Bugün: Haziran 23, 2025
Haziran 22, 2025
9 dk. okuma

İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Deklarasyonu yayımlandı: Memleketler arası topluma İsrail daveti

İsrail’in, İran, Suriye ve Lübnan’a yönelik son saldırıları da dahil bölgede istikrarı bozan politikaları ile uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerinin kınandığı bildiride, söz konusu ülkelerin egemenliği ve güvenliğine yönelik açık bir ihlalin bulunduğu belirtildi.

Bildiride, uluslararası topluma, saldırganlığı durdurmak ve İsrail’i işlediği suçlardan sorumlu tutmak için “caydırıcı önlemler” alınması çağrısında bulunuldu.

Bildiride, gerginliği azaltma çabalarını desteklemek, İran’a yönelik saldırganlığı durdurmak ve barışçıl çözüm sağlamak amacıyla, ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla düzenli temas kurmakla görevli “Bakanlar Temas Grubu” kurulmasına karar verildiği ifade edildi.

İsrail saldırılarının durdurulmasının acil gerekliliği vurgulanan bildiride, bölgedeki insani, ekonomik ve çevresel durumu tehdit eden söz konusu tehlikeli tırmanışa ilişkin büyük endişelere işaret edildi.

İİT için Filistin davasının merkezi önemi vurgulandı

Bildiride, Birleşmiş Milletlerden (BM) sonra en büyük ikinci uluslararası kuruluş olan İİT’in, uluslararası parçalanma, zayıflamış uluslararası kurumlar ve dönüşen dünya ortamında giderek artan bir rol oynamaya yönelik arzusu ve İİT’i bölgesel ve küresel istikrar, değişen jeostratejik dengeler, çok taraflılık ve kurallara dayalı uluslararası sistem açısından önemli bir uluslararası aktör olarak güçlendirmek için reformları hızlandırma ihtiyacı vurgulandı.

1969’da Mescid-i Aksa’ya yapılan kundaklama saldırısının ardından kurulan İİT için Filistin davasının merkezi öneminin altının çizildiği bildiride, 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve bitişik bir Filistin devletinin kurulmasına kesin destek ve iki devletli çözümün bölgede herkes için barış ve istikrara ulaşmak için tek geçerli çözüm olduğu yeniden teyit edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında, “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması” ve ilgili BM kararları hakkında BM Yüksek Düzeyli Konferansı’nın mümkün olan en kısa sürede toplanmasının önemi yeniden teyit edilirken, konferans kapsamında kurulan çalışma gruplarının çalışmalarını yeniden başlatmanın ve konferansın başarısı için çabaları iki katına çıkarmanın önemi de yeniden vurgulandı. Bildiride tüm BM üye devletleri, yeni tarihi açıklandıktan sonra konferansa aktif olarak katılmaya çağrıldı.

Filistinli sivil halkın korunması talep edildi

Bildiride 19 aydan fazla süredir devam eden İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik soykırım kampanyası ve Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı başta olmak üzere Filistin davasını ortadan kaldırmayı amaçlayan sistematik yıkım ve öldürme kampanyaları kınanırken, saldırının sona erdirilmesi, Gazze Şeridi için Arap-İslam kurtarma ve yeniden inşa planının ilerletilmesi ve Filistin hükümetinin Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze Şeridi’nde de sorumluluklarını üstlenebilmesi için siyasi ve mali destek sağlanması amacıyla, kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkesin sağlanmasının ve Güvenlik Konseyi’nin 2735 sayılı kararının uygulanmasının önemi yeniden teyit edildi.

Gazze’ye ilişkin Arap-İslam Ortak Zirvesi tarafından kurulan Bakanlar Komitesinin, acil ateşkes, Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine insani yardımın ulaştırılması ve iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik pratik adımların başlatılması için yoğun diplomatik çabaların desteklendiği bildiride, işgalci güç olan İsrail’in, Filistin halkını zorla yerinden etmek amacıyla insani yardımın girişini engelleyerek ve BM insani yardım kuruluşlarının görevlerini yerine getirmelerini önleyerek açlığı bir soykırım yöntemi olarak kullanması kınandı.

Bildiride, Filistin halkının her türlü zorla yerinden edilmesinin reddedilmesi, sınırların acilen açılması, insani yardımın engelsiz ve yeterli bir şekilde ulaştırılması ve Filistinli sivil halkın korunması talep edildi.

Filistinli mültecilere hizmet sunmada yeri doldurulamaz bir rol oynayan BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) desteğin ifade edildiği bildiride, uluslararası topluma, Kudüs dahil işgal altındaki Filistin topraklarında kötüleşen insani durum karşısında UNRWA’ya hem siyasi hem de mali olarak desteklerini sürdürme çağrısında bulunuldu.

