Bugün: Haziran 6, 2025
Haziran 4, 2025
4 dk. okuma

Döngüsel iktisat bir an önce devreye girmeli

İş Dünyası ve sürdürülebilir kalkınma derneği Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ediz GÜNSEL

İnsanlık tarih boyunca doğaya karşı verdiği mücadeleyle ha­yatta kalmaya çalıştı. Bugün ise hayatta kalmanın yolu, doğay­la uyum içinde yaşamak ve onun sınırlarını gözetmekten geçiyor. İklim krizi artık uzak bir senar­yo değil. Sıcaklık rekorları, orman yangınları, seller ve kuraklık gibi felaketler hem bugünümüzü şe­killendiriyor hem de geleceğimi­zi belirliyor.

Mevcut politikalar­la devam edersek, yüzyıl sonun­da küresel sıcaklık artışı 3°C›yi bulacak. Bu oran, Paris Anlaşma­sı’ndaki 1,5°C hedefinin iki katı. Bu sınırın aşılması, ekosistem ka­yıplarından kitlesel göçlere, ta­rımda çöküşten su krizine kadar pek çok zincirleme riski berabe­rinde getirecek. Mevcut üretim ve tüketim modelimizin sürdü­rülemez olduğunu artık biliyoruz.

Hammadde kazanımı sadece %6.9’da kaldı

2025 Döngüsellik Boşluk Ra­poru’na göre, dünya genelinde tüketilen 100 milyar tonu aşan hammaddenin yalnızca yüzde 6.9’u geri kazanılmış malzeme­lerden oluşuyor. Kişi başı mal­zeme tüketiminin 2060’a kadar yüzde 60 artması bekleniyor. Bu artış, sürdürülemezliğin hızlan­dığını gösteriyor. İşte bu nokta­da döngüsel ekonomi devreye gi­riyor. Kaynakları verimli kulla­narak ve atığı minimize ederek çözüm sunuyor.

Aslında bu fikir yeni değil. 1966’da Amerikalı ik­tisatçı Kenneth Boulding, dün­yayı kaynakları sınırlı bir “uzay gemisine” benzetmişti. Bugün bu benzetme, insan yaşamı ile doğa arasında adil ve güvenli bir den­genin anahtarı haline geldi. Ama henüz bu dengenin uzağındayız. Üstelik plastik kirliliği, bu soru­nun en görünür ve en tehlikeli bo­yutlarından biri. Bu yıl kutlana­cak olan Dünya Çevre Günü de bu büyük soruna odaklanarak tema­sını “plastik kirliliğini azaltmak” olarak belirledi.

Her gün okyanuslara, nehirlere ve göllere 2 bin çöp kamyonu do­lusu plastik atıldığını hayal ede­biliyor musunuz? Her yıl yaklaşık 23 milyon ton plastik, su ekosis­temine karışıyor. Denizlerimizi kirletiyor. Üstelik sadece çevre­sel değil, sosyal, ekonomik ve sağ­lıkla ilgili riskler de taşıyor. Hem habitatları hem de doğal süreçleri bozarak ekosistemlerin iklim de­ğişikliğine uyum gücünü zayıfla­tıyor.

Bu da milyonlarca insanın geçim kaynaklarını, besin üreti­mini ve toplumsal refahını doğ­rudan tehdit ediyor. Bu tehditle mücadelenin yolu sistematik bir dönüşümü hızlandırmaktan ge­çiyor. AB, tek kullanımlık plas­tikleri 2030’a kadar tamamen yasaklamaya hazırlanıyor. Tür­kiye’de ise 27 Eylül 2017’de başla­tılan Sıfır Atık Hareketi, bu alan­daki çabaları görünür kıldı. 2025 yılında başlayan depozito iade sistemi ve Eskişehir’in pilot böl­ge seçilmesi, önemli adımlar ara­sında yer alıyor.

SKD Türkiye olarak biz de bu dönüşümün öncülerinden biri ol­ma sorumluluğuyla hareket edi­yoruz. Döngüsel Ürünler ve Mal­zemeler Odak Alanımızda iş dün­yası, kamu ve akademi arasında iş birliğini artırıyoruz.

2019’da UN Global Compact Türkiye ve TÜ­SİAD iş birliğiyle başlattığımız İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG), Türkiye’de bu alandaki ilk kolek­tif eylem platformu oldu. Girişi­me katılan 43 öncü şirket, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve yenile­nebilir malzeme kullanımı saye­sinde 2024’te toplam 76 bin 443 tonluk plastik azaltımı sağladı. Şirketler, taahhütlerini yüzde 173 oranında aşarak kayda değer bir başarıya imza attı.

Bu alandaki ih­tiyaca yanıt vermek için DCube ve B4G ortaklığında 4 yıldır Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası’nı dü­zenliyoruz. Kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirerek iklim dostu çözümler, kaynak ve­rimliliği ve döngüsel tasarım gibi konularda iş birliklerini destek­liyoruz. Farkındalığı ve bilgiyi ar­tırmak adına CIRCO iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Döngüsel İş Tasarımı Eğitim Programı, Tür­kiye’de bu alanda verilen ilk serti­fikalı eğitim oldu. 130’u aşkın şir­ketten 300’ün üzerinde katılımcı, kendi süreçlerine özel çözümler geliştirme fırsatı buldu.

Bekleyecek zaman kalmadı

Dönüşüm hızlanıyor, ama za­man hızla tükeniyor. Bu nedenle kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi arasında daha derin ve kararlı bir iş birliğine her zaman­kinden fazla ihtiyacımız var. Sa­dece politikalarla değil, zihinlerle ve davranışlarla da dönüşmeliyiz. Çünkü iklim krizine karşı koymak sadece bir çevre meselesi değil; aynı zamanda bir adalet, eşitlik ve kalkınma meselesidir.

Dünya Çevre Günü’nün bu yıl­ki teması olan “Plastik Kirliliği­ne Son” çağrısı, hepimize açık bir mesaj veriyor: Artık bekleyecek zaman kalmadı. Bugün atacağımız adımlar, yarının yaşam alanları­nı belirleyecek. Her birey, her ku­rum, her karar bir fark yaratabilir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

 Gaziantep ihracatında yeni pazar arayışları

Sonraki

Türkiye, Akdeniz’de değerli bir güç aktörüne dönüştü

Son gönderi Blog

Don't Miss

Yerli imalatçı SkyArt, THY ile 3 kabin eğitim simülatörü mutabakatı yaptı

İstanbul merkezli SkyArt şirketi, Türk Hava Yolları ile 3 adet

TSKB’den 75 milyon Euro’luk kredi muahedesi

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Türkiye'de genç ve kadın istihdamını