Bugün: Ağustos 12, 2025
Haziran 26, 2025
8 dk. okuma

ASO Başkanı Seyit Ardıç: Yaşanan daralmanın yapısal tahribata dönüşme riski var

Ferit PARLAK

Son dönemde uygula­nan sıkı para ve mali­ye politikalarının, enf­lasyonla mücadele ve makro­ekonomik istikrarı sağlama amacı taşıdığını ifade eden Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Ancak, bu politi­kaların doğrudan sonucu ola­rak ekonomik aktivitede be­lirgin bir yavaşlama gözlem­lenmektedir” diye konuştu.

Ardıç, “Bu sürecin en teh­likeli yönü ise, sanayi sektö­ründe yaşanan daralmanın uzun vadeli yapısal tahribata dönüşme riskidir. Üretim alt­yapısının atıl kalması, nite­likli işgücünün kaybı, makine ve ekipmanların değer kaybı gibi unsurlar, sanayi sektörü­nün toparlanmasını zorlaştı­rır ve potansiyel büyüme ka­pasitesini sınırlar” şeklinde konuştu.

Üreten için sancılı dönem

ASO Meclis Toplantısı’nda sanayicinin sorunlarını an­latan ve son dönemde enflas­yonla mücadele kapsamın­da alınan sıkı para politika­sı kararlarını yakından takip ettiklerinin altını çizen Ar­dıç, “Bu adımların, orta vade­de fiyat istikrarını sağlama­ya yönelik olduğu konusun­da hemfikiriz. Sıkılaştırıcı politikalarla ekonominin so­ğuması, her ne kadar fiyat is­tikrarı açısından olumlu bir gelişme olarak görülse de, bu süreç bizim açımızdan olduk­ça sancılı geçmektedir” dedi.

Sıkı para politikalarının bir uzantısı olan yüksek faiz oranlarının yatırım ve üretim kararlarını olumsuz etkile­diğini dile getiren Ardıç, “Bu sayede krediye erişim zorlaş­makta, işletme sermayesi ih­tiyacı karşılanamamakta ve özellikle KOBİ’ler başta ol­mak üzere reel sektörde ciddi bir tahribat yaşanmaktadır” diye konuştu.

YTAK geleneksel sektörleri de kapsamalı

Ardıç, “Bu noktada, biz sa­nayicilerin yatırım gücünü artırma amacıyla hükümeti­miz tarafından atılan adım­ları da yakından takip edi­yoruz. Yürürlüğe giren yeni Yatırım Teşvik Sistemi’ni, sa­nayimizin sürdürülebilir dö­nüşümünü destekleyecek ve yüksek katma değerli üreti­mi hızlandıracak stratejik bir adım olarak değerlendiriyo­ruz” dedi.

Yeni sistemin kalkınma he­defleriyle uyumlu olduğu­nu kaydeden Başkan Ardıç, “Özellikle teknoloji odak­lı ve dış ticaret dengesini iyi­leştirici yatırımlara yöne­lik seçici yaklaşımı ile ülke­mizin kalkınma hedefleriyle uyumludur” şeklinde konuş­tu. Yeni Yatırım Teşvik Sis­teminin tamamlayıcısı ola­rak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programına da değinen Ardıç, “YTAK 300 milyar liradan 500 milyar li­raya çıkarıldı.

Firmalarımı­zın yatırımlarına önemli bir ivme sağlayacağını düşün­düğüm bu adımlar için Cum­hurbaşkanımıza teşekkürle­rimi sunuyorum. Orta yüksek ve yüksek teknolojili üretim yapan firmalarımız için sağ­lanan bu tür desteklerin ge­leneksel sektörlerimizi de kapsayacak şekilde çeşitlen­dirilmesi, üretimin devamlı­lığı ve rekabetçilik açısından çok değerli olacaktır” açıkla­ması yaptı.

“Üretim olmadan büyüme oluyor!”

Enflasyonla mücadelede sıkılaştırıcı politikaların ma­liyetini en çok sanayi sektö­rünün yaşadığını, büyüme verilerinin teyit ettiğini savu­nan Ardıç, “2025 yılı 1. çeyrek büyüme rakamları yüzde 2 ile beklentilerin altında geldi. Büyümeye inşaat sektörü ve kısmi zayıflamaya rağmen iç talebin kaynaklık ettiğini gö­rüyoruz.

