Hamide HANGÜL
ABD’de ikinci Trump dönemiyle Çin’le ticaret savaşı yeniden ateşlenirken, Çin’den boşalan pazardan yer kapmak için birçok ülkenin hükümet, özel sektör ve ticaret odaları, heyetler halinde Washington’a çıkarma yapmaya başladı.
Çin ve Hindistan’ın özellikle ilaç sektöründe üretimle pazarın yüzde 80’ini domine ettiğini söyleyen uzmanlar, söz konusu pazarın 6,5 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip olduğunu belirterek, “Türkiye bu devasa pazarda güçlü olduğu jenerik ilaçlar, ağrı kesici, serumlar, antibiyotikler, diyabet gibi ilaçlarla yer alarak bu boşluğu değerlendirmeli, tüm sektörler Washington’da temaslarda bulunmalı” çağrısı yaptı. Diğer taraftan Amerika’da Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) yeniden yapılanma sürecine girmesi, Amerikalı ilaç firmalarını yeni klinik çalışmalar için farklı merkezlerin arayışına yöneltti.
Türkiye’ye klinik çalışmaları getirmek için gayret ettiklerini açıklayan ABD’de kurulu Yaşam Bilimleri Fon Direktörü Dr. Kemal Oğuz Kalafat, “Klinik çalışmaları ülkemize çekebilirsek, katma değeri artırırız” dedi. İki ülkedeki sektörler arasında temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Dr. Kemal Oğuz Kalafat ile ABD’de ilaç firmalarının yeni ülke arayışları, Çin’den boşalan pazarda Türkiye’nin nasıl yol alabileceğini konuştuk.
Ülkelerin heyetleri Washington’da
ABD’nin Donald Trump’la birlikte ciddi bir yapısal değişikliğe gittiğini söyleyen Kalafat, bu noktada gelişmeleri yakından takip etmek isteyen ülkelerin, heyetler halinde Washington’a çıkarma yaptığını söyledi. Kalafat, “ABD’de şu anda tüm ülkelerin ticaret odaları olsun, kamu olsun, özel sektör olsun, heyetler oluşturarak hepsi Washington’da. Malezya’dan tutun Japonya’ya, Bahreyn’den Umman’a kadar heyetler halinde oradaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Böylelikle yeni gelen ekiple organik bağlar oluşturmak istiyorlar. Türkiye’nin de bu süreci kesinlik yakından takip etmesi gerekiyor” dedi.
“ABD’li ilaç firmaları klinik çalışmada yeni merkez arıyor”
ABD’de ilaç onaylarının alındığı Food and Drug Agency – ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), kurumunun da bu süreçte yeniden yapılanmaya gittiğini, o nedenle yeni klinik çalışmalar ve onay süreçlerinde tıkanma yaşandığına işaret eden Kalafat, ancak yeni klinik çalışmaları için beklemek istemeyen ABD’li ilaç firmalarının farklı ülke arayışlarına başladığını dile getirdi. Kalafat, şöyle devam etti: “FDA kendini toparlaması, nereden baksanız bir yılı bulur. Firmaların da FDA sundukları bir sürü ilaç dosyaları var. Onların onayı bir gün bile gecikse milyonlarca dolarlık para kaybına neden oluyor. O nedenle ABD’li ilaç firmalarının yeni klinik çalışmaları için ‘farklı merkez arayışı’ düşüncesi oluştu.”
Klinik çalışmalarda da Çin’in olmayacağını ve ABD’nin, “Müttefiklerimizle yapacağız” söylemine işaret eden Kalafat, “FDA tıkandığından dolayı, özel sektör de klinik çalışmalarını Avrupa ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere kaydırma aşamasındalar. Türkiye bu noktada fiyatlama bazında öne çıkıyor.
Bir İngiltere, Fransa’da örneğin 10 euroya yaptığınız bir klinik çalışmayı burada 5 euroya aynı kalitede yaptırabilirsiniz. Klinik çalışmalar için de şu anda Türkiye için büyük bir fırsat var. Bunun için ABD’den şu anda Türkiye’ye bir talep var. FDA onay almadığınızda Avrupa’da bazen kovitten dolayı hızlandırılmış bir prosedür geliştirildi, satabiliyorsunuz ancak FDA onay aldığınız anda bütün dünyada yüksek değerle satıp, üstüne lisans koruması koyabiliyorsunuz. Mesela, 20 yıl o ilacı sizden başka kimse üretemiyor.
Katma değer kazancınız 1’e 10 artar, daha da önemlisi teknoloji transferi başlar. O nedenle bu beni çok heyecanlandırıyor. Türkiye’nin üretim altyapısı çok iyi. Küçük moleküllerde dünyadaki liderlerden biriyiz. MENA bölgesi, Türk Cumhuriyetlerine ilaç gönderiyoruz. Bio ilaç dediğimiz büyük moleküllü hücrelerde de 5 firma çok güzel fabrikalarını kurdular. Türk firmaları. Onlar için de bu önemli bir süreç olacak. Bu aynı zamanda, ilaçta cari açığın kapanmasına da katkı sağlar.
ABD’de kimse böyle radikal bir değişiklik beklemediğinden dolayı şimdi herkesin planlarını yeniden yapması lazım.” Klinik çalışmaların kendisini de heyecanlandırdığını vurgulayan Kalafat, “Şu anda başlangıç olarak iki firmanın klinik çalışmalarını Türkiye’de çekilmesine yönelik çalışmalarımız var. Çok pozitif dönüşler alıyorum. Bunlardan biri stentin yerini alacak bir çalışma, diğerleri kardiovasküler ve ender hastalıklar dediğimiz, gen hastalığıyla ilgili.. Onları getirmek için çalışıyoruz” dedi.
“ABD pazarının ilaç tedarikçisi olabiliriz”
ABD’de Türk ilaç firmaları için de fırsatlar bulunduğuna işaret eden Kalafat, söz konusu pazar büyüklüğünün 6,5 trilyon dolar olduğunu ve Çin’le birlikte Hindistan’ın da dışarıda bırakıldığını söyledi. Kalafat, “Çin ve Hindistan ABD ilaç pazarının yüzde 80’ini domine ediyordu. Bunu yerine yeni ülkeler arıyorlar.
Bütün ülkelerden ilaç alımı için yeni bir kapı açılmış durumda. Türkiye bence çok önemli bir aşamada. Hatta birkaç özel sektör firmasıyla görüşmeler yapıyoruz. Bunu fırsatı kaçırmamalıyız. Türkiye olarak şu anda küçük moleküllerde ilaçlar üretiyoruz, ağrı kesiciler, antibiyotikler, serumlar, diyabet ilaçları. Şu anda büyük hacimlerle ABD pazarının tedarikçisi olabiliriz” diye konuştu.