Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
ABD’nin gümrük vergisi hamlesiyle dünya ticaretinde kurallar yeniden yazılırken, Türkiye’nin bu süreçten pozitif ayrışacağına dair beklentiler maliyet engeline takılıyor. “ABD’nin yeni uygulayacağı tarifeler sonucu Türkiye ilgi odağı olabilir ama yüzde 50 vergi uygulanacak ülkelerden hala yüzde 25 daha pahalıyız” diyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye’de hala girdi maliyetlerinin ana sorun olduğuna işaret etti. “Sektörde Ne Oldu, Ne olacak?” teması ile düzenlenen Perakende Zirvesi 2025’te konuşan Gültepe, Türkiye’nin ihracatta ilk 10 ülke arasında yer alabilmesi için her yıl yüzde 10 büyüme kaydetmesi gerektiğini dile getirerek, “Ne var ki yüzde 2.5’luk artışlarla bu hedefi yakalamak zor. Hazır giyim gibi geleneksel sektörlerimiz son bir yıldır eksi veriyor. Şimdi olmasa bile yakın zamanda bu ciddi bir sorun demektir. Üretim gücümüz zayıflıyor” dedi. LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, “Türkiye’nin bu maliyetlerle ABD’ye ürün satması zor. Vergiler ABD’ye bir avantaj sağlamaz. Bangladeş, Myanmar, Hindistan gibi pazarların dolması lazım ki iş bize gelsin. Bizim bu fiyatlar ile fiyat tutturmamız zor” değerlendirmesini yaptı.
“Rekabetçi noktaya teşviklerle gelemeyiz”
Girdi maliyetlerinin özellikle emek yoğun sektörlerde çok yoğun hissedildiğini anlatan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, girdi maliyetlerinin neredeyse Avrupa ile eşitlendiğini söyledi. İhracatta artış eğiliminin sürdüğünü ancak geleneksel sektörlerde kayıpların yaşandığını dile getiren Gültepe, “Emek yoğun sektörler daha fazla sorun yaşıyor. Fiyat duyarlılığı fazla bunlarda. Kur ve enflasyon paralel giderse daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkar” dedi. Teşvik noktasında da Türkiye’nin gidebileceği çok yol olmadığını ifade eden Gültepe, “Dolar bazında pahalı iseniz teşviklerle rekabetçi noktaya gelmeniz çok mümkün olmuyor. Sanayi tarafına daha fazla ağırlık verilmesi lazım. İhracattan aldığımız payın yukarı çıkması lazım. Katma değer diyoruz, birim değer diyoruz ama yıllardır 1.5 dolarda duruyoruz” diye konuştu.
“Yüzde 2.5 ile hedef tutturmak çok zor”
Hammadde ve ara malı tedarikinde ciddi vergiler olduğunu söyleyen Gültepe, “Türkiye mamul satarak mı yoksa hammadde satarak mı büyüyecek, buna karar vermeli. Mamul satacaksak hammaddeye dünya fiyatları ile ulaşmamız lazım. Yüzde 10 problem değil ama fark açılırsa rekabetçi olma şansınız olmuyor. Mamul satamıyorsunuz ve bu nedenle de kg başına ihracatta 1.5 dolarda kalıyorsunuz. Bu formülasyonu iyi ortaya koymak lazım. Rekabet ettiğimiz ülkelere göre, hammaddeyi yüzde 20 fark ile satın alıyoruz. Bu durumda da 2028 için 375 milyar dolar mal, 200 milyar dolar hizmet ihracatı hedefini tutturmak zorlaşır” dedi. Türkiye’nin ilk 10 ihracatçı arasında olma hedefine de işaret eden Gültepe, şunları söyledi: “Bunun için her yıl ihracatın yüzde 10 artması lazım, yüzde 2.5’lik artışlarla bu çok zor.” Yurtdışına kayan üretimle ilgili de konuşan Gültepe, Türkiye’deki satın alma ve üretim maliyetlerinin doğru olması durumunda kimsenin yurtdışında üretime yönelmeyeceğini söyledi. Gültepe, “Burada fiyatlar rekabetçi olsa kimse gidip yurtdışı ile uğraşmaz. Arada fark var. Rakipleriniz daha ucuz üretim yapıyorsa gitmek zorunda kalıyorsunuz. Hazır giyim başta olmak üzere birçok sektör bu nedenle güç kaybetti” yorumunu yaptı.
BMD Başkanı Öncel: Krizler kadar fırsatlar da önümüzden geçiyor
Zirvede konuşan Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, “Başarı krizsiz olmaz, krizler bize heyecan veriyor” diyerek krizler kadar fırsatların da sektörün önünden geçtiğini söyledi. Diğer yandan sektörün ilk üç aylık performansını değerlendiren Öncel, ocak-şubat anketlerinde cirolardaki kaybın ortaya çıktığını, mart ayında ise Ramazan Bayramı’nın etkisiyle toparlanma yaşandığını belirtti. Öncel, “Ancak şubat ayına göre ciro iyi ama geçen yılın martına göre adet satışları düştü” dedi.
