Bugün: Şubat 25, 2025
Şubat 24, 2025
4 dk. okuma

Avrupa’nın devi ABD muhafazasından çıkıyor: Almanya büyük bir askeri güce mi dönüşecek?

Almanya seçimlerinin Avrupa’yı ve küresel siyaseti nasıl etkileyeceğine ilişkin dikkat çeken bi yazı kaleme alan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İnat’ın yazısına göre, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip olan ve dünyada da gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) büyüklüğü açısından Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in ardından üçüncü sırada yer alan Almanya’da yeni bir dönem başlıyor.

Pazar günü gerçekleştirilen ulusal seçimlerden zaferle çıkan Friedrich Merz liderliğindeki muhafazakarlar ile Avrupa’da sağın yükselişi devam ediyor.

Almanya büyük bir askeri güce mi dönüşecek?

Friedrich Merz başkanlığında kurulması beklenen yeni koalisyon hükümetinin en önemli öncelikleri arasında Almanya’nın askeri kapasitesinin artırılması yer alıyor. Merz’in açıklamaları, sadece Almanya’nın değil aynı zamanda AB’nin de askeri kapasitesinin artırılmasına odaklanacağı ve bunu da birlik içindeki en önemli ortağı Fransa ile yapmayı arzuladığı yönünde şekilleniyor.

Bu noktada Almanya’yı askeri gücünü artırmaya iten faktörlerden en önemlisi, gerek Berlin’in gerekse diğer önemli Avrupa başkentlerinin Donald Trump liderliğindeki ABD’nin askeri desteğine güvenlerinin azalması.

Atlantik’in öte yakasındaki büyük ortak ‘güvenilmez’

Merz’in, Trump’ın Ukrayna’yı suçlayan açıklamalarının ardından verdiği bir röportajda, “Kendimizi Donald Trump’ın NATO anlaşmasının kısıtlama olmaksızın destek sözünü artık yerine getirmeyeceği gerçeğine hazırlamalıyız. Bana göre, bu nedenle Avrupalıların en azından Avrupa kıtasını kendi başlarına savunabilecek bir konumda olmak için gerçekten büyük çaba sarf etmeleri önemlidir” şeklindeki ifadeleri, müstakbel Alman başbakanının Atlantik’in öte yakasındaki büyük ortağına artık güvenmediğini ortaya koyuyor.

Rusya’nın askeri gücünü dış politikanın yürütülmesinde giderek artan oranda bir araç olarak kullanması da Almanya’yı askeri gücünü artırmaya iten bir başka faktör oldu.

Savunmaya ayrılacak bütçe tartışılıyor

Bu noktada, Almanya’nın ve AB’nin, Rusya’dan gelebilecek tehditlere karşı askeri kapasitesini artırması kaçınılmaz. Üçüncü olarak, Almanya’nın askeri kapasitesinin artırılmasında en önemli ayağı oluşturacak olan askeri harcamaların artırılması konusunda yeni koalisyon hükümeti ortakları arasında bir tartışmanın yaşanması da muhtemel. Zira, herkesin savunma harcamaları için bütçeden ayrılacak payın GSYH’nin yüzde kaçına karşılık geleceği konusunda farklı düşünceleri var.

Seçimde en çok oyu alan CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz, gelecek 2-3 yılda bu oranı yüzde 2’ye çıkarma hedefinden bahsederken; CSU Lideri Markus Söder ise Almanya’nın yıllık askeri harcamalarının GSYH’ye oranının yüzde 3-3,5 civarında olmasını talep ediyor. Muhtemel koalisyon ortağı SPD’li Şansölye Olaf Scholz ise bu konuda Merz ile benzer bir görüşe sahip ve yüzde 2’nin yeterli olacağını düşünüyor.

