Her yıl 20 Mayıs’ta kutlanan Dünya Arı Günü, arıların ekosistem ve tarım üzerindeki hayati rolüne dikkat çekmek amacıyla kutlanıyor. 2018’den bu yana kutlanan bu özel gün, modern arıcılığın öncüsü olarak kabul edilen Anton Jansa’nın doğum gününde anılıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu yılki Dünya Arı Günü temasını “Hepimizi beslemek için doğadan ilham alan arılar” olarak belirledi. FAO, arıların tarım ürünlerinin yüzde 75’inden fazlasının üretimine katkı sağladığını vurgulayarak, arıların tozlaşma yoluyla gıda üretimindeki kritik rolüne dikkat çekti.
Çay kaşığının 12’de 1’i bal için 2 milyon çiçek…
Bir arı, hayatı boyunca ortalama bir çay kaşığının 12’de 1’i kadar bal üretiyor ve yarım kilogram bal için bir grup bal arısının 2 milyon çiçeği gezmesi gerekiyor. Nektar keseleri, 170 koku alıcısı ve kendine has danslarıyla arılar, besin kaynaklarının yerini kolonilerine bildiriyor.
Bulduğu besin kaynağının konumunu yaptığı özel bir dans ile diğer arılara anlatan bal arılardan duyulan “vız” sesi ise aslında saniyede yaklaşık 230 defa kanat çırpmalarından kaynaklanıyor. Ancak iklim değişikliği, tarım ilaçları ve habitat kaybı, arı popülasyonunu tehdit eden faktörlerin başında geliyor.
FAO verilerine göre, dünya genelinde 20 binden fazla arı türü bulunuyor. Bu türler, tarımsal ürünlerin üretiminde kritik rol oynayarak ekosistemin dengede kalmasına katkı sağlıyor. Özellikle meyve, sebze ve kuruyemiş üretiminde önemli paya sahip olan arılar, biyolojik çeşitliliğin korunmasında da büyük öneme sahip.
Arıların ürettikleri birçok sektörde kullanılıyor
Arıların ürettiği bal, balmumu, arı sütü ve propolis gibi ürünler ise sadece gıda sektöründe değil, sağlık ve kozmetik sektörlerinde de kullanılıyor. Arı zehri ise alternatif tıp yöntemlerinden apiterapide fayda sağlıyor. Bunun yanı sıra, turistlerin arı kovanlarını ziyaret ettiği “apiturizm” adı verilen özel bir turizm türü de giderek yaygınlaşıyor.
Dünya genelinde azalıyor, Türkiye’de artıyor
Dünyada arı popülasyonunda azalma yaşanırken, Çin, Hindistan, Güney Kore, Türkiye ve İran gibi ülkelerde arıcılık faaliyetlerinde artış görülüyor. Ancak Amerika ve Avrupa’da habitat kaybı, iklim değişikliği ve pestisit kullanımı nedeniyle arı kolonilerinde azalma dikkat çekiyor.
Arıların korunması için bireysel çabalar da büyük önem taşıyor. Arı dostu bitkiler dikmek, kimyasal kullanmaktan kaçınmak, arı evleri inşa etmek ve yerel arıcılardan bal ve arı ürünleri satın almak, arı popülasyonunun korunmasına katkı sağlayan basit ancak etkili yöntemler arasında yer alıyor.