Bugün: Temmuz 9, 2025
Temmuz 9, 2025
5 dk. okuma

Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği Başkanı Sait Salıcı: ‘Ayakkabı kesimi hiç olmadığı kadar zorluklar içinde’

Özlem Sarsın-İZMİR

Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği Başkanı Sait Salıcı panelde yaptığı konuşmada, yaklaşık 2 yıldır sektörün hiç olmadığı kadar zorluklar içerisinde bulunduğunu söyleyerek, ekonomi yönetiminin sektörleri kendi kaderine bıraktığını ifade etti. Sanayicilerin dayanacak gücünün kalmadığını belirten Salıcı, “Her gün gerek siyasi gerek ekonomik olaylar görüyoruz, gündem o kadar hızlı değişiyor ki artık takip edemez olduk. Fakat bu geçici halin artık çok uzun sürdüğünü söylemek isterim” dedi.

Sektörün yüksek enerji ve işçilik maliyeti, talep daralması ve ucuz ithal ürünler nedeni ile zorlu bir dönem içinde olduğunu kaydeden Salıcı, “Ayakkabı yan sanayi emek yoğun, yüksek potansiyelli bir sektördür. Büyük bir üretim ekosistemine sahip. Ancak bu ekosistem bugün bir çok yönüyle sınavlar veriyor. Yükselen enerji ve işçilik maliyetleri, uzak doğu kaynaklı düşük fiyatlar, nitelikli iş gücü bulmakta zorluklar ve dijitalleşmeye ayak uydurmaya ihtiyaç sorunlarımız var. Ve son dönemde sektörümüzü nefessiz bırakan büyük dalgalar ile karşı karşıyayız” dedi.

“Konkordato süreci bu kadar kolay olmamalı”

2018 yılında sektörün konkordatolardan nasibini en çok alan sektör olduğunu dile getiren Salıcı, “Bir çok firma kapandı, borçların altından kalkan ve hayatına devam edenler oldu. Fakat döndük dolaştık 2018 yılına döndük gibi görünüyor. Son birkaç aydır aldığımız haberlerde hiç ummadığımız firmalar bu sürece girmiş durumdalar. Bu durumun bu kadar kolay olmaması gerektiğini her ortamda dile getiriyoruz. Bu konkordato süreçlerinin bu kadar kolay olmaması gerektiğini, bir kişiyi kurtaracaksınız diye 100 kişiyi batırmanın anlamı olmadığını her ortamda söylüyoruz. Bu kadar kolay konkordato alınmaması lazım” dedi.

Sektörün talep daralmaları ile karşı karşıya olduğuna işaret eden Salıcı, “Pandemi sürecinden sonra sektörümüz büyük bir arz oluştu. Üretim ve kapasiteler arttı. Fakat bugün öyle bir talep yok, talebin karşısında arz fazlası var ve inanılmaz bir rekabet var. Fabrikalarımız şu anda üretim yapacak iş bulamıyor, mağazalar talep darlığından dolayı sipariş geçemiyorlar. Tüketicinin de alışkanlıklarının değişmiş olduğunu görüyoruz. Tabi yüksek faiz, düşük kur, yüksek enflasyon bu da iki yıldır yaşanan bir durum, sanayiciler bunun arasında kalmış çıkamıyor. Yüzde 50 faizin olduğu bir ortamda kimse yatırım yapmaz. Eğer bu faizler düşmezse bu süreç hızlı bir şekilde devam edecek” dedi.

“Rekabetçiliğimiz kaybettik”

İthalatın da sektörün canını yakan önemli bir konu olduğunu söyleyen Salıcı sözlerine şöyle devam etti:

“Mısır konusu bizim hassas olduğumuz bir konu. Mısır’dan bugün ithalat oranı son 5 yılda yüzde 1400 artmış. Oransal anlamda ciddi tehlike arz ediyor. Çin’den yarı mamül gelip Mısırda montajlanıp Türkiye’ye gönderilmesi ve buradaki üreticilerimiz için haksız rekabete sebep olması da büyük bir sorun. Bu sadece ekonomik değil stratejik bir kayıpdır da hepimiz için. Burada üretimi kaybedersek ustalık kaybolur, zanaatkarlık biter, istihdam da biter, yerli tedarik zinciri de çöker. Özellikle bu dönemde fiyat odaklı rekabet modeli iflas etmiştir. Artık ucuz ürünlerdeki rekabetçiliğimizi kaybettik. Daha katma değerli ve dayanıklı ürünler yapmak zorundayız.”

