Blue Water Autonomy, okyanuslarda seyahat edecek tamamen otonom gemiler çağına öncülük etmeyi hedefliyor. ABD merkezli teknoloji girişimi, kısa bir süre önce aldığı 14 milyon dolarlık başlangıç yatırımıyla bu alandaki çalışmalarını hızlandırdı ve tuzlu su testlerine başladı.
2024 yılında kurulan şirket, Amazon Robotics, iRobot ve ABD Donanması’nda görev almış uzman bir ekip tarafından yönetiliyor. Asimetrik savaşlar ve deniz ticaret yollarındaki güvenlik riskleri, otonom gemilere olan ihtiyacı daha da artırıyor. Son yıllarda korsan faaliyetlerindeki artış, deniz taşımacılığını daha riskli hale getirmiş durumda.
ABD aynı zamanda Pasifik’te Çin’in yükselen rekabetiyle de karşı karşıya. Blue Water Autonomy, Çin tersanelerinin gemi üretim hızının ABD sanayi altyapısının yetişmekte zorlandığı bir noktaya ulaştığını belirtiyor. Şirket, ABD Donanması’nın bu açığı kapatabilmesi için geniş çapta otonom gemi kullanımına yönelmesi gerektiğini savunuyor.
Denizcilikte teknolojik dönüşüm
Blue Water Autonomy’nin kurucu ortağı ve CEO’su Rylan Hamilton, yaptığı açıklamada deniz gücünün ABD’nin güvenlik ve refahının temel unsurlarından biri olduğunu vurguluyor. Denizcilik ekonomisinde gereken dönüşümün ABD Donanması’nın desteğiyle gerçekleşmesi gerektiğini ifade ediyor.
ABD ordusu da uzun mesafeli otonom gemi yolculuklarını test etmeye devam ediyor. Örneğin, 2021’de mürettebatsız gemi NOMAD, Meksika Körfezi’nden Pasifik kıyılarına kadar 8.187 kilometre seyahat etti. Panama Kanalı’ndaki zor bir bölüm hariç, yolculuğun %98’i tamamen otonom modda tamamlandı.
Denizcilikteki artan küresel gerginlikler ve belirsizlikler, insan hatalarının neden olduğu deniz kazalarının otonom çözümlerle azaltılabileceği yönündeki beklentiyi güçlendiriyor. Mürettebatsız gemiler, bu noktada daha verimli operasyonlar sağlayabilir, daha düşük işletme maliyetleri sunabilir, daha geniş kargo kapasitesine olanak tanıyabilir.
Ancak, güvenilirlik, yasal sorumluluklar ve siber güvenlik riskleri gibi kritik konuların çözüme kavuşturulması gerekiyor. Otonom gemilerin yaygınlaşması için bu endişelerin giderilmesi büyük önem taşıyor. Önümüzdeki yıllarda denizcilik endüstrisinde tamamen otonom sistemlerin nasıl bir rol oynayacağı ve bu teknolojilerin ne kadar hızlı benimsenebileceği büyük bir merak konusu olmaya devam edecek.