Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’nın giderek saldırganlaşan politikalarına karşı etkili bir çözüm arayışı içine girdi. Önerilen “dron duvarı” projesi de bu arayışın sonuçlarından biri; sensörler, dronlar ve anti-dron sistemlerini bir araya getirerek bölgenin güvenliğini artırmayı hedefliyor.
Bu proje, sınırda hayata geçirilebilmesi için ülkeler arasında eşi benzeri görülmemiş bir işbirliğini gerektiriyor. Ukrayna’nın işgalinin ardından Doğu Avrupa’daki gerginlik yıllardır görülmediği kadar arttı ve günümüzde de artış göstermeye devam ediyor. Bölge ülkeleri, Rusya’nın bu saldırgan tavrına karşı hazırlıklı olmayı ve büyük bir koordinasyon içinde hareket etmeyi zorunlu görüyor. Yeni bir sürprizle karşılaşmamak adına ülkeler, bu dron duvarını caydırıcı bir savunma aracı olarak değerlendiriyor.
Dron duvarı: Nasıl gerçek olacak?
Estonya İçişleri Bakanı Lauri Laanemet tarafından önerilen bu projede dronlar, sensörler ve anti-dron sistemleri ana unsurları oluşturuyor. Özellikle Ukrayna’daki çatışmalarda Rusya’nın etkili bir şekilde kullandığı dronlar, bu planın önemini artırıyor. Uzun sınırlar boyunca yoğun ormanlar, bataklıklar ve dağlık alanlar gibi coğrafi zorluklar, dronları savunma açısından kritik bir araç haline getiriyor.
Dronlar, modern askeri operasyonlarda her alanda kullanılabiliyor; bombalamadan istihbarat toplamaya kadar esnek kullanım alanları sunuyor. Ancak daha küçük dronlar için roket ve füze gibi pahalı savunma sistemlerini kullanmak her zaman etkili bir çözüm değil. Bu nedenle dron duvarı, akıllı sensörler ve otonom anti-dron sistemleriyle Rus dronlarına karşı mücadelede yeni bir standart oluşturmayı amaçlıyor. Ayrıca özel olarak eğitilmiş bir yapay zeka altyapısı ile sistemin otomasyon seviyesinin artırılması planlanıyor.
Savunma şirketlerinin çalışmaları ve bölgesel stratejiler
Doğu Avrupa ülkeleri, sadece dron duvarı ile sınırlı kalmayarak farklı savunma yöntemlerini de geliştirmeye odaklanıyor. Örneğin, Estonyalı şirket Rantelon, Irak’ta patlayıcı cihazları etkisiz hale getiren bir sinyal bozucu (jammer) geliştirmişti ve bu duvar için benzer bir sistem üzerinde çalışıyor. Frankenburg Technologies ise dronlara karşı kullanılabilecek minyatür füzeler üretmeyi hedefliyor. Seri üretime geçmesi durumunda bu füzeler uygun maliyetli ve etkin bir savunma çözümü olarak sunulabilir.
Böyle bir savunma sisteminin hayata geçirilmesi uzun zaman alabilir. Şu an için proje adına bütçe ayrılmış değil; ülkeler ve savunma şirketleri arasındaki görüşmeler devam ediyor. Ancak Avrupa’daki ülkeler, savunma bütçelerini artırarak gelecekte böyle bir projeye daha fazla kaynak ayırmayı planlıyor.