Bugün: Mayıs 30, 2025
Mayıs 29, 2025
5 dk. okuma

“Doktar’ın yapay zeka tahlilleri randımanı artıracak”

Ulusoy Un Yönetim Ku­rulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, küresel iklim değişikliği ve artan nüfu­sun tarım sektöründe verimlilik ve sürdürülebilirlik arayışlarını zorunlu kıldığını söyledi. Ekim alanlarının genişleyememesi nedeniyle mevcut arazilerde ve­rimliliği artırmanın artık bir ge­reklilik doğurduğuna atıfta bulu­nan Ulusoy, “Bu noktada tarımın dijitalleşmesine katkı sağlamak amacıyla, Doktar Teknoloji’nin yatırımcıları arasında yer aldık.

Doktar’ın geliştirdiği yapay ze­ka ve nesnelerin interneti taban­lı çözümler, tarımsal verimliliği artırarak kaynakların daha etkin kullanılmasına olanak tanıyor. Bu yatırımımız, tarımın gelece­ğini iyileştirme ve sektördeki ye­nilikçi uygulamaları destekleme hedeflerimizin bir yansıması” di­ye konuştu.

“Sürdürülebilir yatırımlar açısından verimli olduk”

Şirketin 2024 yılındaki faali­yetleri hakkında da bilgiler veren Eren Günhan Ulusoy, söz konusu dönemde stratejik ve sürdürüle­bilir yatırımlar açısından verimli bir yılı geride bıraktıklarını an­lattı. Yenilenebilir enerji proje­lerine hız kazandırarak, 2025 yılı sonunda elektrik ihtiyacının ta­mamını kendi üretimiyle karşı­layan bir şirket olma hedefine ar­tık daha yakın olduklarına işaret eden Ulusoy, ayrıca unlu mamul sektöründeki yatırımlarını daha da güçlendireceklerini açıkladı.

İtalya’da gerçekleştirdikleri makarna sektörüne yönelik stra­tejik yatırımın ise global pazar­lardaki konumlarını daha da ile­riye taşıyacağına atıfta bulunan Eren Günhan Ulusoy, “Bu yatırı­mımızla birlikte, makarna sek­törünü yakından takip ederek global trendleri yakalamayı ve sektördeki konumumuzu güç­lendirmeyi sürdüreceğiz.

2024 yılında başlattığımız yatay ve si­lo depolama yatırımları ile lojis­tik kapasitemizi ve operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz. Bu­na ilave Childgen yatırımı, yeni fabrikasıyla büyük ivme yakaladı ve dünya genelindeki çocukların erken yaş gelişimine katkı sağ­lamak adına global pazarlarda güçlü bir varlık göstermeye baş­ladı. 2025 yılı itibarıyla, inovatif ürünlerle Childgen’i ebeveyn ve eğitimcilerin öncelikli tercih et­tiği kişisel gelişim markası hali­ne getirme hedefimiz doğrultu­sunda ilerliyoruz” diye konuştu.

“Özkaynağımızı artırdık”

Amerika’daki Rudi’s yatırımla­rının ise donuk ürün kategorisin­de elde ettiği başarı ve satış ağını genişleterek 11 bin yeni dağıtım noktasına ulaşmasının kendile­rine gelecek için güçlü bir moti­vasyon sağladığını anlatan Eren Günhan Ulusoy, şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm projelerimizle değer zincirimizdeki verimliliği artırarak, 2025 yılında daha güç­lü üretim, lojistik ve insan kay­nağı ile global rekabette bir adım önde olmaya hazırız. 2024 yılın­da da kaynaklarımızı ve finansal pozisyonumuzu yerinde ham­lelerle verimli bir şekilde kulla­narak, özkaynağımızı geçen se­neye göre 10,2 milyar TL düze­yinden 11,3 milyar TL düzeyine yükseltmeyi başardık. Ciromuz 48 milyar TL düzeyinde gerçek­leşirken, yılı 1,8 milyar TL civarı Favök ile kapattık.”

“İthalata getirilen kısıtlama ihracatımızı düşürdü”

Sektör olarak; 2023 yılında 3 milyon 663 ton un ihracatıy­la tüm zamanların ihracat reko­runu gerçekleştirdiklerini kay­deden Eren Günhan Ulusoy, 21 Haziran 2024 tarihinde buğday ithalatına getirilen yasak nede­niyle ihracatta Haziran itibariyle bir düşüş eğilimi başladığını ha­tırlattı. Ulusoy, “En güçlü ihracat pazarlarımız olan Irak, Yemen ve Sudan’da yaşadığımız pazar ka­yıplarına rağmen 2024 yılını sek­tör olarak 3 milyon 60 bin ton un ihracatıyla kapattık ve 1 milyar 160 milyon dolar gelir elde ettik. Böylece yeni bir şampiyonluğa daha imza attık” dedi.

