Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir canlı yayında ekonomiye ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu programa başlarken 1 yıllık geçiş süreci ön görmüştük. 11 aydır yıllık enflasyon düşüşte. Merkez Bankası’nın 19-29 arasında bir tahmini var. Biz enflasyonun bu hedef aralığında kalmasını oldukça yüksek görüyoruz. Biz hâlâ hedeflerimize inanıyoruz.
Temmuz ayında kiralarda normalleşme olacak
Şu an enflasyon yüzde 37.9 civarında. Temel mal enflasyonuna baktığınızda ise ciddi bir şekilde düştü, yüzde 20 civarında. Gıda enflasyonu yüzde 36 civarı. Hizmet enflasyonu yüksek seyrediyor, yüzde 55 seviyesinde.
Özellikle Temmuz ayında, geçen yıl Temmuz ayında kiralar üzerindeki yüzde 25’lik üst kaldırdık, burada bir normalleşme olacak. Eğitimde de böyle.
Enflasyonun 30’ların altına ineceğini öngörüyoruz
Büyük resme baktığınızda, aşağı yönlü yıllık enflasyonun 30’ların altına, 20’li rakamlara ineceğini öngörüyoruz. Devletin belirlediği fiyatlarda da orijinal MB hedefine sadık kalıyoruz. Hedef 24 diyelim. Genelde o çerçevede götürüyoruz ya da onun çok altında. En önemli gündemimiz, en önemli konumuz hayat pahalılığıyla mücadele.
Mucize bekleyenler olabilir, gerçek hayatta böyle bir şey yok
Eleştirileri soruyorsanız bana, yapıcı eleştiriler bizim için çok faydalı. Programın en önemli hedefi enflasyonun aşağı çekilmesiydi. Şu an enflasyon düşüyor. Mucize bekleyenler olabilir, gerçek hayatta böyle bir şey yok. Gerçek hayatta kararlı, sürekli sonuç üreten bir program uygulamasını görmeleri lazım.
Programın ikinci hedefi cari açığın sürdürülebilir bir patikaya çekilmesiydi.
Enflasyon hedefi tutacak mı?
Enflasyonun, Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz. Burada, enflasyonu yukarı çeken aktörler ortaya çıkarken, aşağı çekecek faktörler de belirmeye başladı.
Beklentilerde sınırlı bir kötüleşme var. Beklentiler enflasyonunda belirleyici olmaya devam ediyor. TL’de sınırlı bir değer kaybı yaşanıyor, özellikle 19 Mart sonrası süreçte. Ancak sıkı finansal koşullar, iç talebin sınırlandırılması ve petrol fiyatları da enflasyonu aşağı çekecek faktörler arasında yer alıyor.
Petrol OVP tahmininin ötesinde düşüş yaşadı
Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde varsaydığımız petrol fiyatı 84 dolar civarındaydı. Şu an, petrol fiyatlarında önemli bir düşüş gözlemleniyor ve bu düşüş, güçlü şekilde yansıyacak. Petrol fiyatları bu seviyede devam ederse, enflasyonu en az 1,2 puan aşağı çekebilir.
Beklentilerde 1 puan kadar kötüleşme var. Bu durumda, birbirini dengeleyecek bir etki söz konusu olabilir. Çıktı açıları bu anlamda enflasyonu destekleyici patikaya girmiş olacak. Geçtiğimiz iki yılda bunu yaşadık.
Firmaların fiyatlama gücü eskisi gibi olmayacak
Firmaların keyfi fiyat artışlarını da gördük. Bu fiyat artışlarını bu dönemde yapamayacaklar. Çünkü talep güçlüyken bunu yapmak kolay, ama bugünkü koşullarda yaparsanız, talep sınırlı olduğu için firmaların fiyatlama gücü eskisi gibi olmayacak.
