İnsanlık, henüz Mars’a gitmekte bile zorlanıyor. Ama bilim insanlarına göre, önümüzdeki 100 yıl içinde başka galaksilere ulaşmamız mümkün olabilir.
Günümüz teknolojisiyle galaksiler arası seyahat yapmak, mevcut itmeli motorlarla neredeyse imkansız. Bugünün araçlarıyla bir galaksiden diğerine seyahat etmek, diğer tüm koşullar sağlansa bile, yüzbinlerce yıl sürecek devasa bir yolculuğa dönüşüyor. Ancak, bilim insanları daha heyecan verici bir olasılık üzerinde çalışıyor: Uzayı bükme fikri.
Bilim kurgu filmlerinde, hyperdrive ya da warp motoru gibi teknolojiler, karakterleri bir galaksiden diğerine bir anda taşıyor. Gerçek dünyada ise bu tür bir teknolojiye henüz çok uzağız. Ancak bilim insanları, uzayın bir kumaş gibi eğilip bükülebileceğini öne sürüyor. Eğer bu tekniği başarıyla uygularsak, bir noktadan diğerine gitmek için uzayı bükerek bu iki noktayı birbirine yakınlaştırabiliriz. Böylece, tıpkı bir noktadan diğerine anında geçiş yapmak gibi bir şey mümkün olabilir.
Einstein’ın teorisi ve uzay – zamanın bükülmesi
Albert Einstein’ın kütleler hakkında öne sürdüğü teoriye göre, büyük cisimler uzay – zamanı tıpkı lastik bir levha üzerine bırakılan ağırlıklar gibi büker ve gerer. Şu an bilim insanları, bu teoriden yola çıkarak uzay araçlarının, uzay – zamanı bükerek bir noktadan diğerine geçiş yapmasını sağlayacak teknolojiyi geliştirmeye çalışıyor. Tabii ki, bu teknolojiye ulaşmak için şu an çok yol kat etmemiz gerekiyor, fakat CERN gibi devrimsel araştırmalar ve diğer alanlardaki keşiflerle, önümüzdeki 100 yıl içinde bu teknolojinin mümkün olacağına dair güçlü bir inanç var.
Uzay – zamanın sınırları ve Warp baloncukları
Uzay-zamanın genişlemesinin hız sınırı yok, bu da warp balonlarının istediği kadar hızlı hareket etmesini mümkün kılıyor. Bu teoriyi anlamak için, bir uzay aracının, warp balonunun içindeki düz uzay – zamanda kalmaya devam ettiğini düşünmeliyiz. Yani, gemi uzayda hiç hareket etmiyormuş gibi kalır, ancak balonun dışındaki uzaya göre hızlı bir şekilde hareket eder. İlk başta kulağa çılgınca gelse de, bu fiziksel ilke sayesinde bir gemi, hiç ivmelenmeden, ışık hızını aşan hızlara ulaşabilir.
NASA mühendisi Dr. Harold ‘Sonny’ White, araçların varış noktalarına ulaşmadan önce geleneksel roketlerle Dünya’dan ayrılabileceğini öne sürüyor. Yaklaşık olarak hedeflerine yaklaşıldığında, warp sürücüsü güvenli bir mesafede devre dışı kalacak ve gemi, geleneksel itme sistemlerini kullanarak yolculuğunu tamamlayacak. Bu yaklaşım, aynı zamanda warp balonunun çevresindeki uzaya zarar vermesini engellemiş olacak.
100 yıl sonra ne olacak?
Şu an için bu teknoloji çok uzak gibi görünse de, 100 yıl sonra bu fikirlerin hala geçerli olup olmayacağı ya da galaksiler arası seyahatin başka bir yolu bulunup bulunamayacağı merak konusu. Bu heyecan verici gelişmeler yaşandıkça, biz de size detayları sunmaya devam edeceğiz. Geleceğin uzay yolculuğu nasıl şekillenecek, hep birlikte göreceğiz.