Kriptokoin.com – Dünyanın dört bir yanından politikacılar yaklaşmakta olan bir durgunluğu ya da daha kötü bir olasılığı ortadan kaldırmak için benzeri görülmemiş miktarda taze para bastılar: tam bir ekonomik depresyon örneği. Amerika Birleşik Devletleri’nde Senato, Mart ayı sonlarında 2 trilyon dolarlık bir teşvik paketini onayladı ve Temsilciler Meclisi, şimdi yaklaşık %15’lik işsizlik oranıyla karşı karşıya kalan Amerikalıların ihtiyaçlarını hafifletmek için Demokratların 3 trilyon dolar daha basma teklifini kabul etti. COVID-19’a bir yanıt olarak Federal Rezerv, tarihinde benzersiz bir parasal genişleme dalgası benimsedi.
Fed, ekonomiye taze likidite katmak için “parasal genişleme” seçeneğini kullandı. Para basımı üzerinde tam kontrole sahip olmasından dolayı Fed, istediği kadar para basabilir ve daha sonra açık piyasadan varlık satın alarak finansal sisteme enjekte eder.
Piyasa gözlemcilerine göre Fed’in bu hareketi, sadece dört ayda 1,2 trilyon dolar değerinde varlığı getirdiği 2008’deki ekonomik krizin sonrasını hatırlatıyor. Bununla birlikte, COVID-19 krizinin ardından gerçekleştirilen parasal genişleme ölçeği, daha önceki hareketleri gölgede bırakıyor. Çünkü Fed, sisteme enjekte etmeyi planladığı para miktarını sınırlamadı.
Son iki buçuk ayda, Fed yaklaşık 2.8 trilyon dolar değerinde varlık satın aldı. Yönetim ortanının ABD Hazine bonolarını güvence altına almak için varlık alımlarını sınırladığı 2008 sonrasından farklı olarak bu sefer, kurumsal ve yerel yönetim tahvilleri gibi riskli varlıkları satın almayı da taahhüt etti.
Kripto para yatırımcılarının beklentisi ne olmalı?
ABD kurtarma parasının halka açık şirketlere yardım etmeye ve hissedarların değerlerini kaybetmesine engel olması bekleniyor. Bu yeni paranın da varlıkların maliyetini artırması bekleniyor, ancak Amerikalıların çoğu varlık sahibi olmadığından; görünürde tek sonuç zayıflayan satın alma gücü olacak. LiquidApps CEO’su Beni Hakak, Bitcoin (BTC) için değer deposu fırsatı gördüğünü söyledi:
“COVID finansal krizi, Bitcoin’in varlık sınıfı olarak yaşadığı ilk kriz ve bazıları altına benzer bir performans sergilemesini beklerken, Bitcoin fiyatında kekskin bir düşüş yaşandı. Dünya ekonomisi açılmaya başladıkça, BTC oldukça sakin bir şekilde toparlandı ve S&P’den daha iyi performans gösterdi. Tarihsel olarak bir boğa koşusunun takip ettiği halving’in de gerçekleşmesiyle; Bitcoin’in enflasyona karşı bir korunma varlığı olarak kabul edilip edilmeyeceğini görmek oldukça ilginç olacak.”
Parasal genişleme vs. Bitcoin
Sınırsız para basımı, her dört yılda bir gerçekleşen; BTC arzını yarıya indiren Bitcoin halving’ine oldukça zıt gözüküyor. Kripto severler için bu, Bitcoin’in “dünyanın en sağlam parası” statüsünü kanıtlıyor. Bitcoin’in kanıtlanabilir bir şekilde “kıt” olması, ortalama yatırımcıların ve enflasyon potansiyeli konusunda endişe duyanların ilgisini çekiyor.
Sistem şeffaflığıyla ve düzenlemelerin dışında kalmasıyla meşhurken, bir kripto veri ve araştırma platformu olan CryptoCompare’in ürün müdürü Avi Rosten, takip ettiği kadarıyla piyasanın oldukça iniş çıkışlı olduğunu söyledi. Mart ayı ortasındaki yüksek miktardaki güvensizliği ve 12-13 Mart arasında ABD borsalarındaki büyük dalgalanmayı işaret eden Rosten, CryptoCompare olarak saniyede 11.000 işlem gerçekleştiğini gördüklerini söyledi. Rosten, o zaman herkesin Bitcoin gibi riskli varlıklardan ABD dolarına geçtiğini belirtti. Bunun, Bitcoin gibi bir varlık için değerini kanıtlayabileceği en uygun zaman olduğunu söyledi ve şunları ekledi:
“Bitcoin halving’ini çevreleyen heyecanın yanı sıra rekor borsa hacimleri nedeniyle artan ilgi görüyoruz. Nisan ayı incelememizde, kripto tarihindeki en yüksek ikinci spot hacimlerin görüldüğünü tespit ettik.”
ABD finansal fırtınanın merkezinde yer alsa da, diğer ekonomiler de bu sıkıntıları fazlasıyla hissediyor. Yakın zamanda önerilen 3 trilyon dolarlık önlemler Brezilya reali, Meksika pezosu ve Güney Afrika randı gibi para birimlerinin, koronavirüs krizinin başlangıcından bu yana dolar karşısında %20’den fazla kayıp yaşamasına neden oldu.
Mart ortalarındaki çöküşün ardından gelen belirsizlik, Bitcoin’i tarihsel olarak altının yerini almaya itti. Piyasalar yavaş yavaş siperlerinden çıkarken, birçok ülke ikinci bir koronavirüs dalgası yaşıyor ve iyileşme sürecindeki molalar çoğalıyor.
70’li yıllara geri dönüş
Yıl 1973, petrol krizi küresel piyasalara şok dalgası gönderiyor… hükümetler, özellikle ABD, iş piyasasını canlandırma hamlesi olarak para basma yöntemini seçer. Yatırımcılar, yükselen enflasyon riskine karşı korunmaya çalışırken, altın gibi nadir emtialar dikkat çekiyor.
1970’lerdeki bu belirsizlik tanımı, bugünün iklimine de yeterince uyuyor. ABD’nin altın standardını tamamen terk etmesi ile başlayan on yıllık süreç; ücretler ve ekonomik büyümenin yatay bir seyir izlemesine rağmen ülkede %13,3’lük enflasyon oranıyla son buldu. Durgunluk ve artan enflasyon kombinasyonu, enflasyona dirençli bir değer deposu olarak altına dikkat çekti.
Şimdi ise Bitcoin halving ile arzını yarıya düşürürken, fiat para birimler arzlarını genişletiyor. Enflasyon korkuları yeniden piyasalarda ortaya çıkmaya başladığında, kanıtlanabilir kıtlığı olan varlıklar iyi konumlandırılmış olarak kabul ediliyor. Quantum Economics kurucusu Mati Greenspan, büyük ölçekli parasal genişlemenin ardından, Bitcoin’in sınırlı arzı nedeniyle gelecekteki değerini koruyacağına inanıyor:
“Bitcoin; altın ve gümüş gibi, enflasyona karşı bir koruma görevi görüyor. Dolayısıyla, para basmak olası bir enflasyona yol açarsa; altın, gümüş ve Bitcoin’in değerlerini fiat para birimlerine karşı tutma ve riskten korunma olasılığı oldukça yüksek.”
