Özlem SARSIN
Şubat ayı meclis toplantısında sanayicilere seslenen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Yorgancılar, tüm dengeleri bozan enflasyonda, Türkiye’nin önünde uzun bir yol olduğunu ifade ederek, enflasyonunun düşürülmesine ilişkin, Merkez Bankası’nın (MB) doğru yolda olduğunu belirtti. Yorgancılar, “2024 Mayıs ayında yüzde 75,4 olan TÜFE, kesintisiz ve istikrarlı bir şekilde 2025 Ocak ayında yüzde 42,1’e düşüyor. 2023 yılında yüzde 64,8 iken, 2024 yılını yüzde 44,4 ile kapatıyor.
Bu olumlu bir gelişme. Ancak, Ocak 2025 verisi ile G20 ülkeleri içinde Arjantin’den sonra 2. Dünya genelinde de en yüksek enflasyona sahip 5. ülkeyiz. Bu hiç iç açıcı değil. Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunu açıkladı ve kasım ayında 2025 yılı için belirlediği yüzde 21 öngörüsünü şubat başında yüzde 24 olarak revize etti.
Üst bant yüzde 29. Bu revize, birçok açıdan eleştirilebilir, güven sorunu yaşatabilir ancak ben şöyle yorumlamak istiyorum: Sayın Karahan, göreve geldiği Şubat 2024’ten bu yana çok istikrarlı ve doğru politikalarla yol alıyor. Şu anda bu ekibe güvenmek zorundayız. Mevcut gelişmeler, bu revizyonu bu kadar kısa bir zamanda yapmayı gerektiriyorsa, elbette ki yanlışta da ısrar etmenin bir anlamı yok. Çünkü faiz indirimleri sürecinin içindeyiz. Faiz indirimlerinin devam edeceğini ama gelişmelere göre daha yavaş adımlar atılacağını düşünüyorum.
Zira, Ocak ayı enflasyonu da yüzde 5’lerde oldukça yüksek geldi. Yani, enflasyonda çok hızlı yol alamayacağız gibi görünüyor. Trump’ın politikaları da okyanus ötesinden enflasyon riskini tetikleyebilir. O nedenle, dezenflasyon programı, taviz verilmeden sürdürülmeli ve fiyat istikrarını sağlamak için Merkez Bankası ile bir güven sorunu yaşanmamalıdır” dedi.
2025 yılı enflasyon tahmininin bir daha revize olması durumunda faizin yüzde 35’in altına inemeyeceği tahmininde bulunan Yorgancılar, “Eğer yüzde 24’lük bir enflasyonu yakalayabilirsek o zaman yılsonunda 30’luk politika faizine düşürebilme imkânı söz konusu olur.
Bu sene MB, toplantı sayısını sekize indirdi. Mart ayında bir toplantı var. Döviz kurlarının bu seviyede kalmasının ihracatçıyı ne kadar zor durumda bıraktığını her ortamda dile getiriyoruz. Geçen sene döviz artışı yüzde 15-16 civarındayken devletin açıkladığı enflasyonun 45 olduğu bir ortamda sanayicilerimiz bu aradaki makası karşılayabilecek kar marjına sahip değil. Bugün fiyat tutturamamakla karşı karşıya kalıyoruz.
Ama MB’nin uygulamış olduğu para politikasına mutlaka devam etmesi, bundan herhangi bir taviz vermemesi, verildiği takdirde bu rakamların çok daha farklı boyutları ile karşı karşıya kalabileceğimiz ve faiz oranlarının çok daha yukarılara çıkacağı gerçeğini de unutmamamız lazım” diye konuştu.
“İhracatta rekabet şansı kalmadı”
Bankaların bilançosu, kredibilitesi sağlam güçlü firmalara yüzde 47-53 bandında kredi faizleri uyguladığını da dile getiren Yorgancılar, “ Düşürülemeyen enflasyonun maliyeti giderek daha yüksek oluyor. Politika faiz oranı yüzde 45’e indi.
Ancak, bizim finansman maliyetlerimiz hala çok pahalı. Birçok kısıt altında iş yapmaya çalışan ihracatçımızın finansman temininde elinin artık rahatlatılması gerektiği inancındayız. Rakiplerimiz yüzde3-8 arasında faiz oranı ile uzun vadeli kredi kullanabilirken, biz bulursak yüzde 50’lerde kredi kullanıyoruz.
Yükselen maliyetler, firmaların hayatta kalması için zorunlu olan karı giderek eritiyor. Eriyen sadece kârımız değil, rekabet gücümüz de günden güne eriyor. Son 1 yıldır ısrarla altını çiziyoruz ki, bu kur politikası ile ihracatta rekabet şansımız kalmadı ve tek tek pazarlarımızı kaybediyoruz. Adalet ayını şekilde, hukuk, ekonomi aynı şekilde. Bunların üzerine konuşup tartışıp çaba sarf etmek mecburiyetindeyiz” dedi.
“İhracatçı dövizini istediği gibi değerlendirebilmeli”
Merkez Bankası’nın ihracatçının dövizinde yüzde 30 bozdurma zorunluluğunun da kaldırılması gerektiğini söyleyerek, “MB yeniden gözden geçirebiliriz dedi ancak tekrar gözden geçirme süreci bence geçti. 162 milyar dolara yakın rezerv var bu yüzde 30’luk bozdurma mecburiyetinin bir an önce kaldırılması, sanayicinin getirdiği dövizi istediği gibi gerek ithalatından gerekse diğer ödemelerde yapabilme imkanı sağlanmalı. İzlenecek bir durumun kalmadı, artık eyleme geçilmesi gerek” dedi.
Yatırımlardan vergi talep edilmesini de yanlış bulduklarını dile getiren Yorgancılar, “Ödenen avansların, OSB arsa tahsis bedellerinin ve yapılmakta olan yatırımlara ilişkin arsaların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda oluşan düzeltme farklarının, yapılmakta olan yatırımlar kapsamında değerlendirilerek bilançonun pasifinde özel fon hesabında gösterilmesi, cari dönem kazancının tespitinde vergiye tabi gelir olarak dikkate alınmaması gerekmektedir. Bu konuda bir an önce buradan dönülmesi ve düzeltme yapılması gerekiyor” dedi.
“Dışarıdan dikkatle izleniyoruz”
Dezenflasyon sürecinde uygulanan politikaların dışardan da dikkatle izlendiğine de dikkat çeken Yorgancılar, “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları geçen ay Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerini açıklamıştı. Benim vurgulamak istediğim nokta; her 2 kuruluşun ülkemizin artı ve eksilerine dair söyledikleridir. Gerek rezervler, gerekse izlenen para politikasını, her 2 kuruluş da olumlu iyileşme olarak görürken, sorunların yapısal olması ve enflasyonun düşürülmesine ilişkin politikaların terk edilmesi riskinin altı çiziliyor.
Bu endişeler içerden değil, dışardan bağımsız kuruluşlar tarafından dile getiriliyor. Hem iç piyasa, hem de dış piyasanın enflasyonun düşeceğine inanması, inandırılması önemli olduğu için bu uyarıların dikkate alınması gerektiği inancındayım. Enflasyonun düşürülmesi ile ilgili politikaların devam etmesi gerek. Aksi halde bizim karşılaşacağımız enflasyon ve faiz rakamları bunun iki katından aşağı olmaz. Bu politikalar devam etmeli ve sonuca ulaşmalıyız enflasyonu aşağı indirmeliyiz” uyarısında bulundu.