Tüketim harcama­ları bir önceki çeyreğe göre bir miktar azalmış olmasına karşın yine de yüksek oldu­ğu dikkat çekiyor. Ekonomi­nin arz tarafında ise sanayi ve tarım sektörlerinde ciddi bir daralma var. Sanayide yüzde 1,8, tarımda yüzde 2’lik daral­ma, üretim olmadan büyü­meye işaret ediyor. 2024 yı­lı ilk çeyreğinde yüzde 21.7 olan sanayinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, yüz­de 19.2’ye geriledi” ifadeleri­ni kullandı.

İhracat 2 çeyrektir negatif tarafta

Ardıç, “İmalat sanayiinde mevsimsel etkilerden arındı­rılmış kapasite kullanım ora­nı da Haziran ayında, bir ön­ceki aya göre 0.7 puan azala­rak, 6 Şubat depremlerinden sonraki en düşük seviye olan yüzde 74.4’e düştü. İki çey­rektir negatif seyreden net ihracatın büyümeyi 0,6 puan aşağıya çektiğini görüyoruz. İstikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ula­şabilmek için sınai üretimin artırılması büyük önem taşı­yor” diye konuştu.

Dezenf­lasyonist süreç açısından 1. çeyrek büyüme verilerinin olumlu değerlendirilebilece­ğini söyleyen Ardıç, “Ancak ekonomin arz tarafı açısın­dan sıkıntılıyız. Enflasyonla mücadelede arz yönünün de güçlü tutulmasının en az ta­lep yönetimi kadar önemli ol­duğunu defaatle ifade ediyo­ruz. Arzda yaşanacak şokla­rın hem ilave enflasyonist bir etkiye neden olacağı hem de ihracat ve istihdama olumsuz yansıyarak işsizliği artırabi­leceği unutulmamalı” dedi.

“Para politikasındaki adımlar, Maliye’de de gerekiyor”

Seyit Ardıç, enflasyonun en önemli gündem maddesi ol­maya devam ettiğine dikkat çekti. Ardıç şunları söyledi:

“Ülkemizin enflasyon gös­tergelerinin küresel ortala­maların oldukça üzerinde olması, fiyat istikrarını sağ­layabilmek için halen kat et­memiz gereken önemli bir mesafe olduğunu ortaya ko­yuyor.” Dedi. Ardıç, “Enflas­yonla mücadele için para po­litikasında rasyonel adımlar atılıyor. Maliye politikasın­dan gelecek güçlü destek ba­şarıya ulaşmanın anahtarı olacaktır.”

Kamuda tasarruf yapıldığı­na ilişkin güçlü ve somut ör­neklerin, kamuoyunda enf­lasyonun düşeceğine dair beklentiyi kuvvetlendirece­ğine vurgu yapan Başkan Ar­dıç, “Kamu mali disiplininin sadece gelirleri artırarak de­ğil, harcamalarda tasarruf­la da sağlandığı kanaatinin yaygınlaşması, dezenflas­yon sürecinde elde edilecek başarının temel belirleyicisi olacaktır” açıklamasında bu­lundu.

“Yapısal reformlar hızla hayata geçirilmeli”

ASO Başkanı Seyit Ardıç, 2022 Aralık ayında göreve geldiğinden bu yana sanayimizin gelişmesi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmamıza katkı sağlamak amacıyla sorunları dile getirip öneriler sunduğunu söyledi. Ardıç, “Her defasında da yapısal reformların önemine vurgu yapıyorum. Oysa yapısal reform sadece teknik bir kavram değil; aynı zamanda bir irade, bir vizyon meselesidir.

Hukukun üstünlüğünden eğitim sistemine, vergi yapısından iş gücü piyasasına kadar birçok alanda atılması gereken adımlar, geleceğimizi doğrudan şekillendiriyor. Sürdürülebilir büyüme ve orta gelir tuzağından çıkış için enflasyonla mücadele, yatırım ortamı ve iklimi, istihdam piyasası, sosyal yardımlar, eğitim başta olmak üzere birçok alanda yapısal reformların hızla hayata geçirilmesine ihtiyacımız var. Cesaretle, kararlılıkla ve ortak akılla hareket ederek yol almalıyız” şeklinde konuştu.

