ Başkanı Ahmet Acar da, “Yeni projeler için hayal kurduk ve hayalin peşinden gideceğiz. İSTOÇ’ta bin 800’e yakın üretici züccaciyeci. Bizim artık marka çoğaltmamız ve küresel markalar çıkarmamız lazım. ZÜCDER’in üyelerinin de yarıdan fazlası İSTOÇ’da” bilgilerini paylaştı.
Sektör ihracatı 3,16 milyar dolar
Sektörün geçen yılı, ihracatta yüzde 1,3 düşüşle 3,16 milyar dolarla tamamladığını belirten PAGEV Başkan Yardımcısı ve Qlux İdeas Genel Müdürü Burak Önder, emtia fiyatlarındaki düşüşe karşın kilogram başı ihracat değerinin 3,81 dolardan 3,84 dolara yükselmesinin umut verdiğini söyledi. 2025 için yakın pazarlara daha fazla odaklanacaklarını belirten Önder, “Dünyanın küreselleşme söyleminden biraz daha bölgesel iş birliklerine ve bölgesel ittifaklara doğru kaydığını görüyoruz. Avrupa’nın geçen yıl toplam ithalatı yüzde 5 azalmasına karşın biz bu bölgeye yaptığımız ihracatı yüzde 8 artırdık. Siyasi ve ekonomik çeşitli problemler yaşayan Avrupa Birliği’nin son yıllarda hiç olmadığı kadar Türkiye’ye, Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne ihtiyacı var” dedi.
“İSTOÇ’u re-export merkezi yapalım”
Burak Önder, plastik ve züccaciye sektörünün kalbinin attığı yer olan İSTOÇ’un çok önemli bir merkez olduğunu vurguladı. Burayı aynı zamanda bir re-export merkezi haline getirmek için de çalışacaklarını kaydeden Önder, “67 ülkeye 4 saat uçuş mesafesindeyiz ve lojistik olarak çok avantajlı bir konumdayız. İSTOÇ bölgenin de en önemli merkezleri arasında yer alıyor ve oradan dünyanın birçok bölgesine direk ihracatın yanında re-export yapabiliriz. Bununla ilgili çok ciddi projelerimiz olacak” diye konuştu.