19 Mart günü dahil olmak üzere ilk 3 gün çok ciddi çıkış oldu ülkeden, ama bir sonraki pazartesi durulmuştu. Daha sonra ABD merkezli ticaret savaşları üzerinden küresel belirsizlik ortaya çıkması, riskli alanlardan kaçışı tetikledi. Bu Türkiye’yi de etkiledi.
Programda geriye gidiş var mı?
Eğer program başarılı olmasaydı, Türkiye bu iki şoku böyle sınırlı şekilde atlatabilir miydi?
Hükümetimizin en büyük önceliklerinden biri deprem yaralarını sarmaktır. Bu sene bütçede milli gelirde bir artış olacak. Harcama kesintileri üzerinde çalışıyoruz. Tasarruf paketi uyguluyoruz.
Gelir ayağı bizim kontrolümüzde değil, önemli ölçüde tüketime bağlı. Bizim için önemli olan harcamaların kontrol altına alınması.
Altın hariç cari açığımız yok
Petrol fiyatındaki düşüş, cari açığı büyük oranda aşağı çekecek. Birincisi, cari açık Şubat itibarıyla 12,8 milyar dolar. Milli gelirin yüzde 1’i civarında, son derece makul bir rakam. Şubat’ta altın hariç cari açığımız yok, altın hariç cari fazlamız var.
Mücevher adı altında altın ithalatı yapıldığını da biliyoruz.
Geçen yıl dünyada kredi notu iki kez artan tek ülke Türkiye’ydi. Aldığımız tedbirler sayesinde, normal şartlar altında bir ülke bu türden şoklar yaşasa kredi notu olumsuz gelişirdi. Türkiye, gri listede değil program sayesinde. KKM’de 20 milyar doların altına düştü. Bu yılın ortalarında bu koşullu yükümlülüğü bitireceğiz.
Çiftçiye ve esnafa kredi desteği
Önceliklendirdiğimiz kesimler var. Çiftçilerimiz için 2025 bütçesinden destek için 706 milyar liralık milli gelirin yüzde 1,15’i kadar tarım desteği veriyoruz. Çiftçinin ödediği faizin yüzde 70’ini hazine ödüyor. Geçen yıl Mart itibarıyla kredilerden yararlanan çiftçi sayımız 1,2 milyon. Son don olayında yine bütçe imkanlarını zorlayacağız ve don nedeniyle etkilenen çiftçilerimize destek olacağız.
Esnafımızın kullandığı kredilerin faizinin yüzde 50’sini hazine ödüyor. Bundan yararlanan esnaf sayısı ise 2024’te 800 bin esnaftı. Bu krediler hazine destekli. Kullanılan faizin yarısı ne olursa olsun, yarısını hazine ödüyor. Bu sene 60 milyarın üzerine çıkmış olacak. Çiftçiye çok daha yüksek olmakla birlikte, esnafa da desteğimiz var.
İhracat kredilerinde rekor
İhracatçıları desteklemek, programımızın en önemli bileşenlerinden biri. Mayıs 2023’te TİM Başkanı ve üyeleri ziyarete geldiler. “Faiz önemli değil, kredi yok. Önemli olan kredi imkânlarını artırın, fiyatı önemli değil” dediler. Biz de günlük ihracatı desteklemek için sağladığımız kaynağı 300 milyon liradan 4 milyar liraya çıkardık. Yani 13 kat artırdık. Reeskont kredi faizi şu anda yaklaşık yüzde 29 civarında. İhracatçıya sübvansiyonlu kredi imkânı sunuyoruz. Faizin neredeyse yüzde 40-50’sini devlet ödüyor.
2024 yılında ihracatçı için kullandırdığımız kredi 49 milyar dolara ulaştı, bu bir rekor. Sadece büyük firmalar değil, 18 bin ihracatçı bu krediden yararlandı bunların yüzde 83’ü KOBİ. 2025’te Eximbank’ın sermayesini artırmaya devam edeceğiz. KOBİ’lerin bu krediden yararlanabilmesi için Kredi Garanti Fonu’ndan bir paketi devreye aldık.