“Tedarik zincirindeki riskler, bizleri zora soktu”

Yılın ilk yarısını geride kalırken, beklentilerin risk algısının halen devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Seyit Ardıç, “Rusya-Ukrayna savaşının etkilerini, Suriye’de yaşananları konuşurken, şimdi de Orta Doğu’da yükselen yeni bir çatışma dalgası ile karşı karşıya kaldık.

Gazze’de yaptığı soykırımla tüm insanlığı utandıran İsrail’in İran’a saldırıları, İran’ın misillemeleri ve ABD’nin müdahil olmasıyla yaşanan süreç, küresel ölçekte kaygıları zirveye taşıdı” dedi. Yakın coğrafyada istikrarsızlığı tüm şiddetiyle körükleyen gelişmelerin küresel ekonomiyi de derinden etkilediğini vurgulayan Ardıç, “Zaten hassas dengeler üzerinde duran küresel sistem daha da kırılgan hale geliyor.

Özellikle enerji fiyatlarında görülen dalgalanmalar, petrol ve doğalgaz arzına yönelik tehditler, dünya ekonomilerindeki belirsizlik dalgasını tetikliyor” şeklinde konuştu. Yeni risklere de değinen Başkan Ardıç, “Enerji fiyatları kaynaklı küresel enflasyon baskısının yeniden artması, merkez bankalarının faiz politikalarını daha da karmaşık hale getiriyor; tedarik zincirlerinde oluşan yeni riskler ise reel sektörü zora sokuyor.” Dedi.

“Bırakın vizeyi randevu alamıyoruz”

Vize problemine ayrı bir parantez açan Ardıç, “İş görüşmeleri ve anlaşmaları yapmak, fuarlara katılmak için Avrupa Birliği ülkelerine seyahat etmek istediğimizde vize engeli ile karşılaşıyoruz. Vize alabilmeyi bırakın, başvuru için randevu bile alamıyoruz ya da aylar sonrasına gün veriliyor” dedi. Ardıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz sanayicilerin defalarca şikayet ettiği vize sorununu Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski de dile getirdi.

Türkler’in vize için aylarca beklemesine tepki gösterdi ve ‘Bu, hepimiz için utanç verici’ açıklaması yaptı. Büyükelçi, ‘Stratejik ortak, çok önemli bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin vizesiz seyahat imkanı olmaması nasıl olabilir?’ diye soruyor. Biz de AB Büyükelçisi’ne soralım o zaman? Bırakın vizesiz seyahati, vize randevusu bile alamamak nasıl olabilir? Dış ticaretimizin yarısını gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği ile yaşadığımız bu vize sorununun artık çözüme kavuşması için tüm taraflar gerekli adımları atmalı ve iş insanlarımızın önündeki bu engel kalkmalıdır.”

“Eleştiririz ama tek yürek olmayı da iyi biliriz”

ASO Başkanı Ardıç, ekonomide, eğitimde, hukukta, demokraside elbette eksik ve yanlışların olabileceğini dile getirdi. Ardıç, zaman zaman farklı düşünebilir, tartışabiliriz. Eleştirilerimizi dile getirir, çözüm önerilerimizi sunarız. Ama mesele memleket olduğunda; dışarıdan gelen bir tehdit, ortak geleceğimizi ilgilendiren bir gelişme söz konusuysa, işte o zaman tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakır, bir olmayı, beraber olmayı, tek yürek, tek yumruk olmayı çok iyi biliriz. Biz sanayiciler olarak sadece üretimle, istihdamla, ihracatla değil; aklımızla, vicdanımızla, inancımızla da ülkemizin geleceğine sahip çıkıyoruz. Ortak hedefimiz belli: Başı dik, birliği güçlü, yarınları umut dolu bir Türkiye” dedi.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

“İsteyen sanayiciye üretim tesisini TOKİ inşa edecek”

Sonraki

Bilim dünyasında bir birinci: Erkek farelerden doğurgan yavru fare üretildi

Son gönderi Blog

Don't Miss

Diyarbakır OSB’de talep çok, finansman yok

DOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Sağır, Diyarbakır OSB’nin Türkiye’nin

GM ve Hyundai Anlaştı: Artık Otomobilleri Birlikte Yapacaklar

Otomotiv sektöründe dengeleri değiştirecek yeni bir iş birliği gündeme geldi.