Özlem SARSIN/İZMİR
Ayakkabı ve Yan Sanayi Sektörü’nün mevcut durumunu ele almak üzere İzmir’de Adım Adım Dönüşüm paneli düzenlendi. Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait Salıcı, panelde yaptığı konuşmada, yaklaşık 2 yıldır sektörün hiç olmadığı kadar zorluklar içerisinde bulunduğunu söyleyerek, ekonomi yönetiminin sektörleri kendi kaderine bıraktığını ifade etti. Sanayicilerin dayanacak gücünün kalmadığını belirten Salıcı, “Her gün gerek siyasi gerek ekonomik olaylar görüyoruz, gündem o kadar hızlı değişiyor ki artık takip edemez olduk. Fakat bu geçici halin artık çok uzun sürdüğünü söylemek isterim” dedi.
Sektörün yüksek enerji ve işçilik maliyeti, talep daralması ve ucuz ithal ürünler nedeni ile zorlu bir dönem içinde olduğunu kaydeden Salıcı, “Ayakkabı yan sanayi emek yoğun, yüksek potansiyelli bir sektördür. Büyük bir üretim ekosistemine sahip. Ancak bu ekosistem bugün birçok yönüyle sınavlar veriyor. Yükselen enerji ve işçilik maliyetleri, uzak doğu kaynaklı düşük fiyatlar, nitelikli iş gücü bulmakta zorluklar ve dijitalleşmeye ayak uydurmaya ihtiyaç sorunlarımız var. Ve son dönemde sektörümüzü nefessiz bırakan büyük dalgalar ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
“Konkordato süreci bu kadar kolay olmamalı”
2018 yılında sektörün konkordatolardan nasibini en çok alan sektör olduğunu dile getiren Salıcı, “Birçok firma kapandı, borçların altından kalkan ve hayatına devam edenler oldu. Fakat döndük dolaştık 2018 yılına döndük gibi görünüyor. Son birkaç aydır aldığımız haberlerde hiç ummadığımız firmalar bu sürece girmiş durumdalar. Bu durumun bu kadar kolay olmaması gerektiğini her ortamda dile getiriyoruz. Bu konkordato süreçlerinin bu kadar kolay olmaması gerektiğini, bir kişiyi kurtaracaksınız diye 100 kişiyi batırmanın anlamı olmadığını her ortamda söylüyoruz. Bu kadar kolay konkordato alınmaması lazım” şeklinde konuştu.
“Rekabetçiliğimizi kaybettik”
Sektörün talep daralmaları ile karşı karşıya olduğuna işaret eden Salıcı, “Pandemi sürecinden sonra sektörümüz büyük bir arz oluştu. Üretim ve kapasiteler arttı. Fakat bugün öyle bir talep yok, talebin karşısında arz fazlası var ve inanılmaz bir rekabet var” ifadelerini kullandı. İthalatın da sektörün canını yakan önemli bir konu olduğunu söyleyen Salıcı, şöyle devam etti, “Mısır’dan bugün ithalat oranı son 5 yılda %1400 artmış. Çin’den yarı mamul gelip Mısır’da montajlanıp Türkiye’ye gönderilmesi ve buradaki üreticilerimiz için haksız rekabete sebep olması da büyük bir sorun. Özellikle bu dönemde fiyat odaklı rekabet modeli iflas etmiştir. Artık ucuz ürünlerdeki rekabetçiliğimizi kaybettik. Daha katma değerli ve dayanıklı ürünler yapmak zorundayız.” Salıcı, rekabetin fiyat yerine tasarım, teslim süresi ve sürdürülebilirlik kriterleri üzerinden yeniden tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı.
“Türkiye ekonomi yönetimi emek yoğun işlerden ümidini kesti” diyen Salıcı, eğer emek yoğun işler göz ardı edilirse, üretim ruhu da istihdamın omurgasının da zayıflayacağına işaret etti. Sektör fuarlarının önemine de değinen Salıcı, “Bu dönem kolay değil, hepimiz aynı gemideyiz, birlik olursak bu dönemi de aşacağız. Bu yüzden Adım Adım Dönüşüm diyoruz” dedi.
“Ar-Ge’ye önem vermeliyiz”
Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Erkan Zandar da sektörün Ar-Ge’ye gereken önemi vermediğini söyleyerek, “Dünya üzerinde farklı ülkeler farklı oranlarda Ar- Ge’ye para harcıyor. GSMH’nın yüzde 6,5’uğunu Ar-Ge’ye harcayan bir numaralı ülke İsrail, arkasında Güney Kore ve Tayvan geliyor. Türkiye yüzde 1,4 orana sahip. Yani biz ülke olarak Ar-Ge’ye bütçe ayırmayan bir ülkeyiz. Sektörümüz de geçtiğimiz 20 yıl içinde bu konulara fazla önem vermedi. Bugün de bunun sonuçlarını görüyoruz. Adım Adım Dönüşüm’ün içine ilave etmemiz gereken konulardan bir de Ar-Ge’dir” dedi.