Porsche 956, özellikle yarışlarda o kadar popülerdi ki farklı bir sergilenmeyi de hak ediyor ama tek sebebi tabii ki bu değil.
Öne çıkan özellikleri asıl bu sergileme yönteminin sebebi. Efsaneyi hatırlamaya hazırsanız başlayalım.
Porsche 956: Bir mühendislik harikası
Porsche 956, 1980’lerin başında Le Mans 24 Saat yarışları için özel olarak tasarlanmış prototip yarış otomobili. Porsche’nin motor sporlarındaki başarısını taçlandıran bu araç, döneminin en gelişmiş teknolojilerini barındırıyordu.
Özellikle aerodinamik tasarımı, yarışlarda elde ettiği başarılarda büyük bir rol oynadı. Araç, altındaki hava akışını kontrol etmek ve yüksek hızlarda maksimum downforce (yere basma kuvveti) sağlamak için tasarlan bir “ground effect” (yere yakın hava akışı) sistemine sahipti.
Şasi ve gövdesi, araç altındaki tünellerden havayı yönlendirerek yere basma kuvveti üretti. Bu sistem, aracın yere yapışmasını artırarak virajlarda ve düz hatlarda vakum etkisiyle istikrarlı bir performans sergilemesini sağlıyordu.
Adını rekorlara yazdırdı.
Öyle ki benzersiz yeteneğiyle yaklaşık 21 km uzunluğunda ve 154 virajlı devasa bir pist olan Nordschleife’da öne çıktı. Çok az araç 7 dakikadan kısa sürede turlayabiliyordu ama Porsche 956, 2018’de bunu sadece 6 dakika 40,3 saniyede tamamladı.
Ve Porsche 956 35 yıl boyunca Nurburgring Nordschleife rekorunu elinde tuttu.
Peki neden ters sergileniyor?
Bu özelliklerinden sonra aslında nedeni oldukça açık. Aerodinamik yapısına dikkat çekmek amaçlandı. Bu sayede aracın altındaki kanatlar, difüzörler ve hava kanalları gibi detaylar vurgulanıyor.
Bırakın hızını mühendislik harikası tasarımı Porsche Müzesinde bu aracı ayrıcalıklı hâle getiriyor.
Tabii ki akıllara şu soru da geliyor: Porsche 956 gerçekten ters gidebilir mi? Bu teori hiçbir zaman test edilmemiş olsa da sergilenme şeklindeki algı yetiyor da artıyor bile.
Piste veya teoride tavana yapışması ise vazgeçilmez gerçeğimiz.