Bildiride, Filistinlileri topraklarından zorla çıkarmayı amaçlayan her türlü plan, Filistin davasının ortadan kaldırılması ve uluslararası hukukun ciddi ihlali anlamına geldiği için kesin bir şekilde reddedildi. Ayrıca İsrail’in, Gazze’de yaşamı imkansız hale getirerek Filistinlileri topraklarından çıkmaya zorlamak amacıyla temel yaşam ihtiyaçlarını sistematik olarak hedef alması da reddedildi.

Kudüs’ün kimliğinin korunması vurgulandı

Filistinlileri yerlerinden etmek zorunda kalmadan Gazze Şeridi’nin yeniden inşa edilmesinin mümkün olduğunu gösteren Arap-İslam Gazze Şeridi’nin Erken İyileştirilmesi ve Yeniden İnşa Edilmesi Planı’na desteğin teyit edildiği bildiride, Gazze Şeridi’ne insani yardım ve yardım malzemelerinin ulaştırılmasını sağlamak için Mısır’ın insani çabaları takdir edildi.

Bildiride, İsrail’in, Kudüs şehrinin medeniyet özelliklerini değiştirme, Arap ve İslam karakterini bozma ve yasal statüsünü zayıflatma girişimlerinden, özellikle de El-Aksa Camii’ndeki statükoyu değiştirmeye yönelik çabalarından derin endişe duyulduğu belirtilirken, Kudüs’ün üç tek tanrılı din arasında hoşgörü ve bir arada yaşamanın sembolü olarak kimliğini korumak ve sakinlerini desteklemek gerektiği vurgulandı. Bildiride ayrıca Kudüs Komitesi ve onun yürütme organı olan Beyt Mal el-Kudüs eş-Şerif Ajansı’nın çabaları takdir edildi.

Pakistan hükümeti ve halkıyla dayanışma içinde olunduğunun ifade edildiği bildiride, Güney Asya bölgesinde son dönemde yaşanan askeri gerginliğin, Pakistan ve Cammu Keşmir’deki birçok bölgede gerçekleştirilen haksız saldırılar da dahil olmak üzere derin endişeyle karşılandığı belirtilirken, bölgenin istikrarını bozacak eylemlerden kaçınılması ve azami itidal gösterilmesi gerektiği vurgulandı.

Bildiride, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için 10 Mayıs 2025’te ilan edilen ateşkesin sadık bir şekilde uygulanması gerektiğinin altı çizilerek, çeşitli üye devletlerin gerilimin azaltılması için gösterdiği çabaların takdirle karşılandığı belirtildi.

İndus Suları Anlaşması da dahil olmak üzere ikili anlaşmalara sıkı sıkıya bağlı kalınması çağrısında bulunulan bildiride, Pakistan ile Hindistan arasındaki tüm çözülmemiş anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde çözülmesi için geniş tabanlı bir diyalogun önemi vurgulandı.

Uluslararası topluma, aşırıcılıkla, nefret söylemiyle mücadele için etkili önlemler alma çağrısı

Bildiride, İslamofobinin, ırkçılık ve ayrımcılık biçimi olarak artmasından derin endişe duyulduğu ifade edilerek, dine veya inanca dayalı şiddet eylemleri, nefret söylemi, ayrımcılığa dayalı aşırıcılık, kültürlerarası bölünmeler ve gerilimleri artıran çabalar kınandı.

Uluslararası toplumun, ulusal ve küresel düzeyde aşırıcılıkla, nefret söylemiyle, dinlerin aşağılanmasıyla, olumsuz klişeleştirmeyle, din, inanç ya da etnik kökene dayalı damgalamayla mücadele için etkili önlemler almaya çağırıldığı bildiride, terörizm ve aşırıcılığın hiçbir din, ırk, etnik köken veya milletle ilişkilendirilemeyeceği belirtildi.

Bildiride, küresel barış ve güvenliği tehdit etmeye devam eden aşırıcılığın, tüm biçim ve tezahürleri ne olursa olsun açık bir şekilde kınanması gerektiği vurgulandı.

Bazı İİT üye ülkelerin sömürgesizleştirme süreci sırasında edindiği tecrübenin ve kabiliyetin, İİT’e üye devletler ile diğer BM üyesi devletler arasındaki ihtilafların çözümünde önemli bir ara buluculuk kapasitesi kazandırdığı teyit edildi.

Bildiride, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinde kaydedilen ilerleme, özellikle “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin İkili Anlaşma” üzerindeki müzakerelerin sonuçlanmasından memnuniyet duyulduğu belirtilerek, Ermenistan, bu anlaşmanın imzalanmasının önündeki hukuki ve siyasi engelleri ortadan kaldırmaya ve Azerbaycan’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zedeleyici tutum ve eylemlerden vazgeçmeye çağrıldı.