“Hazır giyim ve pırlanta mağazası eşit tutuluyor”
Üyelerine yönelik yaptıkları mart ayı anketi sonuçlarına da değinen Öncel, markaların en çok yaşadığı sorunun fayiş kira artışları ve ortak alan giderleri olduğunu belirtti. 49 üyeden 47’sinin bu konuyu temel sorun olarak gördüğünü aktaran Sinan Öncel, tespit davalarındaki sıkıntıya da işaret etti. Öncel, sözlerine şöyle devam etti: “Bir hazır giyim markasına kira tespit davası açılıyor. AVM, emsal olarak pırlanta markasının kirasını gösteriyor. Mahkemeden bu nedenle aleyhte sonuç çıkma durumu var. Bununla Adalet Bakanlığı’nın devreye girmesi için çalışma yapıyoruz. Satışlar ile ilgili de konuşan Öncel, “Ocak ve şubatta satışlar gerilemişti.
Birim başına en yüksek harcama Doğu illerinde
Etkinlikte moderatörlüğünü ETİD Başkanı Hakan Çevikoğlu’nun gerçekleştirdiği ve konuşmacıları arasında Jumbo Müdürü Hakan Çevikoğlu ve Rubikpara Yönetim Kurulu Yusuf Akbal’ın yer aldığı Perakende Sosyolojisi konulu bir oturum düzenlendi. Oturumda konuşulan Hakan Zihnioğlu, talebin bölge ve tüketici grubuna göre değiştiğini belirterek, tüketimde birbirinden farklı hareketler gördüklerini anlattı. Zihnioğlu, “Diyarbakır, Gaziantep gibi illerin yer aldığı Doğu’da aileler geniş masalar kurmayı tercih ediyor. Oralarda 12 ve 24 ve 36 kişilik yemek takımları satıyoruz. Birim başına en yüksek alışveriş de buralarda. İzmir’e gelindiğinde takım değil farklı farklı tabaklar satılıyor. Trabzon ve Antalya’da ise daha küçük masalar kuruluyor” dedi.
Eczacıbaşı: Başarının koşulu odaklanmak
Zirvede konuşan Rubikpara Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Akbal, üründen ziyade deneyimin karar verme sürecine etkisinden bahsederek, “Müşteri mağaza içindeki ödeme kuyruğunu görünce çıkma oranı yüzde 86. Kuyruğa girse bile alışverişten vazgeçme oranı yüzde 66. Mağazanın dekorasyon kadar arka planda ödeme sitemi de önemli. Perakende de anlık ve akışkan sabit bir sistem bekleniyor” dedi. İş insanları için denemeler konulu oturumda konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, başarını koşullarından birinin odaklanmak olduğunu belirtti. Eczacıbaşı, “Liderlik öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir durum. Bu konuda çok araştırma ve kitap var. Her devirde, her coğrafyadan her meslekten liderler çıkmış. Dolayısıyla ortak noktayı başka bir yerde aramak lazım. Onlar da liderlerin yaptığı işler, yaklaşım ve hedefe yönelme biçimleri var. Ümit veriyorlar insanlara, daha iyi daha rahat bir yaşam” dedi.
“Don olayı perakendeyi de vuruyor”
Yıla savaşlar ve ekonomik zorluklarla başlandığını söyleyen LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, don olaylarının da perakende sektörüne ciddi oranda zarar verdiğini belirtti. Küçük, “2024 yılında döviz bazında yüzde 12 büyüdük ama daha iyi olabilirdi. Turizm satışları beklenenin altında kaldı. TL’nin seyri de belirleyici oldu. Bu yıl da ocak-şubat zordu. Nisan eski bayramlar kadar olmasa da olmasa toparlanan bir ay oldu. LCW olarak tutarda hedefi yakaladık ama adette geride kaldık. Bu ay iklim şartları etkili oldu. Nisan’ın 15’inde kar yağdı. Don olayları yaşandı. İklim artık, öngörülebilir değil artık. Nisanda kışlık koyamazsın. Erkekler zaten ihtiyaç duymadan bir şey almıyor. O nedenle önümüzdeki hafta belirleyici olacak” dedi.
Yurtdışından online alışverişe 22 euro sınırı gündemde
Çin’in online dış ticarette dengeleri alt üst ettiğini söyleyen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, son dönemde artış trendine girse de Çin’in etkisi ile e-ithalatın baskısı altında ilerleyen e-ihracat ile ilgili konuşarak, “Çin, bu konuda piyasayı allak bullar etti. Çin’in 50 milyar dolar e-ihracatı var. Bu markaların Türkiye’ye gelmesi piyasayı bozuyor. Bu konuda bakanlık hassas. Belirlenen tavan fiyat kurtarmıyorsa 22-23 euroya düşebilir. Bu baremi aşağı düşürme noktasında karar alabileceklerini söylediler. Öyle bir fiyat olma şansı yok. Biz üretici olarak oradan alıp satsak çok daha fazla kar yaparız” dedi.