Bilindiği üzere yer çekimi Dünya’nın her noktasında aynı değil. Kanada’nın kuzeyindeki Hudson Körfezi, küresel ortalamadan daha zayıf bir yer çekimi alanına sahip ve bu durum bilim insanlarının bir süredir ilgisini çekiyor. Öyle ki bu farklılık, Hudson Körfezi’ne seyahat ettiğinizde anında kilo kaybetmenize bile yol açabilir, tabii fark neredeyse hissedilemeyecek kadar küçük olsa da.
Hudson Körfezi’ndeki yer çekimi, Dünya’nın ortalamasından %0,004 oranında daha düşük. Bu fark çok küçük olsa da hassas ölçüm cihazlarıyla tespit edilebiliyor.
Hudson Körfezi’ndeki anomaliye dair bazı teoriler mevcut
Bu yer çekimi anomalisine yönelik son dönemde gündeme gelen başlıca iki teori mevcut. İlk teori, bu durumu Buzul Çağı’na bağlıyor. 20.000 yıl önce, 3 kilometre kalınlığa ulaşan Laurentide Buz Tabakası, Kuzey Amerika’nın büyük bir kısmını kaplamıştı. Bu devasa buz tabakası, bulunduğu bölgede toprağı ve yer kabuğunu aşağı doğru itmişti. Buzul Çağı sona erdiğinde bu buzul hızla erise de sıkışmış yer kabuğu hâlen eski seviyesine tam anlamıyla dönemedi.
Hudson Körfezi bölgesinde yer kabuğunun bu toparlanma süreci, yılda yaklaşık 12 milimetre hızla devam ediyor ve kabuğun eski formuna kavuşmasının yaklaşık 300.000 yıl daha sürebileceği düşünülüyor. Bu yavaş toparlanma, bölgedeki kütle yoğunluğunu azaltarak yer çekiminin diğer bölgelere göre daha düşük olmasına neden oluyor.
İkinci teori ise Dünya’nın manto katmanındaki hareketlerin bu anomaliyi yarattığını öne sürüyor. Yer kabuğunun hemen altında, erimiş kaya tabakasından oluşan manto yer alıyor. Bu tabaka, çekirdek tarafından ısıtılan akıntılarla sürekli hareket ediyor ve yer kabuğunu yukarı veya aşağı doğru itiyor. Hudson Körfezi’nin altında gerçekleşen bu tür bir akıntı, yer kabuğunun aşağıya çekilmesine neden olarak kütleyi azaltıyor ve yer çekimini zayıflatıyor.
2002 yılında elde edilen uydu verileri, her iki teoriyi de destekliyor. Hudson Körfezi’ndeki yer çekimi düşüklüğü, hem Buzul Çağı’ndan kalma kabuk değişimi hem de mantodaki akıntılar sayesinde oluşuyor. İlginç bir şekilde kabuk tamamen toparlansa bile bu zayıf yer çekiminin hâlen daha devam etmesi muhtemel görünüyor.
Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.