Son olarak, Rusya’nın saldırganlığının arttığı bir dönemde Trump Amerika’sının Avrupalılar açısından “güvenilmez bir müttefik” olarak görünmesi Almanya’da nükleer silahlar karşısında nasıl bir savunma mekanizmasına sahip olunacağı tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Fransa’nın nükleer silahlarına ortak yönetim talebi

Friedrich Merz, bu konuda caydırıcılık açısından Fransa’nın sahip olduğu nükleer silahların ortak yönetimini öneriyor ve Paris’in de “Fransa’nın nükleer silahlarının Avrupalılaştırılması” (Europeanization of French nuclear weapons) fikrine sıcak baktığını ileri sürüyor. Ancak Fransa’nın kendi nükleer silahları konusunda son karar yetkisini başka ülkelerle paylaşması ihtimali kuşkuludur. Bu noktada, ABD’nin nükleer koruyucu şemsiyesinin kendisi için çalışıp çalışmayacağından endişe eden Almanya için bu mesele bir sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Yeni hükümetin Rusya ve ABD politikası nasıl olacak

Yeni kurulacak Alman hükümetinin Rusya-Ukrayna savaşına yönelik politikasının nasıl olacağına bakıldığında, başbakan olmaya en yakın siyasetçi olan Friedrich Merz’in henüz başbakan olan Olaf Scholz’dan bazı konularda ayrıştığı bazı konularda ise benzeşiyor. Öncelikle, Trump yönetiminin Ukrayna politikasından her iki Alman siyasetçi de rahatsız.

Merz, Avrupalıların bu konuyla başa çıkmak için ortak bir strateji üzerinde çok hızlı bir şekilde anlaşmaya varmalarının çok önemli olduğunu, Ukrayna konusunda kurulan “müzakere masasında yer almak için rica ve yalvarmanın doğru bir yaklaşım olmadığını ve artık Avrupalıların kendi ağırlığını oluşturması gerektiğini” vurguluyor.

Ukrayna’ya Taurus füzeleri verilecek mi?

Merz, Münih Güvenlik Konferansı’nda Taurus füzelerinin Ukrayna’ya teslim edilmesi iznini verip vermeyeceği sorusuna “Avrupa’nın koordine ettiği bir çerçevede” olmak kaydıyla buna taraftar olduğunu söylemişti. Ancak Merz, 9 Aralık 2024’te ziyaret ettiği Kiev’de başbakan olması durumunda bu füzeleri Ukrayna’ya teslim edeceğini açıklamıştı.

Avrupa’nın kendi kendini savunacak güce ulaşması, ortak bir savunma stratejisi geliştirmesi ve Almanya’nın askeri kapasitesini geliştirmesi gibi söylemler Alman siyasetçilerin Trump’ın siyasi tarzından duydukları endişeyi yansıtıyor.

AB içerisindeki Atlantikçilerin de Avrupa’da NATO’ya alternatif güvenlik kurumlarının oluşturulması konusunda ciddi bir direnci söz konusu. Bu nedenle, Almanya’da yeni kurulacak hükümetin, Trump’ın bütün rahatsız edici tavırlarına rağmen ABD ile güvenlik ve ekonomi alanındaki ilişkileri korumaya özel bir önem göstereceğini tahmin etmek zor değil. Fakat bir yandan da bu defa gerçekten Almanya’yı askeri açıdan ABD’ye muhtaç olmaktan çıkaracak düzeyde adımlar atmaya başlayıp başlamayacaklarını ise zaman gösterecek.

Önceki

İkne Batmaskndan 10 Kat Daha Makus: Saç Çekme, Neden Bu Kadar Aci Veriyor?

Sonraki

Yunanistan’dan ‘deprem’ açıklaması: “İnsan müdahalesi doğal süreçleri felakete çeviriyor”

Son gönderi Blog

Don't Miss

Trump-Putin görüşmeleri sürerken AB’den Ukrayna’ya 3,5 milyar Euro yardım

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yıl

Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yıl dönümü: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşının 3'ncü yılı nedeniyle düzenlenen