Deprem harcamaları
Bütçede bizim kesinti anlamında üzerinde çalışmadığımız tek alan deprem konutlarıydı. ‘Yarısı Bizden’ projesi var, onu da bütçe üzerinden destekliyoruz. Kentsel Dönüşüm benzer şekilde. Tarım Bakanlığımız da destek veriyor. Ortak bir çalışmamız var. Dış kaynak anlamında uzun vadeli çalışmalarımız var kentsel dönüşüm için.
YTAK programında 13 şirketin 97 milyar TL’lik yatırımı kesinleşti
Yargı kaynaklı gelişmelerden bir türbülans oldu ama programa kaldığımız yerden devam edeceğiz. YTAK diye bir programımız var. 300 milyar TL’lik bir kaynak sunuyor. YTAK programında 13 şirketin 97 milyar TL’lik yatırımı kesinleşti. Bunun önemli bir kısmı öz kaynaklar oluyor. Bir miktar öz kaynağınız da olsun. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurun. Bu tür şeyler herkese açık. Amaç ne; dış ticaret açığını önemli ölçüde azaltmak.
Hazine olarak şu anda 111 milyar TL’nin üzerinde kullanılmamış kredi kefalet sisteminde kaynak var. Yılık ilk çeyreğinde TL’deki reel değerlemeden olumsuz etkilenen 5 sektör vardı. KOSGEB’e kaynak oluşturduk. KOSGEB üzerinden her ay ücretlerin bir kısmını devlet ödüyor. Zaten asgari ücret desteğimiz var. Milli Gelirin neredeyse yüzde 1,5. Biz bu desteği vermesek bütçe açığımız çok daha farklı olacaktı.
Trump’ın tarifleri
ABD’nin bize getirdiği ilave vergi yüzde 10. En düşük oran. Bu ne anlama geliyor? Asyalı üreticilerin yerinde olsam ABD piyasasına, bizim 3-5 katımız gibi vergilerle karşılaştıkları için üretimi Türkiye’ye kaydırırdım. Yüzde 10’a tabi olup sanayi üssü olan Türkiye var.
ABD’de çok iyi bilinen bazı markalar Türk üreticilerle temasta
Ticarette bir takım kırılmalar var. Çok büyük ihtimalle Türkiye’deki üreticileri arayacaklardır. ABD’den çok iyi bilinen bazı markaların Türk üreticilerle temasta olduklarını biliyoruz. Sonuç ne olur bilemeyiz. Tabii ki Asya bizim serbest ticaret anlaşmamızın olduğu ülkelere de üretim için gidebilirler. Menşei konusunu yakından çalışıyoruz. Asya’da Serbest Ticaret Anlaşmalarımızın olduğu birkaç ülke var. Onların bu konuyu istismar etmeleri halinde bunu gözden geçireceğimizi de buradan ifade etmiş olayım.
Türkiye petrol fiyatlarındaki düşüşten en çok etkilenen ülkelerden
Türkiye’nin küresel arz zincirindeki konumu, güçlenecek. Türkiye için çok önemli bir fırsat içeriyor. Türkiye petrol fiyatlarındaki düşüşten en çok etkilenen ülkelerden biri. Sadece olumsuz hususlara odaklanmak bence yanlış. Türkiye’nin lehine çok olumlu gelişmeler de var.
Doğruları yapıyorsanız ortalık yatıştığında yeniden ülke olumlu patikaya girer. Şimdi onun arifesindeyiz. Şoklar yaşandı, olumsuz etkileri tam olarak gördük. Genel anlamda hava olumluya döndü.
Londra ve Doha’da yatırımcılarla buluşacak
Birkaç hafta içinde Londra ziyaretim olacak. Yatırımcılarla tekrar güçlü bir diyalog kuracağız. Körfez’de Doha’ya gideceğiz. Bizim için önemli olan doğrudan yatırımlar veya sermaye benzeri uzun vadeli kaynaklar, 10 yıl vadeli ya da üzeri.