MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te Meclis’te DEM Parti’lilerle tokalaşarak ilk sinyallerini verdiği ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde bugün PKK’dan fesih kararı geldi.
Bahçeli o tokalaşmadan 20 gün sonra yine Meclis kürsüsünde PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik, “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin, DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini ilan etsin. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” demişti.
Bahçeli’nin bu adımları ile başlayan süreç DEM Parti’nin İmralı görüşmeleri ile devam etmişti. DEM Parti’nin İmralı Heyeti, Öcalan’ın yanı sıra Kuzey Irak’ta Mesut Barzani ile de görüşmüştü. Bu görüşmelerin ardından 27 Şubat 2025’te teröristbaşı Abdullah Öcalan PKK’ya açık çağrıda bulunarak “Bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum” demişti.
8 aylık sürecin sonunda PKK kendini fesetti
Öcalan’ın çağrısının ardından 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayan terör örgütü PKK bugün örgütü feshettiğini ve silah bıraktığını duyurdu.
Süreç nasıl ilerleyecek?
Kararın ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sürecin sahada titizlikle takip edileceğini belirterek fesih kararının terör örgütünün tüm şube ve uzantıları kapsaması gerektiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Terörsüz Türkiye hedefinin adım adım ilerleyeceğini belirtmişti. Şimdi PKK’nın tüm uzanlatıları ile silahları teslim etmesi beklenirken, yol haritasının da yakın zamanda netleşmesi bekleniyor.
Eski AK Parti milletvekili Şamil Tayyar ise sürecin aşama aşama şöyle ilerleyeceğini iddia etti:
-Silahlar, Süleymaniye ve Erbil’de Türkiye’nin gözetiminde teslim edilecek.
-Örgütün üst düzey 300’e yakın yöneticisi Güney Afrika, Norveç gibi üçüncü ülkelere gidecek.
-Suça bulaşmamış örgüt üyeleri kimliğini taşıdığı ülkelere dönecek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan yaklaşık 4 bin kişi kademeli olarak sınırda teslim alınacak. İlk aşamada Diyarbakır annelerinin evlatlarının dönüşü sağlanacak.
-Yeni İnfaz Kanunu’ndan PKK’lılar da yararlanacak, ileri yaşta ve hasta olanların tahliyesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
-PKK kendini feshedip terör son bulunca kayyım atanan belediyelerdeki başkanların görevlerine iadesi söz konusu olacak.
–Türkiye, örgütten koparak yeni yapılanmaya gidilme ihtimali karşısında uzun süre bölgeden çekilmeyecek.
-Suriye’deki YPG yapılanması, Şam yönetimiyle birlikte planlanacak, Suriyeli olmayan örgüt üyeleri sınır dışına çıkarılacak, kalanlar Suriye ordusuna katılacak.
Ancak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 28 Mart’ta konuya ilişkin yaptığı son açıklamada, “Silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. Hatta çağrıda ateşkes olmadığı halde ateşkes sözüne karşı Milli Savunma Bakanımızın ‘Bunu kabul edemeyiz’ şeklindeki cümleleri de söz konusu” demişti.
Öcalan’ın tecridi kaldırılacak mı?
Bahçeli’nin “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin, DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” diyerek yaptığı çağrı, “Öcalan’a yönelik bir af olacak mı?” sorusunu da gündeme getiriyor.
Bakan Tunç, Öcalan’a yönelik af olacak mı ya da umut hakkı doğacak mı sorusuna şöyle karşılık vermişti:
“Kişiye yönelik bir düzenleme, bir iyileştirme söz konusu değil. Biz mevzuatımızda sürekli birtakım iyileştirmeler yapıyoruz. Burada ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası söz konusu. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıvermesinin olmadığına dair Ceza İnfaz Kanunu’nda özel bir hüküm yer alıyor.”
Şamil Tayyar ise Öcalan’ın İmralı’da kalmaya devam edeceğini, ABD ve Fransa gibi garantör ülker olmayacağını öne sürdü.
PKK bildirisinde tepki çeken Lozan ifadeleri
Öte yandan PKK’nin fesih bildirisindeki ‘Lozan Anlaşması’ için yazılan ifadeler tepki çekiyor.
PKK bildirisindeki Lozan Antlaşması’na yönelik ifadeler şu şekilde:
“Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi.”