“Rekabeti yeniden tasarlanmalıyız”

Dünyada özellikle son birkaç yıldır küreselleşmeden ulusallaşmaya doğru bir gidiş olduğuna da değinen Salıcı, “ Ülkeler artık kendi duvarlarını örmeye başladılar, kendi markalarına ve üretime önem vermeye başladılar. Biz de bunu yapmak zorundayız. Çözüm nedir? Biz diyoruz ki, verimlilik artışı artık sadece bir tercih değil hayatta kalma stratejisidir. Verimliklerimiz artırmamız gerekiyor.

Rekabet, fiyat yerine tasarım, teslim süresi ve sürdürülebilirlik kriterleri üzerinden yeniden tanımlanmalıdır. Devlet destekleri sadece yatırım yapanlara değil, istihdamı ve iç üretimi koruyanlara da yönlendirilmelidir. Özellikle üniversitelerle işbirliğinde malzeme tasarımı ve inovasyona odaklanmamız gerekiyor. Dijitalleşme, otomasyon, emeği yok eden değil emeği destekleyen araçlar olarak kullanılmalı. Kadının gücü, genç girişimcilik ve sürdürülebilirlik konularında da dönüşüm başlatmamız gerekiyor. Enerji ve işçilik maliyetlerinde de emek yoğun sektörlere özel enerji tarifeleri ve SGK teşvikleri sağlanmalıdır. Tasarım ve markalaşma yatırımları da desteklenmeli. İtalya örneğinde olduğu gibi kaliteye ve farklılaşmaya yatırım yapmalıyız” dedi.

“Ekonomi yönetimi emek yoğun sektörlerden ümidini kesti”

Türkiye ekonomi yönetiminin emek yoğun işlerden ümidini kestiğini düşünen Salıcı “Ekonomi yönetimi, elini ayağını kesmiş durumda. Bakan’ın yaptığı bir açıklama var. Sanayi üretiminin dörtte birinin kötü olması demek ülke ekonomisinin kötü olduğu anlamına gelmez dedi. Maalesef bu talihsiz bir açıklama idi. Halbuki ayakkabı üretimi sadece üretim değil bölgesel kalkınma ve sosyal denge demek, bu gerçek gözden kaçmamalı. Eğer emek yoğun işler göz ardı edilirse, üretim ruhu da istihdamın omurgası da zayıflar” diye konuştu.

“Bıkkınlık, tükenmişlik var”

Sektör fuarlarının önemine de değinen Salıcı, “Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı da sektörümüzü tanıtmak için önemli bir değer. Ancak maalesef ki ilk kemer sıktığımız yer fuarlar oluyor. Kasım ayında fuarımızı gerçekleştireceğiz. Katılmaktan ziyade ziyaret etmeyen üreticilerimiz var, bir bıkkınlık var, tükenmişlik var. Biraz silkelenmek gerektiğini düşünüyorum. Bu faiz ortamında ne üretim yapılır ne fuarlara girilir ama dinamik tutmamız lazım. Sahip çıkmamız gerekiyor. Bu dönem kolay değil, hepimiz aynı gemideyiz, birlik olursak bu dönemi de aşacağız. Bu yüzden Adım Adım Dönüşüm diyoruz” dedi.

“Ar-Ge’ye önem vermeliyiz”

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Erkan Zandar da sektörün Ar-Ge’ye gereken önemi vermediğini söyleyerek, “Dünya üzerinde farklı ülkeler farklı oranlarda Ar-Ge’ye para harcıyor. GSMH’nın yüzde 6,5’uğunu Ar-Ge’ye harcayan bir numaralı ülke İsrail, arkasında Güney Kore ve Tayvan geliyor. Türkiye yüzde 1,4 orana sahip. Yani biz ülke olarak ar-ge’ye bütçe ayırmayan bir ülkeyiz. Sektörümüz de geçtiğimiz 20 yıl içinde bu konulara fazla önem vermedi. Bugün de bunun sonuçlarını görüyoruz. Adım Adım Dönüşüm’ün içine ilave etmemiz gereken konulardan bir de Ar-Ge’dir” dedi.

Önceki

Cezaevinde kötüleşen Murat Çalık hastaneye kaldırıldı

Sonraki

Nevşin Mengü, Hulusi Akar’a 30 bin lira manevi tazminat ödeyecek

Son gönderi Blog

Don't Miss

Şimşek’ten Londra’daki yatırımcılara iktisat iletileri: Enflasyonda düşüş eğilimi sürüyor

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’daki yatırımcı temaslarında Türkiye

Şimşek’ten Londra’daki yatırımcılara iktisat bildirileri: Türk lirasındaki oynaklık değerli ölçüde azaldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’daki yatırımcı temaslarında Türkiye