Dünya Bankası verilerine göre Çin’e en çok borcu olan 20 ülkenin 11’i Afrika kıtasında bulunuyor. Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, bu tabloyu Afrika’nın kalkınma ihtiyaçları ve Çin’in sunduğu cazip finansman koşullarıyla ilişkilendirdi.
Çin, 2013 yılında başlattığı Kuşak ve Yol Girişimi ile Asya, Avrupa ve Afrika’da dev altyapı projelerine imza atarken, Afrika kıtasındaki etkisini de giderek artırıyor. Bu kapsamda Çin, demiryolları, limanlar, enerji santralleri ve otoyollar gibi mega projelere finansman sağlayarak Afrika’daki birçok ülkenin kalkınma sürecinde merkezi rol üstleniyor.
Afrika kıtasında Çin’e en fazla borcu olan ülke, 17,8 milyar dolarla Angola olurken; Etiyopya 6,5 milyar dolar, Mısır ise 6,3 milyar dolarla listede üst sıralarda yer alıyor. Zambiya, Kenya, Nijerya, Fildişi Sahili, Güney Afrika, Kamerun, Kongo Cumhuriyeti ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti de yüksek borç tutarlarıyla dikkat çekiyor.
Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Altay Atlı, Çin’in sunduğu finansman modelinin bir devlet kapitalizmi sistemine dayandığını belirterek, “Bir Çin bankası krediyi sağlıyor, Çinli firma projeyi yapıyor ve tüm süreç Çin devletinin politikaları doğrultusunda şekilleniyor” dedi. Atlı, Afrika ülkelerinin büyük altyapı ihtiyaçlarını karşılamak adına bu borçlanma yoluna gittiğini vurguladı.
“Afrika’nın başta altyapı olmak üzere kalkınmaya yönelik ihtiyaçları var. Çin ise bu ihtiyaçları en uygun koşullarla sağlayacak olmasından dolayı ön plana çıkıyor,” ifadelerini kullanan Atlı, Çin’in Batı ülkelerinden farklı olarak siyasi şartlar öne sürmeden projelere dahil olduğunu hatırlattı.
Ancak bu borçlanma ilişkileri uluslararası düzeyde eleştirilerin de hedefinde. Çin’in Afrika ülkelerini “borç tuzağına” sürüklediği yönündeki yorumlara temkinli yaklaşan Atlı, bu tür iddiaların çoğunlukla Batı’nın jeopolitik kaygılarından beslendiğini savundu.
Çin’in projelerindeki şeffaflık eksikliğine dikkat çeken Atlı, “Uluslararası standartlara uygunluk ve sürdürülebilirlik açısından bazı projelerin detaylı incelenmesi gerekiyor. Ancak Çin’in bu ülkeleri kasıtlı olarak borçlandırarak kontrol etme stratejisi olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Son yıllarda Çin’in Afrika’daki yatırım stratejisinin dönüşüm geçirdiğini aktaran Atlı, klasik altyapı projelerinden dijitalleşme, yeşil enerji ve yapay zeka gibi daha katma değerli alanlara kayma eğilimi olduğunu belirtti.
“Çin, dijitalleşme ve sürdürülebilirlikte liderlik hedefliyor. Bu dönüşüm, hem borç riskini azaltıyor hem de Çin’in küresel konumlanma stratejisine daha çok uyuyor,” diyerek sözlerini tamamladı.
Çin’in Afrika’daki etkisi büyümeye devam ederken, bu ilişkilerin uzun vadede kıta ülkeleri için kalkınma mı yoksa ekonomik bağımlılık mı yaratacağı sorusu tartışılmayı sürdürüyor.