Ermenistan’ın saldırıları sonucunda etkilenen, kurtarılmış bölgelerin yeniden inşası yönündeki çabalarda Azerbaycan hükümeti ve halkı ile dayanışmanın teyit edildiği bildiride, İİT üyesi devletler, güvenliğin sağlanması, yeniden inşa çalışmalarının mümkün kılınması ve yerinden edilmiş kişilerin onurlu bir şekilde geri dönüşünün temini açısından mayın temizleme faaliyetlerinde Azerbaycan’a aktif destek vermeye çağrıldı.

Bildiride, İİT üyesi Cezayir, Somali ve Pakistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyelikleri bağlamında ve İslami davaları desteklemek üzere yürüttükleri somut ve takdire şayan çabalara destek olunduğu ifade edildi.

Suriye’nin bölgesel ve uluslararası sisteme entegrasyonu için gösterilen çabalar

Suriye geçici hükümetinin, ülkenin bölgesel ve uluslararası sisteme entegrasyonu için gösterdiği çabaların memnuniyetle karşılandığı belirtilen bildiride, istikrar ve güvenliği sağlamak için Suriye’ye siyasi ve mali desteğin sürdürülmesinin önemi vurgulandı.

Suriye’de yeniden yapılanma çabalarına katkıda bulunmayı amaçlayan Türkiye ile İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu arasındaki işbirliğinin başlatılmasına destek verildiği belirtilen bildiride, enerji ve altyapı gibi sektörlerde öncelikli ihtiyaçları karşılamak için ortak çabaların araştırılmasının teşvik edildiği kaydedildi.

Egemenliğe, bağımsızlığa, toprak bütünlüğüne ve birliğe saygı gösterilmesi ve tüm İİT üye devletlerinin iç işlerine müdahale edilmemesi çağrısında bulunulan ilkeli pozisyonun teyit edildiği bildiride, Kıbrıslı Müslüman Türklerin doğal haklarını güvence altına alma isteğinin desteklendiği aktarıldı.

Bildiride, Kıbrıs sorununa müzakere edilmiş ve karşılıklı kabul edilebilir, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulma ve kendilerine dayatılan haksız izolasyonun üstesinden gelmek için Kıbrıslı Müslüman Türklerle temasın geliştirilmesinin önemi vurgulandı.

Bildiride, Yunanistan’da, Batı Trakya’daki Türk Müslüman Azınlık ile On İki Ada’daki Türk Müslüman nüfusa verilen destek yinelenerek, bu kişilerin temel hak ve özgürlüklerden tam anlamıyla yararlanmalarının sağlanması hususundaki kararlılığa vurgu yapıldı.

Geçmişte Ermenistan topraklarından “zorla ve sistematik biçimde çıkarılan” yüz binlerce Azerbaycanlının kaderi konusundaki derin endişeye atıfta bulunulan bildiride, söz konusu Azerbaycanlıların uluslararası hukuka uygun şekilde, barışçıl, güvenli ve onurlu biçimde yerleşim yerlerine geri dönme hakları teyit edildi.

Cammu Keşmir halkıyla dayanışmaya yer verilen bildiride, BMGK ve İİT kararları ile Keşmir halkının iradesine uygun biçimde kendi kaderini tayin hakkı tam desteklenirken, ayrıca Hindistan’ın bölgedeki insan hakları ihlalleri kınandı.

Bildiride, Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere Myanmar’daki Müslüman topluluklara yönelik “ciddi insan hakları ihlalleri” konusundaki endişeler ifade edilerek, bu insanların temel hak ve özgürlüklerinin savunulması için acil önlemler alınması çağrısında bulunuldu.

Bosna Hersek’te son zamanlarda yaşanan gerilimlere atıfta bulunulan bildiride, tüm uluslararası ortaklara, Dayton Barış Anlaşması ve Bosna Hersek Anayasası’na uyumun sağlanması yönünde işbirliği yapmaları gerektiği mesajı verildi.

Ürdün’ün Kudüs’teki İslam ve Hristiyan kutsal alanlarını koruma çabalarının önemli olduğuna işaret edilen bildiride, 2026’da Azerbaycan’da düzenlenecek “İslam Zirvesi Konferansı”nın memnuniyetle karşılandığı, bu zirvenin İslam dünyasında birlik, dayanışma ve işbirliğine katkı yapmasının beklendiği kaydedildi.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Önceki

Rusya, Çin ve Pakistan, İran-İsrail ihtilafına ait BMGK’de oylanmak üzere tasarı hazırladı

Sonraki

Guterres’ten ABD saldırısı açıklaması: Tehlikeli bir dönüm noktası

Son gönderi Blog

Don't Miss

IJS Istanbul Jewelry Show mücevher sanayisini tekrar bir ortaya getirecek

IJS Istanbul Jewelry Show, 01-04 Ekim 2025 tarihlerinde düzenleyeceği organizasyonla

IMF’den Avrupa’ya büyüme uyarısı

Uluslararası Para Fonu (IMF), Avro Bölgesi ekonomisinin karşı karşıya olduğu