“Stratejik bölgelerde tesislerimiz var”

Fahrettin Ulusoy tarafından 1969 yılında kurulan Ulusoy Gı­da, 1989 yılında faaliyetlerine hububat ve bakliyattan mamul un, irmik, makarna ve bisküvi gi­bi her türlü gıda maddesinin ima­latını, ticaretini, ithalat ve ihra­catını yapmak üzere Ulusoy Un adı altında devam etti. Ulusoy, “Samsun Gıda OSB’de faaliyet gösteren günlük 2 bin 88 ton üre­tim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük un üretim tesisi olan 50. Yıl üretim tesisimiz, modern tek­nolojiyle donatıldı. Ayrıca Trak­ya bölgesinde yer alan günlük 383 ton kapasiteli Çorlu üretim tesisimiz, stratejik konumu ile bölgeye ve yurtdışına hızlı sevki­yat yapabilme kabiliyetine sahip. Yine günlük 841 ton kapasiteye sahip Söke Un Ankara üretim te­sisimiz, modern üretim tekno­lojileriyle İç Anadolu bölgesinin un ihtiyacını karşılamada önemli rol oynuyor” diye konuştu.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’n­de yer alan Antakya üretim tesi­sinin ise satın alındığında günlük 275 ton olan üretim kapasitesi­ni revize edip yatırımlarla gün­de 463 tona çıkardıklarını açıkla­yan Ulusoy, şunları kaydetti: “An­takya tesisimiz stratejik konumu sayesinde bölgeye ve yurt dışına hızlı ve etkin sevkiyat yaparak, üretimimizin gücünün uluslara­rası pazarlara taşınmasında et­kin rol oynuyor.”

Ar-Ge faaliyetlerinde buğday ununda beslenme değerini artır­maya odaklandıklarına değinen Ulusoy, “Beslenmede yaygın ola­rak kullanılan un ve unlu mamul­lerde yakalanacak en ufak bes­leyici fayda, tüm dünyada hızla etkili olabiliyor. Bu anlayışla, 50. Yıl üretim tesislerimiz bünye­sinde bulunan laboratuvarımız­da sürekli gelişim çalışmaları ya­pıyoruz” ifadesini kullandı.

“Atıl kapasite, verimlilik ve strateji sorunu anlamı taşıyor”

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, ülke olarak un üretiminde mevcut kapasitenin yaklaşık yarısının kullanılıyor olmasını “Atıl kapasite, verimlilik ve strateji sorunu anlamı taşıyor” ifadesiyle tanımladı. Yıllık 32 milyon ton buğday işleme kapasitesi bulunan un sektöründe, 69 ilde 508 un fabrikası bulunduğunu kaydeden Eren Günhan Ulusoy, şu değerlendirmeyi yaptı: “2025 yılı için sektördeki kapasite kullanım oranının yüzde 50 civarında kalacağını tahmin ediyorum. Yani kapasitenin yarısı yine atıl kalacak. Bununla beraber konsolidasyon uzun süredir konuştuğumuz bir konu.

Türkiye’de bu iş yavaş ilerliyor. Unlu mamuller sektöründe ise Türkiye atağa geçti. Donuk ürünler, bisküvi, bulgur gibi alanlarda 2 milyon tonluk kapasite var. Unlu mamuller pazarı, global un pazarından daha büyük. Mamul tedarikçisi olmak un sektörü açısından açılım olabilir. Ayrıca, Türkiye’nin un ve buğday sektöründeki geleceği, iklim koşulları, stok yönetimi ve yeni stratejik yaklaşımlar ile şekillenecek. 2025 yılı, sektördeki politikaların etkinliğini ve Türkiye’nin global rekabet gücünü test edecek kritik bir yıl olacak.”

Önceki

“Sürdürülebilir üretim ve tedarik konusuna odaklıyız”

Sonraki

Keyifli Un, 7 milyon dolar yatırımla üretimi katladı

Son gönderi Blog

Don't Miss

“Sürdürülebilirlik ve döngüsel iktisat vizyonumuza taraf veriyor”

Bakioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Enver Bakioğlu, her geçen gün

Kırsalda Rahmet Hayvancılığa Dayanak Projesi’nde hak sahipleri belirlendi: Her ay taban fiyat kadar gelirleri olacak

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek