Özlem Sarsın-İZMİR
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hakan Ürün, haziran ayı meclis toplantısında küresel ekonominin barındırdığı risk ortamında “Sanayiciyi savunmasız bırakma lüksümüz yok” diyerek, imalat sanayideki gerilemeye dikkat çekti.
İmalat sanayinin son dört çeyreğin üçünde ülke ekonomisindeki büyümeye katkısının negatif olduğunu ifade eden Ürün, “Hiçbir yükseliş ya da düşüş sonsuz değildir. Ancak, üretime kalıcı zarar verilmemesi ve sanayicilikten vazgeçilmemesi en önemli husustur. İmalat sanayi vergi yükleri, iş gücü maliyetleri, yüksek enflasyon ve faiz oranlarından olumsuz etkilenmektedir” diye konuştu.
“Maliye ve para politikaları daraltıcı nitelikte kalmalı”
Hakan Ürün, enflasyonun kalıcı olarak düşüş eğiliminde kalmasını sağlamak için maliye ve para politikalarının da daraltıcı nitelikte kalması gerektiğine işaret ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“OECD tarafından açıklana ekonomik görünüme baktığımızda, ülkemizde GSYH’nın 2025’ te yüzde 2,9 ve 2026 yılında yüzde 3,3 oranında artması beklenmektedir.
Finansal koşullar ve mali konsolidasyon hane halkı tüketimini sınırlamaktadır. Özel yatırımlar ve ihracat büyümesi ticaretteki zayıflık nedeni ile 2025 yılında yavaşlayacak ancak 2026 yılında kademeli olarak toparlanacaktır.
Enflasyonda gerileme eğilimine rağmen konut ve eğitim gibi alanlarda yüksek seyretmeye devam etmektedir. 2026 yılı sonuna kadar enflasyonun yüzde 15 seviyesine gerilemesi öngörülmektedir. Ancak uluslararası ticaretteki gelişmelerin etkisi belirsizliğini korumaktadır.
Enflasyonun kalıcı olarak düşüş eğiliminde kalmasını sağlamak için maliye ve para politikalarının da daraltıcı nitelikte kalması gerekiyor. Ancak ticarete dair belirsizlikler ve daha düşük büyüme beklentileri nedeni ile mali konsolidasyonun büyüklüğü daha önce öngörülenden sınırlı olabilir.”
“Kobilere dönük teşvikler oldukça sınırlı”
Ekonomideki sıkışıklığın yatırım planlarını ötelediği bir ortamda yatırım teşviklerinin açıklandığını ifade eden Ürün, “Ağırlıklı olarak proje bazlı teşviklere odaklanılması nitelikli yatırımlar adına son derece önemlidir. 2030 yılına kadar geçerliliğini koruyacak ve Türkiye’ye ivme kazandıracak olan yatırımlar kuşkusuz katma değerli ve nitelikli yatırımlar olacaktır.
Özellikle dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlar ve ikiz dönüşüme yönelik destekler üretim yapısının kırılganlığını azaltırken dayanıklılığı artıracak ve yeni bir motivasyon sağlayacaktır.
Kobilerimizin ulaşabileceği destekler sektörel ve bölgesel teşvik kategorisinde vurgulanmış olup oldukça sınırlı kalmaktadır. Yatırım iştahının yeniden artması açısından özellikle kobilerin faydalanacağı desteklerin artırılması önemli.
Geçen haftalarda orta ve yüksek teknoloji yatırımlar için yatırım taahhüdü avans kredisi programı büyüklüğünün 500 milyar liraya çıkartılması da yatırım iştahının yeniden oluşturulması açısından önemlidir.
Dijital ve yeşil dönüşüm programı yatırımlarının çok önemsediğimiz öncelikli yatırımlar destek kapsamına alınmış olunması sürdürülebilir sanayi adına kıymetlidir” değerlendirmesinde bulundu.